AK Parti’yi 2019 seçimlerine götürecek Efeler ilçe kongresi milletvekili Adurrahman Öz’ün divan başkanlığında geçen pazar (14.01.2018) yapıldı.

Son ana kadar önceki dönem yönetim kurulu üyesi Necati Saray’ın da aday olacağı kulislerde dolaştı ya da dolaştırıldı ama gerçekleşmeyince de önceden planlandığı şekilde Çağatay Gülaştı adaylıkta tek kaldı.

Kongrede stratejik ortak MHP’yi il başkan yardımcısı Yücel Gündüz, Efeler ilçe başkanı Tamer Şengezen’in, İYİ Parti’yi de yine Efeler ilçe başkanı Pınar Öncer ve arkadaşlarının temsil ettiği kongrede en fazla alkışı MHP’liler aldı ve bu da kimseyi şaşırtmadı.

Çağatay Gülaştı üye seçiminde bir yandan tabanın hassasiyetlerine dikkat etmiş diğer yandan da farklı kesimlerden yeni üyelerle vitrini zenginleştirmeye çalışmış.

Eski il ya da ilçe yönetimlerinde bulunmuş mesela Mehmet Filizli, Coşkun Irmak gibi “ağabeyler”, Sema Gaspak, Seniha Karataş gibi “ablalara” yer vermiş.

Yine geçmişte yöneticilik yapmış Levent Sabancı, Emre Gönülcü, Abdülkadir Ögür, Volkan Gökyar gibi gençleri listeye almış.

Mehmet Özgür, Fevzi Kural, Mustafa Eşiyok, Şahika Edremit, gibi yeni üyeler bulmuş.

Engin Dereli (MHP), Sefer Bakış (ANAP), Coşkun Çankaya (DP) gibi sağ yelpazeden olanlarla yönetimini zenginleştirmiş.

İl Başkanı Ahmet Ertürk’ün de ülkücü kökenli eski bir ANAP’lı olduğu düşünüldüğünde bu yönetimin AK Parti’nin yeni açılım stratejisine uygun düştüğü söylenebilir.

Bu aynı zamanda bundan sonra AK Parti’de milli görüşçüler ile merkez sağ kitle arasında yaşanacak muhtemel örtülü mücadelenin işaret fişeği anlamına geliyor.

Bu önemli bir konudur.

Bir ilçe başkan adayının sosyal medyadan yaptığı rakılı paylaşım ve bir diğerinin adı karıştığı taciz olayı üzerinden il başkanı Ahmet Ertürk’ün parti içinde itibarsızlaştırılmaya çalışılmasını bu örtülü mücadelenin bir parçası olarak okumak pekâlâ mümkündür.

Diğer bir konu da milletvekilleri protokol konuşmalarında eski yönetime teşekkür etmesi bir hakkın teslimi için yerinde bir davranıştır. Bunda bir sıkıntı yok.

Ancak AK Parti gibi çok adaylı yarış yerine genel merkezin belirlediği tek adaylı bir seçim sisteminde yönetim değişikliği ister istemez eski yönetimde olanlarda bir mağduriyet hissine yol açar.

Eğer siz normal seçmen artışından kaynaklanan bir oy artışını bir yönetim başarısı gibi takdim etmekle kalmaz daha da ileri gider bir mağlubiyeti şahıslar ölçeğinde bir başarı öyküsü olarak ilan ederseniz kendilerini mağdur hissedenlerin popülist bir yaklaşımla duygularını kabartmış olursunuz.

Ve o zaman da bu tarz hareket karşıda “siz çok başarılıydınız, size kıydılar” şeklinde algılanır.

Bir ilçe kongresindeki böyle popülist bir söylemin adresi de her söz söylendiği ortama göre anlam kazanır gerçeğinden gidildiğinde ya il başkanı ya da genel merkez olur.

Bu da zeminde yeni çatlakların oluşmasına yol açar.

Fakat böyle bir tuzağa düşmediği gibi partililerin beğenisini kazanan en iyi konuşmayı yapan da bir önceki ilçe başkanı Aytaç Aslan oldu.

Hem içeriği doluydu hem de öncesindeki kışkırtmalara aldırmadan, akıllı bir hareketle “partimizin bundan sonra da emrindeyim” demekle geleceğe yatırım yapmış oldu.

Kürsüye çıkan milletvekilleri ise yaptıkları konuşmalarda ne 2019 hedefine yönelik, ne geleceğe ait hatırda kalacak mesaj içeren, ne de heyecana neden olacak bir şey söylediler.

Tek söylenen Mustafa Savaş’ın serbest bölge kurulması hakkında verdiği bilgiydi.

Bir gerçeğin altını çizelim.

İkizdere Barajı, Adnan Menderes Barajı gibi yatırımları her toplantıda hem sağduyu sahibi partililer hem de vatandaşlar duymaktan usandı.

Bir hizmet sürekli dillendirilirse tekrarı derecesinde takdir, kıymet kazanmaz tam tersi belli bir zaman sonra karşıda “başa kakma” olarak algılanmaya başlar ve aksi tesir yapar.

Artık duyulmak istenen büyük ihtiyaç şehir hastanesinin temelinin ne zaman atılacağı, hızlı trenin hangi yılın yatırım programına gireceği, dışarıdan nasıl yatırımcı çekileceği, beyin göçünün önüne nasıl geçileceği, jeotermalden Aydınlının nasıl yararlanacağı konuları ve istihdamdır.

Vekillerimizin pembe sözlerini duyanlar da sanacak ki sanki Aydın’ın hiç derdi yok, insanları refahtan uçuyor, dağlarından oluk oluk yağ, ovalarından kovanlar dolusu bal akıyor.

Sonra “2019’da sekiz milletvekilinden beşini alacağız” demek güzel de aynı zamanda ilçe belediyelerinden en az yarısını kazanmanın karşılığı üç yüz bin oyun nasıl, hangi yolla alınacağını ise meçhul.

Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde diyelim ki, Ankara’dan esecek rüzgâra güveniliyor.

Ya seçmen tercihlerinde adayların öne çıktığı yerel seçimler?

İl başkanı Ahmet Ertürkbunun yolu gönüllere girmekten geçiyor” dedi.

Doğru söylüyor da peki, kimlerle, nasıl gireceksiniz?

Partisi için değil de davulunu çaldığı ağabeylerinin ikbali ve istikbali için elinde kılıç, cebinde bomba bir birleriyle cenk eden, kendini ulu kabul eden bazı savaşçılarla mı?

Ya da hatalarıyla yüzleşmekten korkanların “2014’de Büyükşehri Özlem Çerçioğlu verdiği paraların karşılığı haber ve reklamlarla şişiren, yıldızını parlatan gazeteciler sayesinde aldı” diye suçlarını üzerine attıkları basınla mı?

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA