Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, Çalışan Gazeteciler Gününde Aydın’da görev yapan gazetecilerle bir araya gelerek açıklamalarda bulundu. Yaptığı konuşmada “Biz yolcuyuz siz hancısınız, bu şehre sahip çıkın. Artık kişisel çekişmelere son verin. Jeotermal ile mücadele adı altında bu şehre büyük zarar veriliyor. Türkiye’nin AB’de coğrafi işaret tescili almış 3 üründen biri Aydın inciri. Bu değeri de jeotermal ile mücadele adı altında lekelemeye çalışıyorlar” dedi [1].

Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger konuşmasında neler söyledi?  Şimdi başlıklar halinde bakalım.

Aydın Valisi “Jeotermalden zannettiğiniz kokunun sebebini iyi araştırın…
Aydın’da ciddi sıkıntıya neden olan kötü kokunun da tamamen jeotermalden kaynaklandığını ileri sürenlerin kötü kokunun sebebini iyi araştırmasını isteyen Vali Köşger, “Maalesef bu şehirde 4 ilçenin atık suyu halen Menderes Nehri’ne dökülüyor. Merkezdeki mevcut arıtma da ilkel şartlarda işletiliyor. Ve sizin bu şehirde jeotermalden zannettiğiniz kokunun bir kısmı oradan geliyor…” dedi.

Jeotermal enerji santrallerinin Aydın’a zarar verip vermediğini, sürekli duyulan çürük yumurta kokusunun neden kaynaklandığını araştırmak Aydın Valisi olarak Yavuz Selim Köşger’in görevidir. Aydın Valisi olarak görev yaparken bunun araştırılması için başka kişi ve kurumlara topun atılması doğru değildir. Bu sorunun araştırılması ve çözülmesi görevi birincil olarak Aydın Valiliği’ne yani devlete aittir.

Öncelikle Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’in göreve geldiği 2017 yılından bu yana, Aydın’da yaşanan bu sorunla ilgili olarak neler yaptığını açıklaması gerekir.

25.09.2017 tarihindeAydın Valisi Yavuz Selim Köşger’e sorularım var” başlıklı yazıyla[2] birçok soru yöneltmeme rağmen hiçbir yanıt verilmedi. Sorduğum sorulara yanıt verebilmiş olsaydı zaten Aydın’ın böyle bir sorunu da olmayacaktı.

Aydın Valisi konuşmasında başka neler söyledi?

Aydın Valisi konuşmasında “Jeotermal ile mücadele adı altında şehre zarar veriliyor” dedi. Konuşmasında “Avrupa Birliği’nde Türkiye’den coğrafi işaret tescili almış 3 üründen birisi Aydın inciri. Şimdi jeotermal ile mücadele adı altında Aydın incirini lekelemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Çıkmışlar ‘zararlı diye’ incir hediye etmiyorlarmış. Ben Aydın incirini hem yiyorum hem de herekse hediye ediyorum. Eğer parasından kaçınıyorlarsa bu şehrin en önemli değeri olan inciri lekelemesinler. Bundan dolayı yalan söylüyorlarsa gelsinler inciri ben vereyim. Ama inciri ve Aydın’ı lekelemesinler” dedi.

Sayın Vali bu beyanlarıyla jeotermalle mücadele adı altında sanki incir yenilmemesi gerektiği insanlara söyleniyormuş gibi bir algı yaratmaya çalışıyor.

Jeotermal enerji santrallerinin Aydın’ın havasına, toprağına ve suyuna zararı varsa, elbette bu yörede üretilen tarım ürünlerine de zararı olacaktır. Nitekim Aydın’da incir, zeytin, pamuk ve üzüm olumsuz etkilenmektedir. Ama bu hiçbir şekilde sadece incire yönelik bir söylem değildir. Bu şekilde ifade edilmesi de bu mücadeleyi olumsuz yönde etkilemek amacıyladır. Bu topraklar bizim, bu topraklarda yetişen ürünler bizim çocuklarımızın geleceği. Aydındaki çevre mücadelesinin amacı da zaten toprağın, havanın, suyun ve bu yörede yetişen ürünlerimizin korunmasıdır.

Yavuz Selim Köşger, Aydın’da göreve başladığı günden bu yana, AKP Aydın Milletvekilleriyle ağız birliği yapmışçasına jeotermal enerji santrallerin hiçbir zararı olmadığını iddia etti.

