İşte bu “dört tekerlekli havuzlar” mahalle, mahalle dolaştırılır ve halka “denizi sizin ayağınıza getirdik,” denilerek seçimlerde propaganda aracı olarak da kullanılabilir(!)

 

Adnan Menderes Stadyumu’na yolu düşenler içeride üzeri branda ile örtülü, çevresi de aynı şekilde kaplı bir mekân görecekler.

Eskiden kasabalardaki cambazhane çadırını andıran bu mekân da nedir diye merak edecekler için, ben söyleyeyim portatif yüzme havuzu…

Bu çağda bu da nedir derseniz, Aydın’ın çocuklarını bu portatif yüzme havuzuna mahkûm eden, vatandaşı üzerinde düşünmesini gerektiren, ibret alınacak bir geçmişi var.

Daha önceki yazılarda yeri geldiği için anlatmışımdır ama başka yerlerde eşi, benzeri az bulunan böyle trajedilerin örneği ancak bizde bulunan bir olay olduğu için belki insanlarımız oynanan oyunun farkına varır, ümidiyle tekrar anlatayım.

Olay, ayağa gelen bir hizmetin iş bilmez bürokratların, milleti umursamaz siyasetçilerin zıtlaşması ile nasıl heba edildiğini tartışmasız bir şekilde bütün açıklığıyla gözler önüne seriyor.

Anlatalım ki, belki anlaşılır Aydın’ın çocuklarının son derece üzücü bu ilkel portatif yüzme havuzlarına kimler tarafından nasıl mahkûm edildiğini…

Olay şu:

Devlet tarafından 2012 yılı yatırım programında Aydın’a bir adet yarı olimpik yüzme havuzu yapımı planlanır.

İlgili kurum Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğü havuzu Pınarbaşı’ndaki eski yerine yapmak ister.

Ancak Aydın Belediyesi alanın Koruma Amaçlı İmar Planı kapsamında olduğundan, planın da henüz hazırlanmadığından ruhsat vermez.

Konuyu araştırıp, soruşturmadan devrin il müdürü belediyenin havuz yapımına izin vermediğini iktidar yetkililerine intikal ettirir.

O da araştırmamış olacak ki, devrin kudretli milletvekili havuz alanında yaptığı basın açıklamasıyla Aydın Belediyesini bu konuda eleştirir ve göreve çağırır.

Böylece karşılıklı diyalogla başka bir yere yapılabilecekken olimpik havuz iktidarla belediye arasında siyasi bir zıtlaşmaya dönüşür.

Ardından taktik savaşları başlar.

İlk hamle belediyeden gelir ve Fatih Mahallesindeki eski araç muayene istasyonu alanını üzerinde imar değişikliği yaparak havuz yapımı için tahsis eder.

Ne var ki, arazi üzerinde birden fazla tapu olduğu için bu mümkün olmaz. Gençlik ve Spor İl müdürlüğü yer için belediyeden bir daha yazılı istekte bulunur.

Bu sefer belediye Mimar Sinan Mahallesindeki Hüseyin Aksu Spor tesisleri alanını gösterir.

Sorun görünürde çözülmüştür.

İhale için hazırlıklar yapılır, havuz yapımı ilana çıkar. Bu arada işler bu noktaya gelinceye kadar aradan iki yıl geçmiş, 2014 seçimleri kapıya dayanmıştır.

Aydın Belediyesi verdiği izni iptal eder ve Aydın’a havuz yapımı bir başka bahara kalır.

İşte portatif yüzme havuzu o baharın bir sonucudur.

Artık beceriksiz bürokratların, halkı umursamaz siyasetçilerin elinde Aydın’ın ne hale geldiği, ne fırsatlar kaçırdığı hükmünü siz verin

Hâlbuki yazları oldukça sıcak geçen Aydın’da denize gitme imkânı olmayan çocukların serinlemesi, yüzme eğitimi almaları, her yaştan insanın dört mevsim spor yapabilmesi için sorumluluk sahibi siyasetçilerin hedefi ne olmalı?

Her ilçeye en az bir, bazı ilçelere de büyüklüklerine göre ikişer, üçer yarı olimpik yüzme havuzu kazandırmak değil mi?

Her alanda geçerli bu anlayışın yarı olimpik yüzme havuzu yapımı da gösterdi ki,bir konuda işbirliği Aydın’da geçerli değildir,bizde o konuda ‘ben’ duyguları öne çıkar.

