Belediyeler hacet(dilek) kapılarıdır… Doğumundan ölümüne kadar ya su ve kanalizasyon gibi doğrudan ya da çarşı pazar denetimi gibi dolaylı olarak hemşerilerine hizmet eder.

İşine giden memurun, esnafın, vakit öldüren yaşlının, gezintiye çıkan emeklinin, sokakta oynayan gencin huzur ve rahatını temin etmek de kentin hafızası konumundaki kültürel varlıkları, tarihi mekânları korumak ve yaşatmak da hepsi hizmetin bir gereğidir.

Doksanlı yıllarda Dünya’da başlayan dönüşümle birlikte kasaba görünümündeki bazı şehirler denge bozucu yoğun göçlere rağmen birer merkez haline geldi, modern kentlere dönüştü.

Dönüşüme uygun olarak klasik belediye başkanlarının yerini kentini cazibe merkezi yapan, göçün neden olduğu niteliksiz işsizlere iş üreten daha da önemlisi insanlara kaliteli yaşam sunan başkanlar aldı.

Büyükşehir olgusunun gereği budur. Yani şehirlere her yönüyle bütüncül bir açıdan bakabilmektir.

Bu dönüşüme ayak uyduran birçok başkan kurumlarını birer kalkınma ajansı gibi kullandı ve gerek öz kaynakları gerek kredilerle kentlerini örnek ve marka şehirler haline getirdi.

Dünyada ticaretin bile şehirlerarasında gerçekleştiği bir devirde bir başkan için başarıda ölçü gidişata uygun resmi veya özel yatırımcı kuruluşlarla iş birliği ile kentin kalkınmasına önayak olmaktır.

Gelinen noktada önemli olan insanları tembelliğe alıştıracak balık dağıtmak değil balık tutmanın zeminini hazırlayarak onları ürettikleri ile ayakları üzerinde durmalarını sağlamaktır.

Özlem Hanım beş yıllık Aydın Belediyesi, bir buçuk yıllık BŞB Başkanlığı döneminde devrin gerektirdiği bir başkan olmak yerine sorunları istismar eden medyatik yönü ağır basan bir başkan olmayı tercih etti.

O bırakın belediyeyi kalkınma ajansı gibi kullanmayı Aydın’ın modern görünümünü bozan, benzerine üçüncü dünya ülkelerinde rastlanan sokak ortasında pazar kurulması gibi bazı uygulamalara oy avcılığı uğruna devam etti ve etmeye de devam ediyor.

Bu dönem günübirlik ihtiyaçların öncelendiği bölgenin geleceğini kurtaracak, orta ve uzun vadede insanların mutluluk ve refahını artıracak yatırımların ötelendiği, büyükşehir olgusundan sonra buna yeltenen başkanların engellendiği bir dönem olmuştur.

Böyle bir zihniyet ve uygulama ile moderniteyi yakalamak ve gerçekleştirmek mümkün değildir.

Kentlerde modernliğin ilk göstergesi pazaryerleridir… Efeler’de haftanın altı günü yedi mahallede sağlıksız koşullarda pazar kurulur. Ancak standardına uygun Fatih Mahallesi Kapalı Pazaryerinin Efeler Belediyesince hizmete açılması Özlem Hanım tarafından bilinmeyen bir nedenle engellenir.

İkincisi spor alanlarıdır… Özlem Hanım’la gençlik hizmetleri müdürlüğü arasında geçmişi 2011e kadar giden bir yarı olimpik yüzme havuzu çekişmesi vardı ki, o çekişme 2014 de havuzun Efeler’de yapılmaması ile sonuçlandı.

O nedenle sıcaktan bunalan çocuklar park ve meydanlardaki süs havuzlarında serinlemeye çalışmakta her yaz sezonunda bu görüntülerin basında yer alması Aydın için bir olumsuz algıya neden olmaktadır.

Üçüncüsü ise parklardır, mesire yerleridir… Parklar kentin gerdanlıklarıdır… Son derece yetersiz Pınarbaşı ve Aytepe alanı dışarıda tutulursa orta halli ailelerin yol taşıtları ile gidip gelebilecekleri yeşili ve gölgesi yoğun bir park veya mesire yeri var mı?

Oysa buralar sosyalleşme alanı olduğu kadar insanların kendilerini rahat hissettikleri dedelerin, anneannelerin veya babaannelerin torunları ile hoşça vakit geçirme mutluluğuna erdikleri yerlerdir.

İncirliova parkı bu anlamda bir eksiği tamamlamaktadır. Ama ne var ki, BŞB ilçe belediyesini ruhsatsız olduğu gerekçesi ile bu parktaki bazı bölümleri yıkmakla tehdit etmektedir.

O zaman da insan sormadan edemiyor… Hem yapamıyorsunuz hem de yapana engel çıkarıyorsunuz… Bu ne iş? Yoksa amacınız başarısızlıkta eşitler arasında birinci olmak mı?

Dördüncü gösterge de tarihi mekânlardır… Kültür ve tabiat varlıklarıdır. Onları korumak ve onarımını yapmak da BŞB nin görevidir.

Özel İdare Taşınmaz Kültür Varlıkları Fonundan temin edilen ödenekle 2012 yılında restorasyonuna başlanan, AYTO nun da destek verdiği, Veysi Paşa Mahallesi Farabi Sokakta bulunan Gümrük Hanı ve Zincirli Han henüz hizmete girmiş değil.

Tamamlanması ve diğer eserlerin de restorasyonu ile bu sokak tarihi kimliğine tekrar kavuşacak yerli ve yabancıların cazibe merkezi olacaktır.

Ama bunları kim, nasıl, hangi zihniyetle yapacak?

İşte o nedenledir ki, Aydın TÜİK verilerine göre iller arası mutluluk sıralamasında 68, gelecekten umutlu olma sıralamasında da 65. sıradadır.