Jeotermal enerji santrallere Aydın’a zarar vermektedir. Jeotermal tesislerin doğaya, çevreye ve ekolojik dengeye verdiği zararlarla ilgili birçok bilimsel inceleme bulunmaktadır. Merak eden okurlarımız için bunlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

a-Ziraat Mühendisi Doğan Akar tarafından gerçekleştirilen “Jeotermal Santrallerin Çevresel Etkileri” isimli bilimsel inceleme yönünden değerlendirme

Ziraat Mühendisi Doğan Akar tarafından yapılan Jeotermal Santrallerin Çevresel Etkileri isimli çalışma [3] son derece önemli bilimsel tespitler içermektedir. Jeotermal santrallerde oluşan atık suyun Büyük Menderes Nehrine akıtılmasının tarım havzası ve tarım alanları üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir.

b-Ziraat Mühendisi Sunay Dağ tarafından gerçekleştirilenİncirde Verim ve Kalite Üzerine Jeotermal Enerji Tesislerinin Olası Etkilerinin BelirlenmesiBilimsel İnceleme Yönünden Değerlendirme”

Ziraat Mühendisi Sunay Dağ,İncirde Verim ve Kalite” tarafından hazırlanan, Adnan Menderes Üniversitesi Bahçe Bitkileri Anabilim Dalında, tez danışmanı Prof. Dr. Engin Ertan’ın danışmanlığında gerçekleştirilen Üzerine Jeotermal Enerji Tesislerinin Olası Etkilerinin Belirlenmesi isimli doktora tezi[4] son derece ilginç sonuçlar ortaya koymuştur. Tez ile jeotermal tesislerden doğaya salınan sıvı ve gazların doğaya ve ekolojik dengeye zararını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ortaya koymaktadır.

c-Prof. Dr. Mustafa Bolca, Prof. Dr. Rafet Kılınç, Prof. Dr. Ünal Altınbaş, Yard. Doç. Dr. Müslim Murat Saç, Prof. Dr. Mehmet N. Kumru, Araş. Gör. Bihter Çolak Esetlili, Dr. M. Tolga Esetlili ve Araş. Gör. Fulsen Özen Tarafından 2010 Yılında TÜBİTAK desteği ile gerçekleştirilen Alangüllü (Aydın) Bölgesindeki Jeotermal Kaynakların Kimyasal Özelliklerinin ve İçerdikleri Radyoaktif Maddelerin Su Kaynakları, Tarım Toprakları ve Kültür Bitkilerine Etkilerinin Multidisipliner Yaklaşımla Saptanması Üzerine Araştırmalar” başlıklı bilimsel inceleme[5]. 2010 yılında gerçekleştirilen bilimsel inceleme sonucunda ayrıntıları ile Alangüllü yöresinde bulunan jeotermal elektrik santrallerinin ekolojik dengeye etkileri her yönüyle ortaya konulmuştur.

Bu kadar bilimsel incelemeye rağmen, Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’in ve AKP Aydın Milletvekillerinin nasıl olup ta JES’in Aydın’a zararının bulunmadığı söyleyebildiğini anlamakta zorlanıyorum.

Aydın Valisi başka neler söyledi?

Aydın Valisi konuşmasında jeotermalle mücadelenin nasıl yapılması gerektiğini de açıkladı. Konuşmasında Jeotermal ile mücadele böyle olmamalı. ‘Jeotermal ile ısınamıyoruz, termal tesisler yok’ diye mücadele edilmesi gerekir…” dedi.

Aydın Valisinin dedikleriyle yaptıkları o kadar tezat ki…

“Çitlik Alanı” olarak tanımlanan jeotermal alan, Aydın Valiliği’ne bağlı Aydın Termal Turizm ve Jeotermal Sistemleri Anonim Şirketi (AYTER) tarafından 01.03.2018 tarihinde ihale edildi. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu bu alanı alarak, bu kaynağı Aydın ilinin ısıtma ve soğutmasında kullanmak istediğini açıkça ifade etmişti. Aydın Büyükşehir olduğu zaman İl Özel İdaresi’nin malları paylaştırılırken de “Çiftlik Alanı” apar topar, Aydın Termal Turizm ve Jeotermal Sistemleri Anonim Şirketi (AYTER) üzerine geçirildi. Amaç bu kaynağın Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin eline geçmesine engel olmaktı. Nitekim 1.3.2018 tarihinde gerçekleştirilen ihale şartnamesine de Aydın Valiliği, açıkça bu yerle ilgili ihaleye kamu kurumlarının ve kamu kamu tüzel kişileriyle ortaklık ilişkisi bulunan özel hukuk tüzel kişilerinin (şirketlerin) katılamaması kuralını getirerek Aydın Büyükşehir Belediyesi veya bu Belediyeye bağlı herhangi bir şirketin ihaleye girmesini engelledi. Daha da önemlisi bu kaynağın Aydın ilinin ısıtma ve soğutmasında kullanılmasını engellemek için ihale şartnamesine sadece elektrik üretmek amacıyla bu kaynağın kullanılma şartı getirilmiştir.

