Bunlar olmaktayken bir taraftan yaşlı kesim yarıştan düşerken diğer yandan da değişim ve dönüşümün habercisi gençlerin önü açılıyor, yeter ki gençler siyasetin uzun bir maraton olduğunu bilsinler, bir kere mindere çıkmakla pes etmesinler.

Seçim tarihi belli olmadan da Aydın’ın siyasi gündeminden düşemeyen sorulardan biri MHP’nin bu seçimde milletvekili çıkarıp çıkaramayacağıydı. Bu sorunun yanıtı seçim tarihi yaklaştıkça daha fazla merak edilir oldu.

Seçmen de varsa da konuyla ilgilenen diğer partilerin adayları ve yakınlarıdır.Çünkü yaklaşan seçimlerin,sonucu hakkında kamuoyu araştırma şirketleri de dahil kimse net bir öngörüde bulunamıyor.

Bir diğer neden de MHP’nin 2018’de yapılan seçimde milletvekilliğini son anda az bir oyla kaçırmasıdır. Öyle ya bu seçimde milletvekili çıkarırsa bu rakiplerinden birinin bir milletvekili eksik çıkarması demek.

MHP’nin bu seçimde Aydın’da alacağı sonuç hakkında bir tahminde bulunabilmek için sanırım bu parti açısından 2018’den bu yana değişen ve değişmeyen parametrelere bakmak yeterli olacaktır.

BİR:2018 seçimlerinden 14 Mayısa kadar geçen sürede bu partide değişmeyen parametre adaydır. 2007 Genel Seçimlerinde üç milletvekili çıkaran ancak İYİ Parti de ayrıldıktan sonra hızlı düşüşe geçen MHP 2018’de biraz da adayın kendine fazla güveninden Aydın’da milletvekili çıkaramamıştı.

Kaybettiği o seçimde baraj altında kalmaktan ittifak sayesinde kurtulan MHP aldığı yüzde 8.09 oy oranı yeterli olmayınca milletvekilini ittifaktaki paydaşı AK Parti’ye kaptırmıştı.

MHP 14 Mayıs’ta yapılacak seçime de aynı adayla giriyor ve üstelik ittifak sadece barajı aşmada avantaj sağlıyor, bu seçimde uygulanacak yeni d’hondt sistemine göre ittifak paydaşı da olsa her parti aldığı oy oranına göre milletvekili kazanacak ya da kaybedecek.

Demem o ki küçük partilerin bu seçimde milletvekili çıkarma şansı 2018 seçimlerine göre daha kısıtlı.

Şüphesiz bu partinin ve milliyetçiliğin tozunu yutmuş her partilinin bildiği tanıdığı Söke’de girdiği belediye başkanlığı seçimini az bir oy farkıyla kaybeden Yusuf Keremit ya da genç kuşağın yakından tanıdığı, bir dönem il başkanlığı da yapan Burak Pehlivan veya camianın tanıdığı benzer bir sima aday olsaydı elbette durum farklı olabilirdi.

Aday belirlemede bu özen gösterilmeyince ister istemez seçmen de parti tarafından alınacak sonuç önemli değil yeter ki parti temsil edilmiş olsun hissine kapılıyor.

2018’de seçimi kaybeden bir aday bu seçimde onun rövanşını alabilecek mi, sorunun yanıtı seçimin niye kaybedildiği ile ilgili araştırmanın yapılıp yapılmadığıyla şüphesiz yakından ilgilidir.

Eğer bu sonuç analizi yapılsaydı sanırım aday belirlemede aynı aday üzerinde ısrarcı olunmazdı.

Ayrıca her parti gibi MHP’nin de bir kimliği vardır ve Ülkücülerde duygudaşlık bağı  son derece önemlidir, onun bir sonucu birbirlerini iyi ve kötü günlerinde aramayı kardeşlik hukukunun bir gereği kabul ederler.,

Belki aynı duyguları paylaşmadıkları bir adaya parti hatırına oy verebilirler ancak partiye  ilave oy kazandıracak komşularından, hısım,akraba ve dostlarından  oy istemezler.

Ayrıca bu adayla MHP’nin 2018’de aldığı 59 bin 202 oy yerinde duruyor mu, o günden bu güne arttı mı, yoksa eksildi mi, işin orası başka bir muamma… Zira her seçimde kâğıtlar yeniden karılır, oyun yeniden kurulur.

