Barış Altıntaş’ın açıklamaları ve CHP’ye yakışanlar

26 Ocak 2021 tarihinde, ABB CHP Meclis Üyesi, ABB Başkanvekili Barış Altıntaş yazılı bir basın açıklaması yapmış.

Merak eden okurlarımız yazılı basın açıklamasının tamamına dipnotta ulaşabilirler .

Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki basın açıklamasında üslup, ifade biçimi, söylem tarzı nezaket ve saygı kurallarını aşmaktadır. Bu yazının ABB Meclis üyesi ve Başkanvekiline yakışmamaktadır. Bu yazıya aynı üslupla yanıt vermeyeceğim. Sadece yazıda söz konusu kişinin adını anmadan, BA olarak kısaltarak vereceğim.

BA basın açıklamasında “…Aydın’da kimi zaman hukukçu kimi zaman da gazeteci olduğunu ifade eden birileri, neden yaptığı anlaşılamamakla birlikte, yaratmaya çalıştığı kavram kargaşası ile dikkatleri başka yerlere çekmeye uğraşıyor…” demiş.

Ben bir hukukçuyum. Hiçbir zaman gazeteci olduğumu ifade etmedim, böyle bir imada bulunmadım. Sadece bildiklerimi topluma aktarmaya çalışan bir hukukçuyum.

JES’leri nedeniyle Aydın ilinde oluşan çevre kirliliğine karşı hukuk kuralları çerçevesinde mücadele etmek ve bildiklerimizi aktarma amacı dışında hiçbir amacımız bulunmamaktadır.

Bu süreçte yaptığımız her şey, sadece jeotermal enerji santralleri ile ilgili sorunları ortaya koymak ve oluşturulmaya çalışılan bulanıklığı gidermeye çalışmaktır. Tam aksine bu sorunlarla ilgili “kavram kargaşası” yaratan ve “dikkatleri başka yerlere çekmeye uğraşanlar” BA gibi siyasetçilerdir.

BA, basın açıklamasında bakın ne demiş;

“…Söz konusu santrallerin ruhsat sahaları, arama ruhsat ve izinleri, ÇED süreçleri tümüyle AKP hükümetinin Bakanlıkları ve Valilikler aracılığıyla yürütülmesine rağmen; hem jeotermal karşıtlığı yapıp topluma şirin görünmek, hem de hükümete “ama bakın sizi değil CHP’li belediyeleri eleştiriyorum, yok mu bana bir aferin?” demek adına garip garip yazılar yazıyor…”

ABB Başkanvekili BA geçmişte tarafımızca yazılan yazıları ya hiç okumamış, ya da okuduklarını hatırlamak istememektedir. Yazılarımızın sürekli ve düzenli olarak ABB bürokrat ve yöneticileri tarafından okunduğunu, her yazı ile ilgili olarak daire başkanının görüşünün alındığını biliyoruz. O zaman bu ifade ile ne demek istemektedir BA?

Bu güne kadar yazdığım birçok yazıda Aydın’da JES’den kaynaklanan çevre kirliliği nedeniyle, öncelikli ve birincil olarak AKP iktidarının çevre politikalarının sorumlu olduğunu ifade ettim.

Hemen bu konuda yazdığım makaleleri somut örnekleriyle açıklayayım.

16.Kasım.2015 tarihli “Jeotermalin Aydın üzerine etkileri” başlıklı yazı ;

30.Kasım.2015 tarihli “Jeotermalin Aydın üzerine etkileri-2” başlıklı yazı ;

14.Aralık.2015 tarihli “Jeotermal ve Devekuşu” başlıklı yazı ;

12.Ocak.2016 tarihli “Cehennem Ateşimizi Şimdiden mi Yakmaya Başladık?” başlıklı yazı ;

04.Nisan.2016 tarihli “Aydın Valisi Erol Ayyıldız'a sorum var!” başlıklı yazı ;

18.Nisan.2016 tarihli “AKP Aydın Milletvekillerine sorularım var!” başlıklı yazı ;

27.Haziran.2016 tarihli “Rıza Posacı ve Jeotermaller” başlıklı yazı ;

17.Ekim.2016 tarihli “Aydın her geçen gün ölüyor... Farkında mısınız?” başlıklı yazı;

