Milli Eğitim Bakanlığı devlet parasız yatılılık sistemini sona erdirme sonucu kendi tarihinden ders almamakla cemaatlerin önünü açmada yaptığı hatanın bedelini bir kez daha ağır ödemek zorunda kalmıştır.

Yakın tarihin önde gelen siyasetçileri ve bürokratlarının mezun oldukları orta öğretim kurumu hakkında bir araştırma yapılsa çoğunun devlet parasız yatılı okullarından mezun oldukları görülür.

Devlet parasız yatılılık sisteminin bu devletin çimentosu olduğu gerçeğini devlete karşı yakın zamanların en büyük kalkışmalarından olan 15 Temmuz hain darbe girişimi açıkça ortaya koymuştur.

Çünkü tarihi olarak da sabittir ki, insanoğlunun en başta gelen özelliği, ekmek yediği yere kolay kolay hainlik yapmamasıdır.

Ankara Savaşı sonrası yaşanan Fetret Dönemi’ndeki istikrazlıkta rol oynayan baş nedenin şehzadeler arasındaki mücadelede dini grupların sık sık yer değiştirmesi olduğunu tespit eden  Çelebi Mehmet devletin bekasını Devşirme ve Enderun Sisteminde bulmuştu.

Bilindiği üzere belli bir sisteme göre toplanan gayrimüslim gençlerinin askerliğe kabiliyetli olanları Yeniçeri Ocağı’na, bürokratlığa yatkın olanları memur yapılmak üzere Enderun’a alınıyor ve İslam terbiyesine göre yetiştiriliyordu.

Devletin güçlü ve padişahların muktedir olduğu dönemlerde sadece devlete karşı sorumluluk duyan gençlerden oluşan devşirme sistemi sayesinde devletin asker ve bürokrat ihtiyacı sorunsuz şekilde karşılanmıştı.

Cumhuriyet döneminin bilim insanı, öğretmen ve memur ihtiyacının karşılanmasında çareyi okullaşmanın az olduğu ilk dönemlerde devlet bir taraftan Avrupa’ya öğrenci göndermede diğer taraftan da sınav sonucu kafası çalışan köy çocuklarını yatılı okullarda okutarak bulmuştu.

Sistemin en büyük projesi öğretmen yetiştiren Türkiye’nin 18 yerinde,  sınavla alınan  öğrencilerin okuyabileceği Köy Enstitüleri olmuştu. Bu okulların kapatılmasıyla aynı gelenek onların yerine geçen Öğretmen Okullarıyla devam etmişti.

(Köy Enstitülerinin kapatılması 1945 yılı İkinci Dünya Savaşı sonrasında Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in bakanlık görevinden okulların mimarı İsmail Hakkı Tonguç’un İlköğretim Genel Müdürlüğünden alınmasıyla başlar. Demokrat Parti döneminde Öğretmen Okullarına dönüştürülerek kapatılması ise savaşın sonucu ile yakından alakalı bir devlet kararıdır)

1950 sonrasında Devlet Parasız Yatlılık Sistemi öğretmen okullarıyla birlikte Ortaokulları, liseleri ve meslek okullarını da içine alacak şekilde yaygınlaştırılmıştı.

O sayededir ki, her ilde bile bulunmayan belli şehirlerdeki orta dereceli okullarda ilkokulu bitirdikten sonra okuma imkânından yoksun fakir köy çocukları okuyabilme şansına kavuşmuşlardır.

Devletin yaptığı masrafın hakkını çoğu idealist bu gençler her biri kendi alanlarında devlete yaptıkları hizmet ve gösterdikleri sadakatleriyle ödemişlerdir.

1980’li yıllara kadar varlığını devam ettiren devlet parasız yatılılık sistemi bu tarihten sonra yavaş yavaş yerini yeni taban bulmaya çalışan başta FETÖ, dini cemaatlere bırakmıştır.1990’lı yıllardan itibaren de Milli Eğitim Bakanlığı yatılı okuldan elini eteğini tamamen çekmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığının dolayısıyla devletin boşalttığı alana da tabiat boşluk kabul etmez misali kolayca yerleşen dini cemaatler kısa sürede eriştikleri güçle devleti tehdit edecek boyuta gelmişlerdir.

15 Temmuzda da emellerine ulaşamamalarının öfkesini Milletin ve demokrasinin mabedi konumundaki Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni bombalayarak çıkarmışlardır.

Böylece Milli Eğitim Bakanlığı devlet parasız yatılılık sistemini sona erdirme sonucu kendi tarihinden ders almamakla cemaatlerin önünü açmada yaptığı hatanın bedelini bir kez daha ağır ödemek zorunda kalmıştır.