İmaj, insanların düşüncelerinden ortaya çıkan, kurumun vizyonu, misyonu ve kurumsal değerlerinden oluşan kurum kimliğinin algılanış biçimidir. İmaj insanlar tarafından kurumun (belediyenin) nasıl algılandığıdır.

İmaj değişebilir bir özelliktir. Bir plan dahilinde yönetilmesi ve yürütülmesi gerekmektedir. Kurumlar (Belediyeler) nasıl bir imaj oluşturmak istiyorsa onun için gerekli stratejiyi hazırlar, kısa veya orta dönemde çalışmalarını buna göre yönetir.

Belediyelerin kuruluş amacı; insanların yaşamaları için gerekli olan her konudaki ihtiyaçlarını karşılamak, onları memnun etmek, refah seviyesini yükseltmek ve değişen dünyaya ayak uydurmalarını sağlamaktır. Seçimle iş başına gelip süreklilik kazanmak isteyen belediyeler halkın desteğini alabilmek için olumlu bir imaj algısı yaratmak zorundadırlar.

İnsanlar kendi yaşantıları, istek ve beklentileri ile belediyelerin sunduğu hizmeti zihinlerinde karşılaştırmakta, bunun sonucunda kuruma bir değer vermektedirler. İnsanların algılamaları ile oluşan değer kurumun imajını oluşturmaktadır. Belediyeler kendilerine yönelik bu algıyı, sempatiyi, güveni ve imajı oluşturabilmek adına yoğun çaba sarf etmek zorundadırlar.  Belediyeler bu imaj oluşturmaya yönelik devamlı çaba göstermek zorundadırlar. 

Belediyelerde en önemli imaj sorunu içeriden kendi imajlarını algılayamamaları ve çalışmalarında taraflı veriler elde etmeleridir. Özellikle başkanın imajına yönelik tespitlerde yanıltıcı sonuçlar elde edilmesi söz konusudur. Durum tespiti için yapılan anket ve gözlem çalışmalarının mümkün olduğu kadar tarafsız kurumlara yaptırılması yararlı olacaktır. Belediyelerin kendi başına yaptığı çalışmalar yanlış sonuç elde edilmesine neden olacaktır.

Bu kısa ve genel bilgilendirmelerden sonra Efeler Belediyesi özelinde konuyu irdeleyelim.

Efeler Belediyesi 2014 seçimlerinde Aydın Merkez ilçe yerine kurulmuş bir belediyedir. Seçimlerde Büyükşehir adayı Özlem Çerçioğlu’nun olumlu rüzgârı, Efeler Belediyesi için olumlu etkiler yapmıştır. Ancak kuruluşunda Büyükşehir Belediyesi ile başlayan mal paylaşımındaki anlaşmazlıklar nedeniyle ortaya çıkan sorunlar Efeler Belediyesi’nin imajını kötü yönde etkilemiştir. Bu imaj kaybı o günden bu güne süregelmektedir. Yalnız bu değil elbette, İmar ile ilgili sorunlar, Kent Meydanı ile ilgili spekülasyonlar, Büyükşehir ile Efeler’in arasının kapanmayacak şekilde açılmasına neden oldu.

Mal paylaşımı gibi önemli sorunlara bu süreç içerisinde hizmet binasının yapılamaması da eklenince imaj kaybı daha da büyümüştür. Yetkililere sorduğunuzda proje alanının mahkemelik olmasını, bu nedenle projeyi hayata geçiremediklerini söylemektedirler. Ancak en büyük ilçe belediyesi olmanın verdiği sorumlulukla asla bir projeye bağlı kalmamaları gerektiğini unutmayacaklardı. Bu planın yanında “B”, hatta “C” planları olması gerekirdi. Sayın Başkanımız Mesut Özakcan’ın yaptığı ilk basın toplantısında; “ilk işimiz hizmet binasını çözmek olacaktır”, demesi bu sorumluluğu almasını gerektirirdi. Ama alamadıkları için imaj kaybına uğradılar.

Efeler Belediyesi’nin ikinci büyük imaj kaybı Büyükşehir ile aralarında bulunan görev farklılıklarının anlatılamaması oldu. Belediyemiz bu görevleri halka iyi anlatabilseydi, bu kadar imaj kayıpları yaşanmazdı. Halk Büyükşehir Belediyesi’nin görev alanlarına giren konularda bile cezayı Efeler Belediyesi’ne kesti. Çözüm yolu basitti aslında, bilgilendirme birimleri kurup halka anlatacaklardı.

Üçüncü imaj kaybı nedeni ise belediyenin yapılanma tarzında yaşandı. En büyük ilçe olduğu için “Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü” görevlerin altından kalkamadı. Kuruluş aşamasındaki çok yoğun iş yükü bu müdürlüğün başarısız olmasına neden oldu. Son dönemlerde basın çalışmaları olarak zevahiri kurtardılar ama yeterli olmadı. Çünkü Halkla İlişkiler ayağı sakat kalmıştı.

Halbuki Sayın Başkanımıza bir buçuk yıl önce önerdiğimiz gibi bu müdürlük “Halkla ilişkiler” ve “Basın Yayın” adı atlında ikiye ayrılsaydı daha başarılı olurdu. Büyük belediyelerde bu tür birleşmeler olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Müdürlüklerde bir konuda uzmanlık verimi artıran bir faktördür. Bu bölünme teknik olarak mümkün olmasa bile görevlendireceği bir şef veya tutacağı bir danışmanla halkla ilişkiler sorunu kısa sürede çözülebilirdi.

Bir başka konu ise Belediye Başkanına sorunları ilettiğimizde bize anketlerde durumunun ve belediyenin durumunun iyi olduğunu söylemesi idi. Her ne kadar anketlerin yanıltıcı olabileceğini söylesek te durumun ciddiyetini anlatamadık. Kendine fazla güvenin bir kez daha insanları yanlışa sürüklediğini gördük.

Son olarak ta doğrudan Belediye Başkanının imaj sorunundan söz etmek istiyorum. Dediğim gibi kuruluş aşamasındaki yanlış uygulamalar, hatalı imaj çalışmaları, başkanın yıldızının yeteri kadar parlatılamaması ve bunların sonucunda başkanın halktan kopuk görünmesi, Sayın Başkanımızın imajının başlangıç seviyesinin altına düşmesine neden olmuştur. Her ne kadar anketlerde Sayın Başkanımızın imajı iyi diyorlarsa da gerçek tarafsız anketlerde böyle olmadığı çok net görünmektedir.

Elbette İmaj, yani halkla ilişkiler çalışmalarında sadece halkla ilişki kurup tanıtım çalışması yeterli değildir. İkinci ayağı içinde bulunulan İl ve İlçe örgütleri düzeyinde halkla ilişkiler çalışması, üçüncü olarak ise Genel Merkeze yönelik halkla ilişkiler çalışması. Bu çalışmaların biri veya ikisi eksik kalırsa elbette imaj kaybı söz konusu olacaktır. Ayrıca imaj sorunu için daha birçok nedeni burada sıralayabiliriz. Çözüm gayet basitti, yukarıda saydığımız ve sayamadığımız eksiklikler zamanında giderilseydi kaybedilmiş imaj geri kazanılabilirdi. Artık her şey için geç kalındı. İş işten geçti, bu saatten sonra her şey boş. Dost acı söyler derler.

Son söz; merkez ataması ile gelenler, merkez ataması ile gittiklerinde üzülmemeli.

Başarı için plan yapmıyorsanız, o zaman hükmen başarısızlığı planlıyorsunuz demektir. (Townsend)

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!