1950 seçimleri öncesinde de günümüzdekine benzer bir şekilde İnönü’nün hem parti başkanlığını hem de Cumhurbaşkanlığını bir arada yürütmesi sıklıkla DP tarafından eleştirilmiştir.

Çok partili hayata geçişin başlangıç tarihi 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti^nin kazandığı seçimlerden bu yana istisnasız her seçim çekişmeye sahne olmuştur..

İktidar dönemleri uzadıkça her seçim için heyecan katlanarak devam etmiştir. Bu anlamda devrinde sonucu en heyecanlı, en fazla merak edilen Demokrat Parti’nin kazandığı yargı denetimindeki 1950 seçimleridir.

Bu seçim Cumhuriyetin ilanından 1950 yılına kadar 27 yıllık tek parti CHP iktidarının bittiği Demokrat Parti’nin 10 yıl sürecek-27 Mayıs 1960 İhtilalı ile son bulacak- iktidar döneminin de başladığı tarihtir..

CHP İktidarını bu denli ağır yenilgiye uğratan biraz da “açık oy gizli tasnif”” hilesiyle   tarihe geçen şaibeli 1946 seçimleridir

Bizdeki demokrasi uygulamasında bir gerçek var ki, iktidarlar seçmen iradesine kuralları zorlayarak her dönemde girişimlerde bulunulmuştur.Fakat bu güne kadar   sandıkta seçmenden  dersini almadan çıkanı da pek yoktur.

İlki 1950 seçimleri olan Türkiye çok partili dönemde 2002’den bu yana halkın oyuyla sandıkta belirlediği 21 yıllık ikinci en uzun tek parti iktidar dönemini AK Parti ile tecrübe etti.

AK Parti önümüzdeki 2023’de yapılacak seçimleri de kazanacak olursa CHP’nin tek parti dönemi 27 yıllık aralıksız iktidar rekoruna da yaklaşmasına bir adım kalacak.

Onun içindir ki, Türkiye Siyasi Tarihi’nin ikinci en uzun tek parti iktidarına seçmenin tamam mı, devam mı, diyeceği 2023 seçimlerine sadece siyaset kurumu değil millet olarak şimdiden Türkiye kilitlenmiştir.

2023 seçimlerinde milletin iktidarı belirlemede sandıkta nasıl bir karar vereceği bilinmez ama 1950 seçimleri öncesi ile içinde bulunduğumuz 2023 seçimleri atmosferi arasında büyük benzerlikler var.

Bunlara bakarak insan demek ki, uzun iktidarlar, dönemleri hangi görüşten ister sosyal demokrat ister muhafazakar, ister devletçi isterse demokrat olsun, birbirine benziyor, sonucuna varıyor.

1950 seçimlerinde günümüz aksine basını iktidar CHP karşısına alınca çoğunluğu Demokrat Parti’yi desteklemişti.

Adı kamuoyunda bilinen, tanınan her meslekten ünlüleri partilerin seçimlerde aday yaparak değerlendirmesine Cahit Kayra “Hâkim Tepeler Teorisi” olarak tanımlar.

Bu teoriye ilk başvurmasıyla rakibi karşısında güç kazanan Demokrat Parti olmuştur.

1950 seçimlerinde bu parti halk tarafından sevilen ve takdir edilen Ali Fuat Cebsoy’u, Korgeneral Fahri Belen’i, Gazeteci Nadir Nadi’yi, Yargıtay Başkanı Halil Özyörük’ü, Halide Edip Adıvar’ı,Hamdullah Suphi Tanrıöver’i DP’den bağımsız aday yapmıştır

1950 seçimleri öncesinde de günümüzdekine benzer bir şekilde İnönü’nün hem parti başkanlığını hem de Cumhurbaşkanlığını bir arada yürütmesi sıklıkla DP tarafından eleştirilmiştir.

DP Devlet başkanının parti başkanı olduğu bir ülkede seçimlerin dürüst ve güvenilir bir şekilde yapılamayacağı fikrini öne sürmüştür..

Buna karşılık olarak CHP Cumhurbaşkanının bazı yetkilerinin kısıtlanabileceği senato benzeri ikinci bir meclisin kurulabileceğini savunuyordu.

Ayrıca DP Valileri ve devlet bürokrasini iktidar yanında bir parti memuru gibi seçim çalışmalarına katılmakla da eleştirmişti.

