Gün olmuyor ki, BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu ile AK Parti milletvekili ve Meclis KİT Komisyonu Başkanı Mustafa Savaş arasında bir olay meydana gelmesin.

Ne zaman ikilinin hazır olduğu bir toplantı olsa ardından bir hadise yaşanıyor.

En hatırda kalanı da ADÜ’ nün 2019-2020 akademik yılı açılış töreninde Mustafa Savaş’ın, Özlem Çerçioğlu’nu dirseklediği iddiasıydı.

CHP’de olay sadece Özlem Çerçioğlu’yla da sınırlı değil, çoğu partilinin gözünde Mustafa Savaş sanki bir CHP düşmanı…

Bunun bir sonucu büyükşehirle hükümet arasında çıkan bürokratik sorunlarda CHP’lilerin faturayı bir şekilde ilişkilendirdikleri Mustafa Savaş’a kesmeleri…

En son yaşanan da Çine’de Van Şehidi için düzenlenen törende yaşan olaydı.

Konu töreninin düzenlendiği alan ve mezarlık yolu üzerinde yer alan büyükşehrin hizmetlerini içeren reklam amaçlı afişlerin tören öncesi asıldığına yönelik iddialar ve konuya ilişkin bir soruya verdiği cevap üzerinden Mustafa Savaş’la CHP’liler arasında yaşanan polemik…

Şehidimizin ruhuna saygıdan, üzüntü verici olayın detayına girmiyorum.

Bu olay da gösteriyor ki, CHP’lilerle AK Partililer arasında geçen hadiselerin baş aktörü genelde Mustafa Savaş…

Hâlbuki Mustafa Savaş iki seçimde Özlem Çerçioğlu’na rakip oldu ve ikisinde de kaybetti.

Üçüncü kez karşısına çıkacağına da kimse imkân ve ihtimal vermediği halde CHP Mustafa Savaş’a niye bu kadar yükleniyor?

Ayrıca iktidar AK Parti’nin tek milletvekili o da değil ki, geride daha üç milletvekili daha var.

Peki, o zaman Mustafa Savaş’ın hedef seçilmesinin arka planında yatan nedir?

Varsa bir neden genelde CHP, özelde Özlem Çerçioğlu ile aralarındaki bir siyasi çekişmeden mi ibaret yoksa yaşananlar CHP’de ortak aklın ileriye dönük bir planı mı?

İlk altı çizilmesi gereken husus uygulama CHP’ye ya da Aydın’a özgü bir siyaset şekli değildir son zamanların modası “halk dalkavukluğundan (popülizm) ibarettir.

En belirgin özelliği de sistemin bir düşman icadı üzerine kurulu olmasıdır.

Peki, neden Mustafa Savaş?

Siyasi kişiliği, naif, şirret olmayan sakin yapıda olması ve bu özelliklerinden bir kaçı ya da hepsi birlikte bunda rol oynamış olabilir mi?

Belli değil.

Yalnız hedef Mustafa Savaş da değil.

Yapılmak istenen onun üzerinden ağıldaki koyunları konsolide etmek, dikkatlerini canlı tutmak, komşu ağıllardaki koyunları, ürkütmek, demoralize etmektir.

Bu anlamda CHP AK Parti’den bir başkasını da “düşman” ilan etmiş olsaydı o noktada değişen pek bir şey olmazdı.

Neden düşmanlık?

Kitleleri sevgiden daha çok birleştirici özelliğinden…

Diğer bir özelliği de kişisel hırsı ideal hırsının önünde olanların halkı manipüle etmede keşfettikleri, dünya genelindeki siyasetçilerin de rakiplerini alt etmede kullandıkları bir yöntem olmasıdır.

Keşfedenler de iki Amerikalı George Brinbaum ve Arthur Finkelstein’dir.

Sistemin başarıda olmazsa olmaz kuralı kitleleri peşlerine takmak isteyen ister siyasetçi ister ideolog herkim olursa nefret uyandıracak bir günah keçisi bulmaktır.

Bu kuralın bizdeki karşılığı “düşmanın yoksa bir düşman satın al” özdeyişidir. 

İkilinin 2008 seçimlerinde Macaristan’da kazanması için Victor Urban’a tavsiyeleri “kendine bir günah keçisi bul; ama çok güçlü ve nefret uyandıran birini” olmuş.

O da hedef olarak kurduğu vakıftan aldığı bursla okuduğu aynı zamanda hemşerisi George Soros’u seçmiş ve açık ara farkla seçimin galibi olmuş.

Aynı Soros ikilinin tavsiyeleri sonucu 1995’de İsrail Başbakanı ve Likut Partisi Genel Başkanı Benjamin Netanyahu’nun da, 2016’da ABD’de Trump’ın da kazanmasında etkili olmuş.

Arthur Filkenstein’in felsefesi şu:

“Seçimler ne zaman yapılacağı bile bilinmezken kazanılır. İnsanların çoğu kime oy verecekleri, kimi destekleyecekleri, neye karşı oldukları zaten bellidir.

Onları bu kararlılıktan caydırmak çok güçtür. Onun için insanları belli bir yere sevk etmek yerine onların moralini bozmak daha kolaydır.

O halde yapılacak şey rakibin destekçilerinin moralini bozmak olmalıdır”.(Fehmi Koru,29 Ocak 2019)

Mustafa Savaş’ı gerek bir “global manipülatörlük” gerek dünyada kendine duyulan nefret açısından Soros’la bir tutmak elbette mümkün değildir.

Anlatmak istediğim CHP’nin ve Özlem Çerçioğlu’nun kendi taraftarlarına Mustafa Savaş’ıgünah keçisi” olarak hedef göstermesinin temelinde yatanın ne olduğudur.

Bu sistemde başarı da mümkün olduğu kadar seçmeni kutuplaştırmaktan ve karşı mahalledekilere öfke ve nefreti canlı tutmaktan geçer.

Çünkü nefret kitleleri hem birleştirir hem de kamçılar. Gözünün önündeki yolsuzluğu, ahlaksızlığı, istismarı bile göremeyecek derecede insanı körleştirir.

Biricik amaçsa ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın görmezden gelme pahasına da olsa duyguları canlı tutarak en tembel seçmeni bile sandığa gitmeye razı etmektir.

Siz buna bir illüzyonist marifetiyle nefreti kullanarak seçmene reddi oylatabilmektir de diyebilirsiniz.

Sonuç olarak CHP Aydın’da oyun yazarları George Brinbaum ve Arthur Filkenstein’den ilhamla Mustafa Savaş üzerinden sergiledikleri oyunu başarıyla sürdürüyorlar.

Tabi büyükşehrin sorumluluk alanına giren Aydın’ın çözüm bekleyen sorunları derseniz ne gören var, ne de dert edinen…

Onlar ters orantılı olarak büyümeye devam ediyor.