Araz'ın cenazesi, kitaplarının kapaklarıyla süslenen sahneye konuldu.

Saygı duruşu ile başlayan törende konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Orhan Erinç, Araz'ın gazetecilik mesleğinin çok değerli bir mensubu olduğunu dile
getirdi.

Nezihe Araz'ın mesleğe erkeklerin çoğunlukta olduğu bir dönem olan 1952
yılında başladığını ifade eden Erinç, "Kendisiyle birlikte çalışmaktan mutluluk
duyduğum, aynı dönemde gazetecilik yapmaktan gurur duyduğum ustalardan biriydi"
dedi.

Araz'ın gazeteciliğin bir meslek olarak kabul edilmesine neden olan 212
sayılı yasanın çıkmasından evvel, bu yasanın neden gerekli olduğunu anlattığı bir
makale yazması nedeniyle işten çıkarıldığını ve bunu kendisinin çok önemli
bulduğunu anlatan Erinç, "Araz yaptıklarıyla özellikle araştırmacı gazeteciliğin
başlamasındaki katkılarıyla unutulmayacak isimlerden biridir" diye konuştu.

Tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter de Araz'ın arkadaşı, dostu ve hocası
olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bana hayatımın bir döneminde pek çok şey öğreten bir müstesna bilgi
kaynağıydı. Ölüme itirazımız yok, ama bu kadar yüce, dolu, zengin bir kafanın
sonunda uzun bir süre kendini dinlenceye çekmesi şaşırtıcı oldu. Onu son
gördüğümde mutluydu. Çocukluğuna dönmüştü. Ellerini çırparak şarkı söylüyordu. Bu
yüzden uzun bir ölümü oldu. Çünkü bilinci yerinde değildi. Onun için, benim için,
hepimiz için acıklı olan buydu aslında."
Araz'ın dini inancının kuvvetli olduğunu da vurgulayan Kenter, "Araz,
tanrıyı içinde bulmuş bir kişiydi. Onu çok özleyeceğiz" dedi.

Tiyatro oyuncusu Kenan Işık da Araz'ın hayatını yazdığı ilk kadın tiyatro
oyuncusu Afife Jale'nin cenazesine sadece 5 kişinin katıldığıyla ilgili gazete
kupürlerini kendisine saklaması için verdiğini aktararak, bugünkü törene de
katılımın az olduğuna işaret etti. Işık, "Bu büyük, bu değerli yazarımızın, bu
Anadolu kadın ereninin farkında değil Türkiye" şeklinde konuştu.

Gazeteci Hakkı Devrim de tören öncesinde basın mensuplarının törene
katılımın az olmasına yönelik soruları üzerine "Hepiniz biliyorsunuz ki
Türkiye'nin gerçek yıldızları başkaları. Ben isim söylemeyeyim. Nihayet popüler
bir şöhret değildir Nezihe Araz arkasından kalabalıklar gelsin" dedi.

1956 yılında tanıştığı Araz'ın çok yakın arkadaşı olduğunu, hatta oğlunun
ismini de onun koyduğunu dile getiren Devrim, "Bizim kadın meslektaşlarımız
arasında, darılmasınlar, benim gözümde bir numaradır. Bir süredir rahatsızdı ve
dünyanın farkında değildi, ama çok iyi bakıldı, muhafaza edildi. Dün bir gazeteci
arkadaş beni aradı, 'Başını örter miydi? Denize girer miydi?, Mayo giyer miydi?'
diye sordu. Çok güldüm. Başka bir yerdeydi Nezihe. Onu eserleriyle tanıyacakların
sayısı biraz daha artarsa çok mutlu olurum" dedi.

Törene, Araz'ın kız kardeşi Vecihe Büyükaksoy ve yeğenlerinin yanı sıra
İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Emre Bilgili, Betül Mardin ve tiyatro
sanatçısı Dilek Türker'in de aralarında bulunduğu dostları ve sevenleri
katıldı.

Nezihe Araz'ın cenazesi, konuşmaların ardından omuzlara alınarak, Levent
Camisi'ne götürülmek üzere cenaze aracına konuldu.
Vatan