Sonuç olarak, Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger’in görevde olduğu 1.3.2018 tarihinde, bizzat kendisinin verdiği talimatla “Çiftlik Alanı”nın kamu kurumları eliyle, güvenilir bir şekilde kullanılarak şehrin ısıtma ve soğutmasında kullanılmasını engellemiştir. Buna rağmen hala bu söylemleri kullanmasının takdirini okurlarıma bırakıyorum.

Aydın Valisi başka neler söyledi?

Aydın Valisi konuşmasında Menderes Nehrinin kirliliğinin de altına çizerek, halen 4 ilçenin atık suyunun menderes nehrine döküldüğünü ifade etti.

Denizli’de 18.01.2020 tarihinde düzenlenen “Büyük Menderes Nasıl Kurtulur” panelinde konuşan Su Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Duran, 16 yıldır Büyük Menderes Havzasında çalışmalar yaptığını belirterek, havzada yaşanan kirliğin nedenlerini ayrıntılarıyla anlattı. Duran yaşanan kirliliğin yüzde 49’unun bireylerden, yüzde 51’inin ise Endüstriyel atıklardan kaynaklandığını söyledi. Büyük Menderes Havzasında 15 Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nin bulunduğu bilgisini veren Duran, havzada bulunan Çürüksu ve Güzelköy çaylarının artık “OSB atıklarının tahliye kanalı” olduğunu hatırlattı. Büyük Menderes Nehrine 33 büyük Jeotermal Enerji Santral (JES)’in yılda 80 milyon ton akışkan bıraktığını aktaran Duran, bu JES’lerin gökyüzüne yılda yaklaşık 8.8 milyon ton yoğuşmayan gazı bıraktığını söyledi.

Peki, JES’in Aydın’a zarar vermediğini iddia eden Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, Büyük Menderes Nehrine 33 büyük Jeotermal Enerji Santral (JES)’in yılda 80 milyon ton akışkan bıraktığının neden bilmiyor?

17.01.2020 tarihinde Sözcü Gazetesi Aydın’a konuşmacı olarak geldi. 18.01.2020 tarihli “Efeleri kızdırmayın efendiler” başlıklı yazısı ile Aydın Büyükşehir Belediyesi ve AFAD tarafından Hidrojen Sülfür gazı ölçüm sonuçlarının en fazla 100 olması gerekirken 1100 civarında çıktığını açıkladı.

Birçok kez ABB Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun açıklayacağını söylediği sonuçlarla ilgili olarak ilk kez bilgi aktarılmış oldu.

Aydın Valiliği tarafından 19.01.2020 tarihinde açıklama yapılarak Deniz Zeyrek’in yazısındaki iddialar reddedildi [6].

Artık bütün gözler Özlem Çerçioğlu’nun üzerinde. ABB Başkanı Özlem Çerçioğlu en kısa zamanda, 60 gün beklemeden JES’nin doğaya bıraktığı atıklar nedeniyle ortaya çıkan Hidrojen Sülfür ölçüm değerlerini açıklaması gerekir.

Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger konuşmasında “Biz yolcuyuz siz hancısınız, bu şehre sahip çıkın” diyor.

Aydın Valisi Sayın Yavuz Selim Köşger, Aydın halkı sizden çok daha fazla bu şehre sahip çıkıyor. Biz yolcuyuz siz hancısınız” beyanınız çok doğru. Elbette bir zaman sonra Aydın Valiliğinden ayrılıp gideceksiniz.

Ama lütfen şundan emin olun;

İnanın Aydın sizi hiç u n u t m a y a c a k!

 

[3] http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/86659486e6f7919_ek.pdf

[6]İlimizde bulunan Jeotermal Santralların başta Hidrojen Sülfür olmak üzere zehirli gazlar yaydıkları şeklindeki açıklamalar gerçeği yansıtmamaktadır.
Aydın ilinde bulunan jeotermal enerji santral ve jeotermal üretim kuyu faaliyetlerinden kaynaklanan ve şikayet konusu olan Hidrojen Sülfür (H2S) ile ilgili olarak Valiliğimizce (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü personeli gözetiminde) JES'lerin etki alanında, yerleşim yerleri konumu dikkate alınarak Bakanlıktan yeterlik belgesi almış Laboratuvarlar aracılığı ile ölçümler yaptırılmıştır.

2016 ve 2019 tarihleri arasında gerek şikayet ve gerekse çevresel izleme amaçlı yaptırılan Hidrojen Sülfür (H2S) ölçüm değerleri maksimum 4,42 µikrog/m3, minimum 0,018 µikrog/m3 (Yönetmelikte limit değer 20 µg/m3) olarak ölçülmüştür. Ölçüm sonuçları Yönetmelikte yer alan sınır değerleri aşmadığı tespit edilmiştir.”