Nobel Ödülü sahibi Aziz Sancar diyor ki, “ 500 yıldır İslam Dünyası bilime katkıda bulunamıyor. Bu gerçeği söylememiz ve sebebini bulmamız lazım.

Bunun için çocuklarımıza ben bilim yapmayı teşvikten başka bir şey tavsiye edemem.” (Taha Akyol 27.05.2016 Hürriyet)

Konu ile ilgili İsmet Berkan da soruyor,” 2023 hedefleri çok heyecan verici… Fakat o hedeflere ulaşmak zorunlu olan “ileri teknolojiyi” üretecek nesiler nerede?” (27.05.2016 Hürriyet)

İslam Dünyası niye bilime katkıda bulunamıyor? Bu soruya herkes bulunduğu yer, baktığı yön ve açıya göre kâh dini kâh taklitçiliği işin içine katarak farklı yanıtlar verebilir.

Ama ben bunun gerçek sebebinin M.Tınaz Titiz’in dediği gibi (Biz Niçin İcat Yapamıyoruz? M. T.Titiz 22 Ekim 2001) “icatçı bir millet” olma özelliğimizi kaybetmemizde yattığını düşünüyorum.

ABD’de 1794’den 1986 yılına kadar 192 yıl içersinde 4 milyon 600 bin patent tescili yapılmış. Başkanlardan “döner koltuğun” mucidi Thomas Jefferson patent ofiste “surveyor” idi. Mesaiden artakalan zamanını patent başvurularını incelemekle geçirirdi.

ABD’de halen haftada 4 bin-7 bin patent başvurusu olmakta, bununla ilgili haftalık resmi gazete sayfa sayısı bin 800- 2 bin arasında değişmektedir.

İsveçliler ülkelerini yüz yılda yaptıkları 49 icatla buz çölünden endüstri ötesine taşımayı başardılar. İsviçreliler ülkeleri ile ilgili turizm broşürlerine “biz icatçı bir milletiz” diye yazıyorlar.Bir Japon otomobilinin üzerinde bu gün 120 binin üzerinde” innovation” (iyileştirme, geliştirme) mevcuttur.

Ülkemizde ise patent yasasının yürürlüğe girdiği 1800’lü yıllardan 2000’li yıllara kadar 23 bin patent tescili yapılmış. Bunların 20 bine yakını yabancılara aittir.

Yani hepsi topsu ABD’de bir ayda yapılan başvurunun yarısı… Yalnız 2000’li yıllardan sonra yerli patent başvurusunda ilerisi için sevindirici az da olsa bir artış olduğu gözlemleniyor. Mesela Patent Enstitüsü’nün verilerine göre 2015’de Ülke genelinde 5 bin 512 başvuru olmuş…

ÜLKEDE BÖYLE… PEKİ, AYDIN’DA DURUM NE?

2015 iller sıralamasında Manisa 63 başvuru ile 12.sırada, Muğla 29 başvuru ile 15. Denizli 26 başvuru ile 16. sırada yer alırken Aydın 22 başvuru ile 21. sırada kendine yer bulabilmiş.

Bu Aydın’ın sanayi kenti olmamasına bağlanabilir bu kimilerince kabul de edilebilir ama ben bu geriliğin Aydın’ın başka bir hastalığından kaynaklandığını düşünüyorum.

Bu aynı zamanda İsmet Berkan’ın “2023 hedeflerine ulaştıracak yüksek teknolojiyi gerçekleştirecek nesiller nerede?”  sorusuna da cevap olabilir.

Böyle bir gençlik yok değil… Var… Ama Aziz Sancar’ın tavsiyesi Aydın’da o gençliği teşvik edecek,maddi manevi destek olacak  entelektüel insan yok.

 Zira algı yönetimi ile işi götüren yöneticilerin bu şehir için ileri teknoloji diye bir dertleri yok.Her biri Aydın’ı geleceğe hazırlamak yerine kasaba politikacıları gibi hamasetle, reklama dayalı algı ile makamlarını korumanın derdinde…

Kâğıt üzerindekileri saymazsak hangi kurumda mesela Büyükşehirde ya da STK’ larda örnek Ticaret Odası’nda, Ticaret Borsası’nda Ar-Ge birimi var? Olduğunu varsayalım buna ayırdıkları para reklam harcamalarının kaçta kaçı?  Hangisi kaç gence burs veriyor? Kaçı üniversite ile ortak bir proje yürüttü?

Onu bir yana bırakın… Türkiye’de liseler arasında ilk dörtte yer alan ve 2023 hedefine koşan bir Aydın Fen Lisesi var.

 İzmir Fen Lisesi’nde bile bu yılki YGS’ de Ülke genelinde ilk yüze giren öğrenci yokken bu okulumuzdan Hilal Yıldız 9.Ali Levent Çınar 20.Gülşen Aslan 32. Kaan Hüseyin Erol 87.sırada ilk yüze girmeyi başardılar.

Buna rağmen Türkiye’deki Fen Liselerinin yüzde doksanı “proje okulu”  iken Aydın değildir. Kayırmacılığın Milli Eğitimde nerelere kadar sirayet ettiğini varın siz düşünün…

Okul 2015-2016 öğretim yılında TÜBİTAK yarışmalarına çeşitli dallarda beş proje ile katılmış ve Güneş Enerjisi ile ilgili olanı Hollanda’daki uluslar arası yarışmaya katılma hakkı elde etmiş.

Okul Aile Birliği Başkanı Gönül Aydın ve Müdür Şenol Aslan proje desteği için ne Büyükşehir Belediyesi ne Ticaret Odası ne de Ticaret Borsası çalmadık kapı bırakmamışlar.

Ama nafile… Elleri boş dönmüş… Böyle göğün sağır yerin bakır olduğu bir iklimde Aziz Sancar’ın ifade ettiği teşvik olmadan İsmet Berkan’ın dediği ileri teknoloji gerçekleşebilir mi?

Sonuçta gerek iller gerek uluslar arasındaki acımasız rekabette bir kaybeden olarak Aydınlı başkalarının istediği biçimde yaşamak ya da yaşamamak zorunda kalacaktır vesselam…