İki küçük belediye kazandığı 2019’dan bu yana reelpolitikte ve seçmen sayısında MHP lehine hangi değişiklikler meydana geldi de 2019’da kaybettiği,14 Mayısta 4.cü olduğu Efeler’in ve aynı konumda olduğu Söke’nin kazanılmasında yeni bir yol, yeni bir yöntem bulunmadan,31 Martta tekrar MHP’ye verilmesinin kaybedilmesini göze almanın dışında hikmeti nedir?

Kamuoyuna yansıyan Cumhur İttifakı paydaşları AK Parti ve MHP arasında yapılan ilçe paylaşımında Efeler, Germencik, Karacasu, Karpuzlu, Söke ve Sultanhisar ‘da MHP’li, diğer ilçelerde AK Partili adaylarla seçime gidileceği haberleri henüz kesinlik kazanmış değil.

Bu konuda partilerin verecekleri kararın uzaması karşısında çıkan çelişkili haberler ve kulis bilgileri aday adayları yanında meraklı seçmenlerin de akıllarını karıştırıyor.

Merak edilen birinci konu Sultanhisar’daki belirsizlik… Bu ilçede aday MHP’li mi yoksa AK Partili mi olacak, henüz aydınlığa kavuşmuş değil.

İkincisi Söke’nin 2019’daki gibi MHP’ye bırakıldığı haberlerine ilçedeki Partililerin itirazı… Dedikleri Söke adaylığı MHP’ye bırakılırsa seçim büyük ihtimalle 2019’da olduğu gibi kaybedilir. İyisi mi yol yakınken uyarımızı yapalım,hareketi…

Olay adaylık konusunda istişarelerde bulunmak üzere Aydın heyetini AK Parti Genel Merkezi’nin Ankara’ya davetiyle gerçekleşen AK Parti Genel Başkanı da olan CB Recep Tayyip Erdoğan’ın bulunduğu toplantıda da dile getirilmiş.

Cumhur İttifakı’nda akılları karıştıran üçüncü konu ise yakın zamanda Efeler’de bir kamuoyu araştırma şirketinin yürüttüğü Fatih Atay, Mehmet Umut Tuncer, Erman Çetin, Rıza Posacı, Gökhan Ökten ve Oğuz Kendirlioğlu’nun adlarının yer aldığı bir anket…

İlk bakışta listede bazı isimleri görünce insan ne ilgisi var diyor ve o nedenle anketin  doğruluğundan şüpheleniyor.Örnek AK Parti ile uzaktan yakından duygudaşlık bağı bulunmayan Fatih Atay,..

Bir diğer örnek AK Parti MKYK Üyesi ve Genel Başkan Vekili yardımcısı Mehmet Umut Tuncer… Büyükşehre adaylık için hakkında anket yapılsa neyse Efeler olunca insan bir anlam veremiyor.

Konu hakkında düşüncelerini sorduğumda listede kendi adı da yer alan AK Parti İl Başkanı Gökhan Ökten:

”Biz Aydın il başkanlığı olarak anket çalışmalarımızı ekim ayında tamamladık ve genel merkeze ilettik. Yakınlarda bir anket yapıldığı bilgileri bize de geldi ama kimin ne amaçla yaptığı hakkında bir bilgiye sahip değiliz.

Ancak yakın zamanda daha önce AK Parti’ye verildiği haberleri çıkan Fethiye’de aday çıkarma yetkisinin MHP’ye devredildiği haberleri de bize gösteriyor ki, ilçelerde hangi partinin adayı ile seçime girileceği görüşmeleri henüz bitmiş değil, çalışmalar Ankara’da devam ediyor,” dedi.

Gökhan Ökten’in sözlerine kadar anlatılan kısım kulis haberlerinden elde edilen bilgilerdir yani gerçeği yansıtabilir de yansıtmayabilir de…

Yalnız her ne kadar kulis bilgileri de olsa Cumhur İttifakı paydaşlarının ilçe paylaşımlarında izledikleri yöntem şu soruyu sormamızı gerektiriyor.

Cumhur İttifakı partilerinin Aydın’da seçime girme niyetleri partilerini temsil amacına mı yöneliktir, kısaca alabileceğimiz en fazla oyu alalım gerisi Allah kerimdir, demek midir, yoksa seçim kazanmak için boğayı boynuzundan mı yakalamaktır?

Doğrusu bu şekilde bir ilçe paylaşımı hem parti teşkilatlarında hem de seçmende, niyetin birincisi,‘boğayı kuyruğundan tutmak’ , yani alacağımız maksimum oyu alalım, gerisi önemli değil,şeklinde algılanıyor.

Yerelde ik ittifakın gerçekleştiği 2019’da AK Parti ile MHP arasındaki paylaşımda  ölçü 2014’de ilçelerin yönetimini kimin kazandığı ya da aralarında  oylarının azlığı, çokluğuydu.

31 Marta yönelik ilçe paylaşımı aynı yöntemle yapılırsa Cumhur İttifakı hem bazı ilçeleri hem de büyükşehri kaybedebilir. Çünkü 2014’ün üzerinden hayli zaman geçti. Ayrıca her seçim oyununda kâğıtların yeni baştan karıldığı unutulmamalı.

