-Türkiye’de son 10 yılda 25-34 yaş arasındaki üniversite mezunlarının istihdamı yüzde 6 oranında düşerek yüzde 79’dan 73’e geriledi. Bu yaş grubu için erkeklerde istihdam oranı 2008’de yüzde 86 iken, 2018’de yüzde 84’e düştü. Kadınlardaki gerileme daha da dikkat çekici. 2008’de üniversite mezunu kadınların yüzde 70’i iş bulurken, bu oran 2018’de yüzde 62’ye geriledi. Lise mezunlarında bu oran sabit kalırken, bu seviyenin altındaki mezun gençlerde ise yüzde 5 arttı.

- 2018 verilerine göre Türkiye’de yükseköğretime katılım düzeyi yüzde 33 düzeyinde. Buna göre, Türkiye 2008’deki yüzde 15’lik oranı yükseltti. Ancak, OECD’nin geçen yılki ortalaması yüzde 44 idi. 2018 verilerine göre genç yetişkinlerin yüzde 43’ü liseye gitmedi. 2008’de bu oran yüzde 60 civarındaydı. Türkiye gelişme kaydetse de yüzde 15’lik OECD ortalamasını neredeyse üçe katılıyor. Bu, Meksika’nın ardından en yüksek oran.

- 2017’de liseden mezun olanların yaklaşık yarısı mesleki eğitim aldı. Türkiye, böylelikle yüzde 44’lük OECD ortalamasını geride bıraktı. Mesleki eğitim mezuniyetinde sağlık, sosyal işler ile mühendislik alanları öne çıkıyor.

- Türkiye’de genç yetişkinlerin istihdam oranları OECD ortalamasının gerisinde kalırken üniversite mezunu bir çalışan, liseye göre yüzde 64 daha fazla gelir elde ediyor. OECD ortalamasıysa yüzde 57.

TECRÜBENİN ETKİSİ SINIRLI

- Düşük maaşlar ve artış düzeyi, öğretmenlik mesleğinin çekiciliğini sınırlıyor. Türkiye’de devlet okullarında çalışan tecrübeli bir eğitimcinin kazancı, mesleğe yeni başlayana göre yüzde 27 oranında daha yüksek. Bu oran OECD’de 61-67 civarında.

- Cinsiyetlerde istihdam makası OECD’ye göre tüm düzeylerde açık. Lise mezunu olmayan bir erkek, kadına göre 3 kat daha fazla ihtimalle iş sahibi oluyor. Bu fark lise ve önlisans mezunlarında 2.5 katken, üniversitede 1.4.

- Türkiye’de eğitim harcamaları artsa da hala öğrenci başına harcama düşük ve özel harcamalara dayanıyor. Özel kaynak harcamaları ilk ve orta düzeyde toplam harcamanın yüzde 25’ine denk geliyor. Bu oran, OECD’de yüzde 10’a düşüyor. Öğrenci başına düşen harcama OECD ortalamasının yaklaşık yarısı düzeyinde. İlkokuldan üniversiteye harcama 5 bin 633 dolar seviyesindeyken OECD’de 10 bin 502 dolara yükseliyor.

- Eğitim kurumları için kamu bütçesinin dışındaki harcamalar OECD’nin yüzde 5’lik ortalamasının üstünde. 2016 verilerine göre Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYİH) yüzde 5.4’ü bu harcamalardan oluşuyor. En büyük pay ise GSYİH’nın yüzde 1.9’unu alan yükseköğretime ait. Kamu harcamaları, 2010-2016 arasında tüm düzeylerde yüzde 24 artarken, OECD’de bu oran yüzde 7 düştü.