İKİ: Bu seçimde değişmeyen bir diğer parametre ise bu parti Cumhur İttifakı öncesinde HDP dışında kalan partililerin ikinci partisiydi. Partisine kızan, gösterdiği adayı içine sindiremeyen kim varsa stratejik olarak MHP’ye oy vermek suretiyle hınçlarını alırlardı.

Bir örnek vermek gerekirse yapılan önseçimde adaylarına yapılan ayak oyunu ile yarış dışına itildiğini düşünen CHP seçmeni 2007’de MHP’yi Söke’de birinci parti yapmaları sonucu üç milletvekili çıkarmasına ön ayaklık etmişlerdi.

Cumhur İttifakına katıldıktan sonra artık MHP bu ittifak bileşenlerinin ikinci partisi oldu.

Bunun bir sonucudur ki, MHP adayları Seda Sarıbaş dışında ilk dörtte yer alan adayları tepkiyle karşılanan AK Parti’den kendilerine oy geleceğini bekliyorlar.

Hatta umut o derece yüksek ki, bu sayede ikinci milletvekilliğini kazanabileceklerini düşünenler bile var. Kanıtları da Kuyucak başta AK Partili seçmen bazı yerlerde adaylara olan tepkileri… Ancak miktarının ne olacağı, MHP’nin derisini ne derece tuzlayacağı bilinmiyor.

ÜÇ:24 Haziran 2018 seçimlerinden bu yana gerek sosyolojik gerek siyasi açıdan seçmeni MHP’ye oy verme konusunda etkileyecek bir parametre değişikliği ne oldu ne de yaşandı.

Örnek 1999 seçimleri arifesinde Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Ülke’ye getirilmesi hem DSP’de hem MHP’de oy patlamasına neden olmuştu  ki bu seçimde böyle bir atmosfer bulunmuyor,kalan sürede olur mu bilinmez..

DÖRT::2018 seçimleri ile karşılaştırıldığında bu seçimde genelde Cumhur İttifakı özel de  MHP açısından değişen parametrelerin başında ilk önce pandemi, ardından ekonomik kriz son olarak da deprem iktidar AK Parti’ye oy kaybettirdi..

Onun bir sonucudur ki, bu güne kadarki seçimlerde muhalefetin önünde başlayan bu parti bu seçimde geriden başladığı yarışı önde bitirmek için bütün gücünü seferber etmesine rağmen tam sonuç alabilmiş değil.

Kayıtsız şartsız iktidarı dışarıdan destekleyen MHP de çoktan çok, azdan az gider hesabı bu durumdan payına düşeni alıyor.

Diğer taraftan Devlet Bahçeli’nin seçim bölgesi Osmaniye’yi de vuran depremde devletin tez zamanda organize olamamasını AK Parti Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabullendi ve depremzedelerden özür diledi.

MHP’nin AFAD, Kızılay gibi devlet kurumlarının müdahalede geciktiği iddialarına ve bazı gönüllü kuruluşların çalışmalarına karşı çıkması bölge insanı başta hem millette burukluğa yol açtı hem de genelde seçmenin davranışını kendileri aleyhinde etkiledi.

BEŞ: 24 Haziran 2018 seçimlerine göre bir diğer değişen parametre ise tıpkı Milli Görüş gibi Milliyetçiliğin sembol partisi MHP’nin de arılar gibi “oğul veren” bir parti olmasıdır.

MHP’den ayrılan ve onun izdüşümü görüntüsü veren hem İYİ Parti’nin hem Ümit Özdağ’ın kurduğu Zafer Partisi’nin oylarına talip olduğu hedef kitlede milliyetçi camia başı çekmektedir.

Ancak bir partiyi baraj üzerinde tutmaya yetecek oya sahip Aydın’da Ülkücüler bölündükçe doğal olarak milletvekili çıkaracak oyu toplamada da zorlanıyorlar.

Ama bunlar olmaktayken bir taraftan yaşlı kesim yarıştan düşerken diğer yandan da değişim ve dönüşümün habercisi gençlerin önü açılıyor, yeter ki gençler siyasetin uzun bir maraton olduğunu bilsinler, bir kere mindere çıkmakla pes etmesinler.