Bu da demek oluyor ki, devletin ve devletin kurumları erkeklere verdiği desteğin onda birini kadınlarımıza verse onlar daha neler yaparlar neler… Aydın’ın çehresi değişir.

Fuarlar bir kentin girişimcilerinin, firmalarının, şirketlerinin ürettiklerini tanıtmada ve dışa açılmada gelişmişlik göstergelerinin başında gelir.

Hatta bir ilin sınırları içersinde birden fazla yerde fuar alanın bulunması büyükşehirlerin görevi olduğu kadar büyükşehir olmanın da bir gereğidir

Ama ne yazık ki, Aydın dört başı tekmil düzen bir fuar alanından yoksun olduğu için sadece Tarım Fuarı düzenlemek durumunda kalmaktadır.

Tariş’in pamuk depoları da olmasa bir kez daha görüldü ki, soğuk kış aylarında onu da gerçekleştirmek imkânsız olacak.

Ama yetkililerden bu konuda ne Valiliğin, ne Büyükşehir Belediyesinin bir girişimi oldu ne de konuyla yakından ilgisi bulunan Ticaret Odası, Ticaret Borsası, Sanayi Odası ve Ziraat Odası gibi kuruluşlardan bu yönde bir ses yükselten…

Diğer taraftan Ödemiş, Tire benzeri komşu il ve ilçelerden firmalar katıldığı halde kendi kentinde düzenlenen bir tarım fuarına Aydın’ın Tarımsal Alet ve Makine yapımında markalaşmış Alpler Ziraat Aletleri, Aydın Pulluk, Polat Makine, Hakkı Ustaoğulları gibi belli başlı firmalarının birkaç makine ile de olsa katılmamaları ayrı bir merak konusu oldu.

Dikkat çeken başka bir konu da Aydın Ticaret Odası Başkanı Hakan Ülken’in açılışta yer alması dışında ticaret odalarının fuara olan ilgisizliğiydi.

Bunların dışında firmalar tarafından sergilenen tarımsal alet ve makinelerin Türk Tarımını ne kadar modernleştirdiğini göstermesi bakımından gurur vericiydi.

İnsanların göğsünü kabartan ve gelecek için umutların artıran bir diğer konu da kadın girişimcilerdi.

Onların stantlarda sergiledikleri ürünler kadın maharetine anne sevgisinin katılmasıyla ortaya ne lezzetler, ne buluşlar çıkabileceğinin bir kanıtıydı.

O yaratıcı kadınlardan ilki Nurcan Karakaş

Nurcan Karakaş, emekliyim ama üretimden asla vazgeçmedim, diyen bir bayan girişimci.

O Nazilli’de oğluyla birlikte kendi ürettiği lezzetlerin yer aldığı bir kahvaltı salonuyla iş hayatına girmiş.

Ve doğal ürünlerden yaptığı turunç reçeli, süt reçeli, kozalak reçeli, karpuz kabuğu reçeli, ham incir reçeli, taze ceviz reçeli, şeftali reçeli, çilek reçeli gibi gıda ürünlerinin evde üretimini Nazilli’de gördüğü rağbetten aldığı cesaretle bir işletmeye dönüştürmüş.

Nurcan Karakaş tamamen kendi üretimim dediği ve Kış Güneşi adını verdiği portakal, havuç, elma ve zencefil karışımı reçeli marka yapmak istiyor.

O niye olmasın, geçen yıl gerek internet üzerinden gerek diğer ulaşım yollarından aldığım siparişle 3 bin kozalak, bir o kadar da süt reçeli ve kış güneşi pazarladık, diyor.

Nurcan Karakaş’ın hemşerisi Özlem Çerçioğlu’ndan da bir isteği var, bir kadın başkan olarak kadın girişimcilerin arkasında olması ve onları yalnız bırakmaması.

İkinci kadın girişimci ise Buharkentli, Gıda ve Sağlık Yönetimi diplomalı genç bir kadın, Merve Keyik…

O okulu bitirdikten sonra devlet memurluğu piyangosunun kendine çıkacağı günü evde beklemek yerine kurduğu Buharkent Gıda Limitet Şirketi adındaki aile şirketiyle iş hayatına atılmış.

Kurduğu işletmede her meyvenin kurusunu üretiyor.

