Aydın, kendi değerlerini harcayan bir şehir haline geldi. Kentte dayanışma yerine engelleme kültürü irtifa kaybını hızlandırmaya başladı.
Aydın, tarihiyle, kültürüyle ve potansiyeliyle aslında büyük bir şehir.
Tüm enerjisini olur olmaz her yere harcayan
Başka memleket var mıdır bilemem ama
Aydın gibisi herhalde yoktur!
Son yıllarda şehirde dikkat çeken bir gerçek var;
Aydınlıların birbirine sahip çıkmaması…
Hatta zaman zaman birbirinin önünü kesmeye çalışması…
Alın size son örnek…
Gençlik ve Spor İl Müdürü
Cenap Fillikçioğlu (Aydınlı) görevden alındı,
yerine Elazığ'dan bir isim atandı.
Bu gelişme,
Aydınlı bürokratlar arasında büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Benzer durumları daha önce de gördük ve yaşadık.
Aydın’da yıllardır süregelen bir sorun var:
Kendi yetiştirdiğimiz değerlere yeterince sahip çıkmamak.
Bürokratından iş insanına, akademisyeninden siyasetçisine,
gazetecisinden STK temsilcisine kadar birçok isim,
Aydınlı hemşerileri tarafından desteklenmediği gibi köstekleniyor.
Hâl böyle olunca,
yerel yöneticiler ve bürokratlar görevde kalmakta zorlanıyor,
dışarıdan atamalarla karşılaşıyoruz.
Sonra her sohbette
Gaziantep, Bursa, Trabzon’u öven sözler sarf ediliyor.
Biz niye başaramadık diye kendini eleştiren kimse yok!
Herkes bir başkasını suçluyor…
Kendisi sütten çıkmış ak kaşık sanki mübarek…
Peki, neden Aydınlılar birbirine destek olmak yerine,
birbirinin önünü kesmek için çaba harcıyor?
Siyasi çıkarlar mı,
bireysel hırslar mı yoksa
köklü bir dayanışma kültürünün eksikliği mi?
Aydın, bu sorulara net bir cevap veremediği sürece
benzer tablolarla karşılaşmaya devam edecek…
Fark edin artık,
Yerel yönetimlerde ve bürokrasi içinde görev yapan Aydınlı isimler,
bu tür gelişmeler karşısında büyük bir motivasyon kaybı yaşıyor.
Yıllarca emek verip belirli bir noktaya gelen kişiler,
destek görmeyip yalnız bırakıldıklarında,
başka şehirlerden gelen atamalar karşısında yetersiz hissediyorlar.
Bu da Aydın’da liyakat sahibi kişilerin yetişmesine ve
görevde kalmasına engel oluyor.
Bir şehrin kalkınması,
O şehirde yaşayan insanların birbirine
Ne kadar destek verdiğiyle doğru orantılıdır.
Eğer Aydınlılar olarak,
Kendi içimizdeki yetenekli insanları desteklemek yerine
Kösteklemeye devam edersek,
Gelecekte daha büyük problemlerle karşılaşmaya devam edeceğiz gibi görünüyor.
Son dönemde sanayi odası, ticaret odası ve
Bazı çevreler "Aydın Platformu" çağrısında bulunuyor.
Peki, bunca yıldır aklınız neredeydi beyler, bayanlar?
Neden şimdi hep bir ağızdan aynı türküyü söylemeye başladınız?
Sizin hiç mi kabahatiniz yok işlerin bu noktaya gelmesinde?
Bu geç gelen farkındalık önemli elbette,
Ancak bu girişimler sözde kalmamalı.
Gerçek bir dayanışma sağlanmaz,
Çıkar çatışmaları bırakılmaz ve liyakat esas alınmazsa,
Aydınlı bürokratların ve iş insanlarının önü kesilmeye devam eder.
Yarın daha kötü sonuçlarla yüzleşmemek için;
Bir,
Aydınlı iş insanları, siyasetçiler, akademisyenler, yerel medya ve
bürokratlar arasında daha güçlü ve samimi bir bağ kurulmalı.