Bunun bir sonucudur ki, devlet yetkilisi övünerek bir portatif yüzme havuzunun Didim’de olduğunu, birinin de Çine’ye planlandığını söylüyor

İktidar milletvekilleri ve diğer yetkililer sesini çıkarmadığına göre bundan portatif yüzme havuzu yapımından rahatsızlık duymadıkları sonucu çıkıyor.

Madem gerek iktidar yetkilileri gerek uygulayıcı konumdaki bürokratlar portatif yüzme havuzlarını bir başarı olarak görüyor, bunun hikâyesini de yazmalılar.

Ucuz maliyetli bu yatırımları daha da yaygınlaştırmalılar, her ilçede her mahallede yapmalılar ki, ardından da reklam için her yeni havuz için açılış törenleri düzenlemeliler(!)

Bu törenlere Gençlik ve Spor Bakanını davet etmeliler, olmadı kurdeleyi Vali Bey’e kestirmeliler(!)

Kentin reklam panolarına ilanlar vererek başarılarından cümle alemin  haberdar olmasını sağlamalılar(!)

Hem böylece parti büyüklerine seçimde kullanacakları propaganda malzemesi üretmiş olurlar hem de bütün Türkiye’ye örnek olurlar(!)

Ayrıca partili sosyal medya trollerine paylaşmaları, karşı mahalle trolleriyle didişmeleri için bol malzeme çıkmış olur(!)

Sizin anlayacağınız bir koyundan birkaç post birden çıkarılmış olur.

Hatta hem Didim hem Kuşadası plajlarında bir de portatif yüzme havuzu yapmalılar ki, gelen yerli yabancı turistler Aydınlı siyasetçilerin ve bürokratların bu konuda ne kadar başarılı olduklarını görüp,takdir etsinler(!)

 Örnek portatif yüzme havuzu projesini çocuklarının çimmeleri için her bir yabancı turist kendi ülkelerinde hayata geçirmeleri için yöneticilere baskı yapabilsinler, “biz de isteriz,” diye eylemler yapsınlar(!)

Bir örnek olarak Aydın adı ülkeden, ülkeye, kentten kente bir dalga halinde bir efsane olarak yayılması ancak bu şekilde mümkün olabilir(!)

Bu sayede bakarsınız yatımcı bile çeker Aydın’ın kalkınma sorununu bile bir çırpıda kökünden çözümlenebilir(!)

Kalkınmış iller sıralamasında belli mi olur, bir rekora imza atar, birinci sıraya bile yükselebiliriz(!)

Bunun bir sonucu projenin hazırlanmasında ve hayata geçirilmesinde emeği olan bürokratlarımız, siyasetçilerimiz, yerel yöneticilerimiz ödüllere boğulabilir, başarı hikâyelerini anlatmaları için içeriden ve dışarıdan  konferans davetleri alabilirler(!)

Şahane buluş üniversitelerde bilimsel araştırmalara konu olabilir, hakkında kitaplar yazılabilir(!)

Aydın’daki rakip yerel muhalefet de bu performans karşısında konuya büyük olasılıkla ilgisiz kalmayacak, üretecekleri projelerle iktidarla rekabet edecektir.

İlk akla gelen onlar da benzer portatif yüzme havuzu yapımında iktidarla yarışa girecekler, lokmalı, limonatalı, lokumlu havuz açılışları yapacaklardır(!)

Her bir yapılan havuzun en az üç yerine “bizim havuzlarımız iktidarın havuzlarından daha iyi,” yazılı başkanların portresi bulunan pankartlar yerleştireceklerdir(!)

Hatta muhalefet daha pragmatik ve de popülist hamlelerle iktidarın bu projesini çöpe atmak isteyecektir (!)

Örnek mi?

Önü, ardı ve yan cepheleri başkanların ışıklı portreleriyle kaplı, bir kamyonun kasası ya da kasaları-tabi ihtiyaca göre sayıları daha da çoğaltılabilir- pratik bir şekilde havuz haline dönüştürülebilir.

İşte bu “dört tekerlekli havuzlar” mahalle, mahalle dolaştırılır ve halka “denizi sizin ayağınıza getirdik,” denilerek seçimlerde propaganda aracı olarak da kullanılabilir(!)

İşte o zaman bizdeki kurum müdürleri ve siyasetçiler adlarını tarihe altın harflerle yazdırırlar.

Ne mutlu bize!