Değerli okuyucularım, Kahramanmaraş’ın üçte ikisi yok olmuş durumda. İnsanlar perişan; herkes kendi derdinde. İslâhiye yok, Hatay’ın üçte ikisi yok. Gaziantep felaket. Bunları tekrar tekrar yazmanın da gereği yok aslında. Millet olarak çok büyük acı çekiyoruz. Devletimizin bakanları, milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanımız, belediyelerimizin, belediye başkanlarımızın birçoğu deprem bölgesinde.

Hanefi Beyle bu satırları yazıyorken görüştük, mesajlaştık. Tabi, insan deprem olunca, önce felaketin vurduğu yerlerdeki tanıdıklarını arıyor. Ben de depremin hemen ardından Kahramanmaraş’tan Mado Dondurma’nın sahibi Atilla Kambur’u, Maraş Gazetesi’nin sahibi Rezak Akbaba’yı, Aydın Söke’ye 1 Milyar dolar yatırım yaparak kâğıt fabrikası kazandıran Kipaş Holding’in sahibi Hanefi Öksüz’ü aradım.

Hanefi Bey, Kahramanmaraş’ta kâğıt, iplik ve çimento alanlarında yaptığı yatırımların yanı sıra, Türkiye’de en az 15 bin kişiye de ekmek veriyor. Bu sayıya, bu kişilerin aile bireylerini de eklediğimizde, Hanefi Bey’in yarattığı istihdamdan 100 bin kişi faydalanıyor demektir.

Yaptığımız görüşmede Hanefi Bey, “Ahmet Bey bizler kurtulduk ama işçilerimin yarısı yok” dedi. Mado’nun sahibi Atilla Kanbur da benzer ifadeleri kullandı. Deprem günü ulaşamadığım Rezak’tan ise ancak 4 gün sonra iyi olduğu haberini alabildim. Bir gazeteci olarak söylediklerini burada paylaşmam mümkün değil. Allah devletimize zeval vermesin; söyleyeceklerim şimdilik bu kadar.

Hanefi Bey, “Durumumuz çok kötü. Şehrin üçte ikisi yok oldu, perişan durumdayız. Şimdilik üretimi falan değil, halkı düşünüyorum. Var gücümüzle halkın yardımına koşuyoruz” dedi.

Ayrıca bir de mesaj gönderdi.

Mesajda dile getirdiği iki husus beni çok duygulandırdı. Aydın’da milyar dolarlık yatırım yapmış Sayın Hanefi Öksüz’ün, kızı Sinem Öksüz Dedebayraktar ve kardeşi Ahmet Öksüz tarafından da paylaşılan hisleri şu şekilde:

“Deprem sebebiyle Sökeliler yardımımıza koştular. Buraya kadar gelip yardım için yarıştılar. Sivil toplum örgütleri çok can kurtardılar. Allah özellikle Sökelilerden razı olsun; ‘iyi ki yatırımlarımı oraya yapmışım’ diyecek kadar beni memnun ettiler. Söke’yi ikinci memleketim olarak görmeye başladım. Söke Kaymakamı ve çalışanlarımın hepsinden Allah razı olsun.’’

Kahramanmaraşlı iş adamı Hanefi Öksüz beyin, Söke’yi kendi memleketi olarak görmesi, Söke’de milyar dolarlık iş kurarak burayı Kahramanmaraş’tan sonra memleketi kabul etmesi çok önemli.

Ben her zaman şunu söylüyorum: “Aydınlılar efe yüreklidir. Efeler, kim dara düşerse yardıma koşarlar. Art niyetli değillerdir. Aydın insanı asildir. Kurtuluş Savaşı’nda Atatürk’ün talebi doğrultusunda Aydınlılar Yunan ordusunu Aydın’da iki yıl durdurmuştur. Hanefi Bey, biz de sizi aldık başımızın üstüne koyduk. Sen de buralara sahip çıkmak için Sökeli olduktan sonra artık gam yemeyiz. Duyguların için teşekkür ederiz.

10 ilin bulunduğu koca bir alan yerle bir oldu. Dünyanın birçok ülkesinden yardım kuruluşları, bunların değerli personeli ve köpekleri can kurtarmak için zamanla yarıştılar. Bu hayvanlardan biri, Meksika’dan gelen Proteo enkazda can verdi.

Dört kişinin enkazlardan canlı çıkarılmasına yardımcı olan Proteo Türkiye’de yaşamına veda etti. Kendisini hep minnetle anacağız. Meksikalılar köpeklerini tabuta koyup ülkelerine götürdüler; çok duygulandım.

Deprem bölgesinde çalışan hiç kimseyi, başta Sayın Cumhurbaşkanımızı, Bakanlarımızı, Kızılay ile AFAD’ın Başkanlarını, milletvekillerimizi bu millet unutmayacaktır. Allah hepsinden razı olsun. Bu acıya dayanacağız, insanımıza yardım edenleri, Meksika’dan gelen Proteo’yu unutmayacağız.

Depremden siyasi rant ve menfaat devşirenleri de unutmayacağız. Sizlere lanet olsun. Eleştirinizi yapın ama biraz da susmasını bilin.

Tamam, seçimler gerçekleştirilecek. Biz bu vatanı terk edip gitmeyeceğiz. Bu vatan bizim. Devletimizle, milletimizle başaracağız. Çünkü biz Yahudi’si, Ermeni’si, Laz’ı, Kürdü, Yörük’ü ve diğer tüm etnik kökenlileriyle Türk’üz.

Başaracağız, çünkü bu vatan bizim. Atatürk’ümüz yolumuzu aydınlatıyor. Allah bize yeter, o bizimle.

Dostlarım, bu felaketten ülke olarak çok ders çıkardık.

Şu an ekonomik sıkıntılarımız var. Yazılacak çok da konu var.

Ama bugün birlik ve beraberlik günü.