Aydın’da salgından en fazla etkilenen sektörler lokantalar, kahvehaneler, kafeler, özel okullar, özel kurslar, servis hizmeti yapanlar, kantinciler ve buralardan ekmeğini kazanan insanlar oldu.

Zorunlu ihtiyaçların karşılandığı manav, fırın, market, bakkal vs işyerleri dışında kalan esnafın da halinden memnun olduğu söylenemez.

Nedeni ise halkın salgınla birlikte alım gücünde meydana gelen erozyon…

2019’da kişi başı gelir Türkiye ortalaması 7 bin 356 dolar olduğu halde Aydın’da bu rakam 5 bin 383 dolara geriledi.

Salgının etkisiyle düşüşün daha da sert olduğundan hareketle Aydın’da 2020’de kişi başı gelirin 4 bin dolar seviyesine düştüğü öngörüsünde bulunabiliriz.

Bu da Aydın’ın 2004’ün kişi başı geliri 4 bin 839 doların da altına düşmesi demektir.

Elbette bu fakirleşmenin çarşıya, pazara, esnafa olumsuz yansımaları olacaktır.

Ama umut fakirin ekmeği misali salgından mağdur esnaf ve bundan zarar gören insanlar 1 Mart’la birlikte kalkacak yasaklarla işlerin açılmasını bekliyordu.

Peki,  umduklarını bulabilecekler mi?

Tam olmasa da eskiye göre durumlarının daha iyi olacağını söylemek mümkün…

Bir şartla…

Tedbirlerde gevşeme olmazsa…

Yeni sistem Muharrem Sarıkaya’nın belirttiğine göre il odaklı, hatta ilçe, mahalle temelli vaka sayısı, PCR testi esas alınarak yetkiyi İl Hıfzıssıhha Kurullarına ve Valiliklere veriyor.(Habertürk, 19.02.2021)

Yani açma ve kapatmalara veriler doğrultusunda Valiler karar verecek.

Uzmanlara göre en doğru olanı da budur.

Bir örnekle açıklamak gerekirse vaka artışının yoğun olduğu örnek bir Tekirdağ’ın yükünü Aydın niye çeksin…

Söz gelimi vaka artışı yüksek olan Efeler’in yüküne vaka sayısı daha az bir Nazilli ya da Çine niye katlansın?

Bu uygulamanın daha adil olduğunu Aydın Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz de doğruluyor:

“Uygulama hem hakkaniyetli hem de adildir. Çünkü kapanma her kesimi etkiliyor ama en fazla zararı esnaf ve orada çalışan işçi, garson, temizlikçi çekiyor.

Yeni uygulama kısmen de olsa onları rahatlattığı gibi halkın yasaklara uymada göstereceği titizlik konusunda ilçe, belde, mahalleler arasında rekabete de neden açacaktır,” dedi.

Yeni sistemin en başta gelen özeliği yetkinin merkezili olmaktan çıkması, taşraya devridir.

Yeni sistemde Valilik ve İl Hıfzıssıhha Kurulları kararlarını verirken yüz binlik bir dilimde kaç pozitif vaka olduğu testini ölçü alarak verecek.

Okulların, lokantaların, kafelerin, kahvelerin kısaca halkın toplu bulunacağı yerlerin açılmasında ya da kapanmasında PCR testi temel esas alınacak.

Kararlarda PCR testi yanında vaka artışlarındaki ya da azalmalarındaki eğilimler de dikkate alınacak.

Bir ildeki test sayısının az olmasıyla hasta sayısı da az olacağından buna bağlı açma kararlarından doğacak adaletsizliğin önüne geçilecek.

Ayrıca bir ilde hastaneler doluysa PCR testi azlığı açma kararlarında dikkate alınmayacak.

Hangi oranla hangi yasağın kalkacağı ile ilgili kriterlerin tespitini ise Bilim Kurulu’nun bir alt birimi Halk Sağlığı Kurulu yaptı.

OECD ölçülerine göre pozitif vaka konusunda yüz bin ölçeğinde en düşük risk sınırı 5’dir.

Pozitif vakanın 5’in altına düştüğü yerlerde hiçbir kısıtlamaya gidilmiyor.

Ama bu durum bizde de OECD kiriterlerinin geçerli olacağı anlamına gelmiyor. Hatta bizde oranın biraz daha yüksek olacağı kanaati hâkim…

Örnekle açıklamak gerekirse:

Yüz binde 200 ve daha üzeri pozitif vaka yüksek risk, yüz binde 100 pozitif vaka orta düzeyde risk, yüz bide 50 alçak düzeyli risk, yüz binde 20 altı da risksiz grup olarak değerlendirilebilir.

Okullar üzerinden bir örnekleme ile açıklayalım:

Pozitif vaka sayısı yüz binde 20 olan yerlerde ilkokulların 4 sınıfı iki gün yüz yüze eğitime açıksa yüz binde 15’in altındaki yerlerde hafta boyunca açık olacak.

Yüz binde 12’nin altında ortaokulun bütün sınıfları, pozitif vaka sayısı yüz binde 10’nun altına düşerse bütün okullar ve üniversiteler tam gün yüz yüze eğitim yapacak.

Diğer kahve, lokanta, lokal gibi halkın toplu bulunacağı mekanları açmada da ölçü bu olacak.

Bu arada rakamların örnek olduğunu unutmayalım.

Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz de okullar hakkında şunları söyledi:

“Okulların yüz yüze eğitim hakkındaki ölçütleri Sağlık Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı birlikte kararlaştıracaklar ve uygulanmak üzere illere duyuracaklar.

Okulların bir bütün olarak tam gün eğitim öğretime açılabilmesi biraz da öğretmenlerin aşılanmasına bağlı,”dedi.

Devamında da “Aydın’ın görüntü olarak turuncu listede yer alıyor ama yüksek riskli grup içinde değil. Orta ile yüksek arasında tam da sınırda bulunuyor.

Bununla birlikte risk alanı dışında olan ilçelerimiz de var.

Bu ilçelerde İç İşleri Bakanlığı’nın genelgesi ve valiliğin izni doğrultusunda kısmen de olsa bir normalleşme başlayabilir.

Ayrıca aşı konusunda hedef kitlenin üzerine çıktık ve 165 bini geçtik” dedi.

Vaziyete bakılırsa salgın bir süre daha bizi tehdit etmeye devam edecek, süresi ise her konuda olduğu gibi belirsiz…