Kaldı ki,2014’ü ölçü alan bu paylaşım 2019’da MHP açısından Aydın’da pek olumlu bir sonuç üretmedi ve bu parti sadece  Karacasu ve Karpuzlu’da - o da AK Partili adayla- iki ilçeyle yetinmek zorunda kaldı.. Germencik, Nazili, Efeler, Söke ve İncirliova’da kaybetti.

Büyük ilçelerdeki bu kaybın bir de büyükşehre yansımalarının olduğunu unutmamak gerekiyor. Zira çoğu seçmen tecrübeyle sabittir ilçede başka, büyükşehirde başka adaya stratejik oy kullanmaz, O nedenle büyükşehirde seçimin kaderini büyük ilçeler belirler.

MHP bir zamanlar 2019’da seçim kaybettiği farklı seçmene sahip etnisite, bölge ve mezhep benzeri karmaşık yapıdaki ilçelerde milliyetçi oylarla örnek Nazilli, İncirliova ve Germencik’te seçim kazanmış, 2007’de Söke’de  en yüksek oya ulaşarak birinci parti olmuştu, 2014’de de Efeler’de seçimi kıl payı kaybetmişti.

MHP yönetimi ilçe paylaşımında pazarlık masasında bu verilerden hareket ediyor olabilir ancak ne günümüz şartları 2007’nin şartlarıdır ne de MHP 2007’deki MHP’dir.

(2007’de MHP’nin oyları tavan yaptığında Aydın’da seçmen sayısı 639 bin 790 idi. MHP’nin 65 bin 725 oy aldığı 14 Mayıs’ta ise seçmen sayısı 877 bin 145’di.MHP’nin 2007’den bu yana oy kaybının nedeni milliyetçi seçmenin azalması değil İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin milliyetçi oylara ortaklığıdır. Hepsi birlikte milliyetçi oylar toplamda 14 Mayıs 20023 verilerine göre yaklaşık 185 bindir.)

Son seçimde aldığı 65 bin 725 oyun bir milletvekili çıkarmasına yetmemesi de gösteriyor ki, günümüzde milliyetçi oyların üçe bölünmesi MHP’yi o eski gücünden etmiştir.

Bilindiği üzere genel başkanları ve kurucularının çoğunluğu  MHP’den ayrılan ve Ekim 2017’de kurulan İYİ Parti ve Ağustos 2021’de  kurulan Zafer Partisi’nin milliyetçi oyları bölmesi siyasetteki dengeleri değiştirmiştir.

2019’da bir önceki seçimde gösterdiği başarıya ulaşamamasını İYİ Parti’nin,14 Mayıs seçimlerinde de milletvekili çıkaramamasını Zafer Partisi ile birlikte bu iki partinin milliyetçi oyları bölmesiyle açıklanabilir.

Diğer bir etken de MHP’nin Cumhur İttifakına katılınca kendine mesafeli olan kökeni Doğu ve Güney Doğu Anadolu dışında kalan seçmenin ikinci partisi olma özelliğini yitirmiş olmasıdır.

Ayrıca sosyal yapısı heterojen karmaşık) olan kentlerde kitle partilerinden ittifak paydaşı da olsalar aday liberal de olsa ideolojik yönü ağır basan partilere oy geçişleri, 2019’da Söke MHP adayı Beliğ Azbazlar örneğinde olduğu gibi sınırlı olur.

Bazı hallerde bunun tersinin de doğru olduğu Efeler’de yine geçen seçimde Ümmet Akın’ın adaylığında yaşanmıştı. Demem o ki, aday liberal de olsa ideolojik yapıda da olsa başarısı kendi partisi dışında bir partiye bağlı olanlarda oy geçişleri fire verir. Böyle durumlarda, azdan az, çoktan çok gider,kuralı gereği genelde kaybeden küçük ortak olur.

Bu gerçekler ışığında olaya bakıldığında da insan sormadan edemiyor.

İki küçük belediye kazandığı 2019’dan bu yana reelpolitikte ve seçmen sayısında MHP lehine ne gibi değişiklikler oldu da  2019’da kaybettiği,14 Mayısta 4.cü  olduğu Efeler’in ve aynı konumda olduğu Söke’nin kazanılmasında yeni bir yol, yeni bir  yöntem bulunmadan,31 Martta tekrar MHP’ye verilmesinin kaybedilmesini göze almanın dışında hikmeti nedir?

Kaybedileceği baştan belli bir seçimde yapılmak istenen bile bile lades değilse nedir?

Akla yatkın neden de seçimi almasak da olur, o kadar önemli değil, biz alabileceğimiz maksimum oyları alalım, gerisi için Allah kerimdir, anlayışı oluyor.

Hâlbuki seçim Cumhur İttifakı tarafından kazanılmak istenseydi ilçe paylaşımında daha demokratik,daha kazançlı çıkılacak farklı bir yöntem bulunur ve uygulanabilirdi.

Örnek ilçeler ölçeğinde yapılan anketlerde gerek AK Parti’de gerek MHP’de öne çıkan iki aday arasında yapılacak son bir ankette birinci çıkan- Karpuzlu’da olduğu gibi- MHP’nin adayı olur, seçimi kazanırsa görev süresi bitene kadar da bu partide kalırdı.

Hem de bu sayede büyükşehri de kazanmada Cumhur İttifakı iddialı olurdu… Dedik ya asıl olan niyettir… Gerisi havanda su dövmektir… Göz boyamaktır.

31 Martta Çine’yi kıran kırana bir yarış bekliyor Makale: 31 Martta Çine’yi kıran kırana bir yarış bekliyor