Çilek kurusu, çilek pestili, elma kurusu, kuru incir, incir cipsi,mandalina ve portakal cipsi,cennet elması kurusu ürettiklerinden bir kaçı…

Ürünlerinin çoğunu da, internet yoluyla Gitti-Gidiyor, Amazon, Trend Yol gibi ulusal ölçekteki tedarikçiler ve facebook ve instagram gibi sosyal paylaşım ağları aracılığıyla pazarladığını ve bu yolla 10-15 gün içersinde 3 bin TL’nin üzerinde satış gerçekleştirdiğini, belirtiyor.

Merve Keyik hedefinin 250 metrekarelik bir alanda çalışmalarını sürdüren işletmesini genişleterek yurt içi satışlarını artırmak ve bunun yanında yurt dışına da açılmak olduğunu, söylüyor.

Üçüncü kadın girişimci ise tekstilci Suna Kulaber…

Suna Kulaber, söze 1998’den bu yana tekstille uğraşıyorum, iki çocuk annesiyim ve İstanbul’dan Aydın’a geleli 10 yıl oldu, diyerek, başlıyor.

Devamında da Aydın’a geldiğimizde eşimle ilk yaptığımız biz burada ne yapabiliriz sorusuna cevap aramak oldu.

Yaptığımız fizibilite analizi sonucunda gördük ki, evcil hayvan besleyen bu kentte oldukça fazla bir nüfus var.

Biz de hem o yönde hem de çocuklara yönelik bir işletme kurmaya karar verdik, diyor.

Ve o karar doğrultusunda kedi, köpeğe yönelik minderler, çadırlar, hamaklar, ahşap mama kapları, ahşap kulübeler, asılabilir yuvalar, içleri minderli bambu ve kargıdan yataklar yaptıklarını, söylüyor.

Bunun yanında ev tüketiminde organizelere dekorasyonuna uygun eşyalar, çocuklara yönelik oyun çadırları ve çocuk odalarına oyuncak sepetleri, banyolara kumaştan kirli sepetleri, yapıyoruz diyor.

Suna Kulaber, işletmemizin çalışmaya başlamasının üzerinden altı ay geçmesine rağmen ürünlerimize karşı bir talep var, diyor ve konuşmamızın bitiminde müşterilerimiz bize hem internet hem telefon gibi diğer yollardan ulaşabilirler, diyor.

Ve eşi ile birlikte hedeflerinin ürettiklerini büyük bir araçla bütün illerde bayilik verecekleri satış noktalarına ulaştırmak olduğunu belirtiyorlar.

Sonuncu kadın girişimci ise deyim yerindeyse tam bir atom karınca, tıpkı Suna Kuleber gibi iki çocuk annesi Tuğba Enginyurt…

Aslında o bir moda tasarımcı… Ama moda tasarımcılığı hiç düşünmedim, hayalim üretmek, ürettiklerimi pazarlamaktı, diyor.

Hayalini iki kız kardeş Ege Lider Kimya Gıda Sanayi Şirketini kurarak gerçekleştirmiş.

İşyerleri zeytinyağından çevre dostu, temizlik malzemeleri üretme üzerine kurulu.

Alerji yapmayan kokusuz bebek çamaşır deterjanı, bebek leke çıkarıcı sprey, çamaşır ve bulaşık makinesi deterjanı, elde bulaşık deterjanı, çok amaçlı yüzey temizleyici ürettikleri ürünlerden bazıları.

Bir de bu saydığımız temizlik maddelerinin hammaddesi konumundaki Kastil Sabunu yöresel adıyla Arap Sabununu üretmek ve pazarlamak.

Tuğba Enginyurt satışlarının çoğunun internet üzerinden gerçekleştiğini söylüyor ve hedefinin önce evinin kadını, çocuklarının annesi olmak sonra buradan çıkaracağı markalarla işini daha da büyütmek olduğunu söylüyor.

Bu adlarından söz ettiğimiz dört kadın girişimcinin ortak yönleri ise KOSGEB’in kendilerine sağladığı kredilerle işletmelerini kurmuş olmalarıdır.

Biz de bu konuda görüşlerini almak için KOSGEB Aydın İl Müdürü Sadullah Dülger’i aradık.

Sadullah Dülger de sözü uzatmadan Aydın KOSGEB kadın girişimciye destekte 88 KOSGEB arasında 4.cü sırada yer alıyor, demekle yetindi.

Bu da demek oluyor ki, devletin ve devletin kurumları erkeklere verdiği desteğin onda birini kadınlarımıza verse onlar daha neler yaparlar neler… Aydın’ın çehresi değişir

Bir de meslek odaları başkanları kadın olsa, var ya, Aydın’ın kalkınma gibi bir sorunu olmaz.