13.Mart.2017 tarihli “Sayın Mehmet Erdem'i Aydınpost ekranlarında açık oturuma davet ediyorum” başlıklı yazı;

20.Mart.2017 tarihli “Sayın Mehmet Erdem'e Yanıt” başlıklı yazı;

05.Haziran.2017 tarihli “AKP'nin Zeytinle Sınavı” başlıklı yazı ;

25.Eylül.2017 tarihli “Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger'e Sorularım Var!” başlıklı yazı ;

04.Kasım.2017 tarihli “Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'ya Mektup…” başlıklı yazı ;

26.Şubat.2018 tarihli “Aydın Valiliği'nin yanıtlaması gereken 15 soru” başlıklı yazı ;

19.Mart.2018 tarihli “Çiftlik alanının jeotermal elektrik santrali yapılmak üzere kiraya verilmesi ile ilgili olarak Aydın'da referandum yapılsın ve halka sorulsun” başlıklı yazı ;

23.Nisan.2018 tarihli “24 Haziran Seçimleri ve Aydın'da Yaşanan Çevre Katliamı” başlıklı yazı ;

07.Mayıs.2018 tarihli “Aydın'ı leş sardı, Türkiye medyası ayakta, Aydın Valiliği ve Aydın Büyükşehir Belediyesi sus pus!” başlıklı yazı ;

04.Haziran.2018 tarihli “Aydın Hızla Katlediliyor… Peki, AKP Milletvekilleri ve Adayları Ne Yapıyor?” başlıklı yazı ;

10.Eylül.2018 tarihli “Sayın Mustafa Savaş, Kızılcaköy Halkı 'Aydın'da Serada Muz Yetiştireceğinize İncire Zeytine Sahip Çıkın!' diyor” başlıklı yazı ;

24.Eylül.2018 tarihli “Aydın Valisi, Kızılcaköylü Kadınlardan Neden Korktu?” başlıklı yazı ;

30.Ekim.2018 tarihli “Kızılcaköy'de jeotermal santral yapılması Aydın'a ve Aydınlıya yapılan tarihinin en büyük haksızlığıdır” başlıklı yazı ;

19.Kasım.2018 tarihli “Sayın Numan Kurtulmuş jeotermal tesislerin Aydın'a verdiği zararlar ile ilgili sizi yanlış bilgilendirmişler!” başlıklı yazı ;

26.Kasım.2018 tarihli “Vali'den Aydın'a yüzyılın projesi!” başlıklı yazı ;

10.Aralık.2018 tarihli “Aydın Valiliği Kızılcaköy'de yaşananlarla ilgili soruşturmaya önce kendinden başlamalı!” başlıklı yazı ;

21.01.2019 tarihli “Sayın Mustafa Savaş'a sorularım var!” başlıklı yazı ;

18.Şubat.2019 tarihli “Aydın Valiliği Germencik Alangülle'deki yeraltı ve sulama sularının tahlil sonuçlarını neden açıklamıyor?” başlıklı yazı ;

15.Temmuz.2019 tarihli “Sayın Aydın Valisi, Germencik'te bulunan JES'lerin işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı ve iskân ruhsatı var mı?” başlıklı yazı ;

19.Ağustos.2019 tarihli “AKP Aydın Milletvekili Metin Yavuz'un 'Aydın'ın jeotermal sorunu yok' sözüne katılıyor musunuz?” başlıklı yazı ;

26.Ağustos.2019 tarihli “Mustafa Savaş jeotermal elektrik santrallerinin Aydın'a verdiği zararlar hakkında neden bir şey yapmıyor?” başlıklı yazı ;

30.Eylül.2019 tarihli “Germencik'teki ruhsatsız santrallerle ilgili olarak Aydın Valiliği'ne ve Germencik Belediyesi'ne sorularım var” başlıklı yazı ;

04.Mayıs.2020 tarihli “Yılmazköy’de patlayan jeotermal kuyu nedeniyle sorumlu şirkete, Aydın Valiliği’ne, Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ve Efeler Belediyesi’ne sorularım var!” başlıklı yazı ;

13.Temmuz.2020 tarihli “Efeler’ de 08.07.2020 günü havadaki Hidrojen Sülfür (H2S) oranı normalin 14,5 kat üstünde çıkınca devlet ne yaptı?” başlıklı yazı ;

Yukarıda bu konuyla ilgili yazdığım yazılardan seçtiğim 32 tanesini paylaştım.