Eleştirilere aldırış etmeyen CHP tarafı ise İkinci Dünya Savaşı sonrası yeniden şekillenen dünyada Türkiye’nin artan dış sorunlarının üstesinden ancak İsmet Paşa’nın gelebileceğini düşünüyor, seçimi  farkla kazanacaklarına inanıyorlardı.

Bir diğer argümanları da Atatürk’ün kurduğu ve genel başkanlığını yaptığı bir partiye halkın sırtını dönemeyeceğini, bu nedenle de seçimi kaybedeceklerini akıllarından bile geçirmiyorlardı.

Bu güvenlerinin bir nedeni de seçim öncesinde miting meydanlarında gördükleri izdihamdı. Her gittikleri yerde halktaki bu yanıltıcı algı CHP’lileri ümitlendirmişti..

Vatandaşın ilgisinden DP’liler de oldukça memnundu. Onların mitinglerinde de meydanlar DP rozetli insanlarla dolup taşıyordu.

Sizin anlayacağınız vatandaş her zamanki haliyle meydanları doldurmada hem de rozetlerini takarak her partiye oldukça cömert davranıyor, hiçbir partiyi ilgiden mahrum bırakmıyordu.

Ama iş sandığa gelince derin irfanıyla da herkesin hakkını veriyordu..

Bu sezgisinden ötürü Prof Dr. İlhami Güler Cumhuriyet döneminde yapılan seçim sonuçlarının “Anadolu İrfanı,” olarak yorumlanması gerektiğini söyler.

Nadir insanlarda bulunan   Anadolu İrfanıyla bu millet başta1950 olmak üzere o tarihten bu tarafa yapılan seçimlerde Sezar’ın hakkını Sezar’a İsa’nın hakkını da İsa’ya verme konusunda yanlışlık yapmamış kim ne hak ettiyse eksiksiz vermiştir.

Bakalım 2023 seçimlerinde bu irfan terazisi kimleri sevindirecek, kimleri üzecek bekleyip göreceğiz.

    DEMOKTASİ ve ATILIM PARTİSİ’NDEN (DEVA) AYDIN ÇIKARMASI

DEVA Partisi Aydın il başkanı Meltem Gürler parti il binasında düzenlediği basın toplantısında çalışmaları anlattı.

Efeler, Nazilli, Bozdoğan, Yenipazar, Kuşadası, Söke ve Didim olmak üzere 7 ilçede teşkilatlandıklarını, diğerlerinde de kısa sürede bu işi bitireceklerini söyledi. .

Genel merkez tarafından Dış İşleri, Maden ve enerji, Kültür ve sanat, Kalkınma seferberliği, Ekonomi ve Sosyal politikalar eylem planlarının hazırlandığını 21 Aralıkta da Gençlik eylem planının kamuoyuyla paylaşılacağını belirtti.

Her biri ait olduğu sektörde Türkiye’nin kalkınmasında ve sorunlarının çözümünde bir yol haritası niteliği taşıyan eylem planlarını ilgili kesimlere anlatmak birinci hedefleri olduğunu dile getirdi.

Onun için de “mavi yeleklileri” önümüzdeki günlerde çarşıda, pazarda, bulvarda, kâffelerde, meydanlarda velhasıl insanın olduğu her mekân ve alanda daha fazla göreceksiniz, dedi.

Sözlerinin devamında da, DEVA’nın hem bu eylem planlarını hem de politikalarını yerinde halkla paylaşmak için yedi genel başkan yardımcısı  Aydın’da olacak dedi..

İlk halka buluşmanın Cuma günü (23 Aralık) Kent Meydanı’nda saat 14’de olacağını onu Efeler’de kadın, esnaf ve gençlik buluşmalarının takip edeceğini dile getirdi.

Takip eden hafta sonunda da üç koldan Doğu, Batı ve Güneyde uğramadık ilçe bırakmaksızın hem partilerinin politikalarını anlatacaklarını hem de halkın dert ve sorunlarını yerinde tespit edeceklerini söyledi.

Başkan Meltem Gürler  toplantıyı “sizler aracılığınızla  halkımızı Cuma günü saat 14’00 de Kent meydanında buluşmaya davet ediyoruz”,sözleriyle bitirdi.