Sokağa çıkma kısıtlamasının sona ermesiyle normalleşen Ülke’de pandemi bir ara gündemden düşer gibi olmuştu ama vaka sayısındaki artışla birlikte tekrar birinci sıraya yükseldi.

 Bu günlerde konuşulansa ikinci bir dalga yaşanır mı endişesi.

Tedirginliğe nedense gerek Bakan Fahrettin Koca’nın gerekse Bilim Kurulu Üyelerinden bazı hocaların tehlike sınırı olarak gördükleri vaka sayısının bin 500’lerin üzerine çıkması.

En fazla merak konusu ise bu artışın bazı kesimlere mesela 65 yaş üstülere yönelik sokağa çıkma kısıtlamasına yol açıp açmayacağı…

Bu soruların Aydın ölçeğindeki yanıtını almak üzere Aydın Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz’ü aradık.

Dr. Osman Açıkgöz’ün verdiği bilgilere göre Aydın’da yapılan test sayısı toplamda 20 binin üzerinde…

Hasta sayısı 226…Yoğun bakım hasta sayısı 2…Solunum cihazına bağlı olan yok.

İyileşen hasta sayısı 178…Ölümle sonuçlanan vaka sayısı ise 8…

Paylaştığı bu sayısal verilerin ardından Dr. Osman Açıkgöz:

“İstanbul’dan sonra en fazla taramanın yapıldığı il Aydın’dır.

Bu güne kadar elde edilen veriler bize bir dramatik artışın olmadığını gösteriyor.

Tabi bunda vatandaşlarımızın çoğunluğunun kurallara uymada gösterdiği hassasiyetin payı büyüktür.

Sağlık çalışanları olarak biz de vatandaşlarımıza bu konuda minnettarız. Bundan sonra da beklentimiz fiziki mesafe ve maske kuralına günlük yaşantılarında gereği gibi uymaya devam etmeleridir.

Bu kurala riayetleri işimizi kolaylaştırmaları açısından bizim için sağlıklı hayat sürmeleri yönünden kendileri için önem arz etmektedir. 

İnsanların yaz gelmesi, havaların ısınmasıyla virüsün etkisinden bir şey kaybetmediğini aksine ilk ortaya çıktığı günlerdeki tehdidin devam ettiği gerçeğini hatırda tutmaları gerekiyor.

Ayrıca iç ve dış kamuoyunda oluşacak negatif bir algının bir turizm bölgesi olan Aydın’ın ekonomisine olumsuz yansımaları olacağından insanların kurallara uymada daha özenli davranmasını gerektiriyor.

Bizler sağlık çalışanları olarak bu güne kadar elimizden gelen gayreti göstermek için uğraştık. Diğer illerle kıyaslandığında verilerimiz de buna şahitlik edecektir.

Özellikle belirtmek isterim ki, doktorundan hemşiresine ve şoförüne kadar her kademe çalışanımız bu konuda her türlü övgü ve takdiri fazlasıyla hak ediyor.

Bu günlerde Aydın’ın bağışıklık yüzdesini tespit amaçlı başka bir çalışma yürütüyoruz.

TÜİK’in kimlik numaraları üzerinden belirlediği 4764 vatandaşımızı ekiplerimiz evlerinde ziyaret edecek, sürüntü ve kan örnekleri alarak teste tabi tutacaklar.

Bu tarama da haziran sonuna kadar bitmiş olacak.

Diğer iyi bilinmesi gereken bir konu da dünya yüzeyinde pandemi tedavisinde kullanılan en etkili ilaçların hepsinin Aydın’daki tedavilerde de kullanılıyor olmasıdır.

Ayrıca vakanın ilk çıktığı Mart ayından bu yana hazırladığımız Acil Eylem Planı’na sadık çalışan nadir illerden birisidir Aydın.

Hem veri tabanı oluşturma açısından hem de ileride kamuoyuyla paylaşılacak bilgilerin kronolojik kaydının tutulması açısından bu elzem olan bir çalışmadır.

Gurur kaynağı diğer bir konu da sağlık çalışanları ADÜ Tıp Fakültesi iş birliğiyle tedavide immün plazma (antikor) ve hemadzorbsiyon (alyuvar tedavisi) metodunu başarıyla uygulayan en önde gelen illerden birisi Aydın’dır. Vaka sayısına göre iyileşen hasta sayısının çokluğu buna bir göstergedir.” dedi.

Geçmişteki uygulamanın bir devamı olarak belli yaş guruplarına yönelik sokağa çıkma kısıtlaması ihtimali var mı, dediğimde Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz:

“İleri de ne olur bilemem ama şu anda bunu gerektirecek vakalarda dramatik bir artış söz konusu değil, bu bize ilerisi için ümit veriyor.

Ancak artışa dolayısıyla kısıtlamaya engel olmanın yolunun fiziki mesafe ve maske kuralına uymadan geçtiğini kimse unutmamalıdır,” dedi.

Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz’ün pandemi konusunda devletin üzerine düşeni yaptığına dair sözlerine ilave edilecek bir şey yok.

Ancak burada asıl sorunun temelinde pandemi öncesi “eski normalle” sonrası “yeni normali” insanların henüz ayırt edememesinin yattığını düşünüyorum.

İnsanımız önceki bu tür olaylardaki alışkanlığının bir eseri oldukça ciddiye alınması gereken pandemiye yaklaşımı ifrat(abartma) ve tefrit(küçümseme)noktasında olmuştur.

İlk başta korunmada aşırı titizlik gösterdiği halde kurallar gevşetilince sanki o tehlikeyi hiç yaşamamışa döndü.

Yani maskeli, fiziki mesafeli, mecbur olmadıkça dışarı çıkmama, kalabalık yerlerden uzak durma kurallarının geçerli olduğu yeni normalini yaşamak yerine eski normaline döndü.

Demek istediğim devletin aldığı önlemlerden daha çok virüsün yayılma hızını kesecek olan vatandaşların yeni normaline uyumda göstereceği çabukluktur.

İşte o adaptasyon ne kadar tez gerçekleşirse hepimiz bu musibetten kurtulur, özgürlüğümüze kavuşuruz.

 Yoksa işimiz zor.

Meğer ola ki, ilaç ya da aşı buluna…