BA, basın açıklamasında geçen “…hem jeotermal karşıtlığı yapıp topluma şirin görünmek, hem de hükümete ‘’ama bakın sizi değil CHP’li belediyeleri eleştiriyorum, yok mu bana bir aferin? ’’ demek adına garip garip yazılar yazıyor…” ifadesinin takdirini okurlarıma bırakıyorum.

BA, basın açıklamasında “Peki bunları yapmıyor da, ne yapıyor bizim klavye aktivisti?” şeklinde açıklama yapmıştır.

Bu güne kadar halkın katılımı toplantısından, açılan davalara, çadır nöbeti tutan insanların yanından olmaktan, bilimsel toplantılarda halkın derdine anlatmaya, her ortamda halkın yanında olduk. Sırça köşklerde, camlı saraylarda oturarak bu mücadeleyi verenlere “klavye aktivisti” derseniz halk size bunu sorar.

Biz, Tekin Köyündeki Ali Hoca’nın, Germencik’te Halil Efe’nin, Kızılcaköy’de Ceride Teyzenin, Pamukören’deki Ziya Efe’nin her aşamada yanındayken CHP’li ABB Başkanı ve yöneticileri neredeydi? CHP örgütleri basın açıklaması bulunmak dışında bu mücadelede ne yaptı?

BA, basın açıklamasında “…Efendim işletme ruhsatını ilçe verirmiş vermezmiş bilmem neymiş…” şeklinde açıklama yapmıştır.

BA bu ifadeleri kullanırken, ABB Başkanvekili sıfatıyla, ilçe belediyelerinin JES’e İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı verme yetkisi yoktur, bu konuda Akın Yakan gerçeği söylemiyor, diyemiyor! Çok ilginç değil mi?

BA, basın açıklamasında “CHP’ye, CHP’li ilçe belediyelerine bu işleri ciro edeceğim diye uğraşma oradan sana ekmek çıkmaz…” demiş.

ABB CHP Meclis Üyesi, ABB Başkanvekili sıfatına haiz BA’nın, yakasında CHP rozetiyle “…uğraşma oradan sana ekmek çıkmaz…” sözleri size yabancı geliyor mu?

Takdiri okurlarımıza bırakıyorum.

Sonuç olarak BA’nın bu açıklamaları gerçeklerden, yasal dayanaklardan, nezaketten uzaktır.

CHP’ye yakışan, parti programına ve ilkelerine, sosyal demokrat düşünceye uygun olarak, gerçeklerden, halktan yana tavır almaktır. Suyu bulandırarak, gerçekleri saptırarak, laf kalabalığı ile olayları geçiştirmeye çalışanlara CHP sessiz kalmamalıdır.

CHP’ye yakışan, yanlış yapan partili belediye başkanlarına ve bürokratlarına yanlış yaptığını söylemektir.

CHP’ye yakışan, Jeotermal Enerji Araştırma Komisyonunda dinlediği insanları sözünün kesilmesine izin vermemektir.

CHP’ye yakışan, Aydın halkı JES’ler tarafından zehirlenirken, son derece kötü hava kirliliği ölçüm değerleri elinde bulunan Aydın Büyükşehir Belediyesine bunu neden açıklamadığını sormaktır.

CHP’ye yakışan, JES’ler nedeniyle çevre felaketinin yaşandığı Aydın’da ABB nin Sultanhisar ilçesinde JES kurmasına izin vermemek, jeotermal kaynakların kamu eliyle sadece şehrin ısıtılması ve soğutulmasında kullanılmasını sağlamaktır.

CHP’ye yakışan, bütün kurum ve kuruluşların hukuk kurallarını, istisnasız uygulanmasının savunucusu olmaktır.

CHP halkın en büyük sorununun çözümünde halkın yanında olmalıdır. İnsanları dışlayarak, ötekileştirerek, sırma köşklerde oturarak mücadele verilmez.