İki,
Aydınlı bürokratlar, yerel dinamikler tarafından desteklenmeli ve korunmalı.
Üç,
Kişisel ve siyasi çıkarlar, şehrin genel menfaatinin önüne geçmemeli.
Dört,
Kimin hangi siyasi görüşten olduğu değil,
hangi yetkinliklere sahip olduğu önemli olmalı.
Aydın’ın güçlü bir şehir olması için,
önce kendi insanına sahip çıkması gerekiyor.
Bunlardan bize ne arkadaş diyenlere de küçük bir not;
“Aydın’da Yaşayan Aydınlılara Sahip Çıkanlar Derneği”
Kurulursa yakın zamanda hiç şaşırmayın,
Durum o kadar vahim çünkü…
***
SİYASETÇİ TEŞEKKÜR ETMEZ, İŞİNİ YAPAR!
AK Parti Aydın İl Başkanı Mehmet Erdem,
üniversite varyant yolu ve Aydın Şehir Hastanesi’nin yol yapımı için
Karayolları ve yüklenici firma Fernas’a teşekkür etmiş.
Peki, bir siyasetçinin görevi teşekkür etmek midir,
yoksa halkın menfaatine olan işleri takip edip sonuçlandırmak mıdır?
Eğer iş yapması gereken makamlardaki isimler,
sadece teşekkür etmeyi yeterli görüyorsa,
biz de her hizmet için tek tek teşekkür mü etmeliyiz?
Örneğin, Aydem elektrik hizmeti sağladığı için her gün teşekkür mü almalı?
Belediye rutin çöp toplama görevini yerine getirdiğinde alkış mı beklemeli?
O zaman CHP Aydın İl Başkanı da her gün çıkıp belediyelerine teşekkür etsin…
Bu mu siyaset Sayın Erdem?
Siyaset, topluma hizmet etme sanatıdır.
Bir siyasetçi,
görevini yerine getirdiğinde bunun için alkış beklemez,
teşekkür etmekle vakit kaybetmez.
Yapılması gerekenleri takip eder, eksiklikleri giderir,
halkın taleplerini yerine getirir.
Üstelik tüm bunları yaparken de bir lütuf gibi sunmaz.
Çünkü bunlar zaten onun asli görevidir.
Aydın halkı,
siyasetten bol bol teşekkür mesajları görmek istemiyor.
Vatandaşın beklentisi, sorunların çözülmesi,
projelerin tamamlanması ve şehrin daha yaşanabilir bir hale gelmesi.
Eğer her hizmet için teşekkür edilmesi gereken bir anlayışa geçersek, o zaman soralım: Yapılmayan hizmetler için de özür dileyecek misiniz?
Siyaseti sosyal medya paylaşımlarına indirgemek,
Koltuğun rahatlığında yapılan açıklamalarla görevini yerine getirdiğini sanmak,
Halkın aklıyla alay etmektir.
Siyaset, sahada olur.
Takip gerektirir, mücadele gerektirir, sonuç alma zorunluluğu taşır.
Gerçek siyaset, "teşekkür ederiz" demek yerine,
"bunu da başardık, halkımızın hizmetine sunduk" diyebilmektir.
Aydın, boş teşekkürlere değil,
Gerçek hizmete ihtiyaç duyuyor.
Bakalım siyasetçiler bunu ne zaman anlayacak?
***
TEZCAN TECRÜBESİNİ KONUŞTURUYOR!
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan,
CHP Genel Merkezinin görüşlerini halka anlatmak üzere
yaklaşık 1 aydır ulusal kanalları mesken tutmuş durumda.
Tecrübesiyle yerinde tespitleri ve tarihi bilgisi ile göze çarpan işlere imza atıyor.
Aydın’dan çıkan bir siyasetçisinin
partisinin en önemli süreçlerinde sözcülüğünü yapması
dikkatimizi çekmiyor değil bu aralar...
Aynı performansı iktidarın Aydın milletvekillerinden de
Beklediğimizi ifade etsek abartmış olmayız herhalde...
