Büyüğümüz, ağabeyimiz Sayın Ahmet Gözen bu haftaki yazısında (11 Şubat) “Acarlar Toptancı Halinin” niye gerçekleşmediğini anlatmış.
Anlattığına göre Sayın Gözen bu konuda epey emek harcamış.
2016 yılında dönemin iktidar milletvekili Mehmet Erdem’le soruna çözüm üretmek için Ankara’da bir araya gelmişler.
Ayrıca o buluşmada diğer milletvekilleri Mustafa Savaş ve Abdurrahman Öz’ü de telekonferans yoluyla bilgilendirmişler.
Tarım Bakanlığında çıkan sorunu çözen Vali Erol Ayyıldız’ın da girişimleriyle İl Tarım Müdürü Fuat Aktaş olmuş.
Daha sonrasında konunun Ankara ayağını Tarım Bakanı Mehdi Eker’le halleden Mehmet Erdem, Sayın Gözen’e bakanın Özlem Çerçioğlu’na selamlarını ilettiğini söylemiş.
İşin Aydın ayağında Sayın Gözen dönemin AK Parti İl Başkanı Ahmet Ertürk’le yardımını istemek için Vali Yavuz Selim Köşger’i ziyaret etmişler.
Vali Bey de mealen “Toptancı Hali yapılmak istenen arazi imar planında okul yeri gözüküyor.
Mimar Sinan’daki Hüseyin Aksu Tesisleri olarak bilinen arsayı BŞB karşılıklı takas yoluyla milli eğitim’e versin, sorun çözülsün,” teklifinde bulunmuş.
Bunları anlattıktan sonra Sayın Gözen yatırımın gerçekleşmeme nedenini iktidar milletvekillerinin “zımni” engellemesine, Vali Bey’in de inisiyatif alamamasına bağlıyor.
Ancak iki konuya akıl, sır erdirebilmiş değilim.
BİR: Demek ki, o kadar gayretlerinin ardından “zımnen” yan çizen o günün iktidar milletvekilleri düşünmüşler, taşınmışlar bu hayırlı hizmete mani olmuşlar.
(?)…
İKİ: Olayın ne Ankara, ne Aydın ayağında Sarı Bina adına bir yetkilinin ortalıkta gözükmemesi.
(?)…
Sergilenen yönetim anlayışı sayesinde denizi, tarihi mirası, kültürel değerleri ve zenginlikleri ile bırakın Türkiye’yi Dünya’da bir cazibe merkezi olmayı fazlasıyla hak eden Aydın bu günkü görüntüsüyle bile kocaman bir kasabadır.
Günümüz siyasetçileri sözünü verip de gerçekleştiremedikleri hizmetin mahcubiyetini duyacakları yerde engellendikleri iddiası üzerinden suçu başkalarına yüklemeye yani beceriksizliği başkalarına yıkmaya çalışıyorlar.
Konuyu ele almaktan amacım toptancı hali yapımına engel oldukları iddia edilen Vali Yavuz Selim Köşger’in, milletvekillerinin ya da milli eğitim müdürünün avukatlığına soyunmak değil, bir tespitte bulunmaktır.
Eğer bir belediye başkanın hedefi hizmet amaçlı bir belediyecilikse birinci kural başta Valiyi, siyasi iktidar ve onun temsilcisi milletvekillerini, bakanları, kurum müdürlerini, sivil toplum örgütlerini hatta kanaat önderlerini birer paydaş görmek olmalıdır.
Çünkü görüldüğü gibi devlette çoğu hallerde yazı yeterli olmayabilir, sorunlar dostluklarla, yakın çevrenin yardımlarıyla yani ikili ilişkilerle çözülür ki, bunun devletlerarası olanlarına diplomasi dendiğini herkes bilir.
Hele bakanla eskiye dayanan, selam gönderecek kadar tanışıklık varsa istemeniz halinde çözüm bir telefon kadar yakınınızda demektir.
Yalnız burada hatırdan çıkarılmaması gereken önemli mesele karşılıklı güvendir.
Bir soruna partisi farklı bir siyasetçi aracılığı ile çözüm üretmişseniz adını vermeden yani hakkını ödemeden o hizmeti siyaset malzemesi yapamazsınız.
Yoksa hele söz konusu siyasetse kimse kimseye sırtından bedava reklam yaptırmayacağı gibi üzerinden rakibinin pirim yapmasına izin vermez.
Eğer hedefiniz “hizmet belediyeciliği” değil de çözümsüzlükten beslenen “siyaset aracı belediyecilik” ise o zaman işin rengi değişir, herkes geri çekilir.
Hal yapımı konusunda gerek işin Ankara gerek Aydın bölümünde gösterdiği gayret ve çabalardan dolayı teşekkürü hak eden Sayın Gözen gayet açık bir dille olayı anlatmış.
Aydın’ın duyarlı bir evladı olarak konuyu kime intikal ettirdiyse anlattığına göre iktidar cephesinden kimse “bu proje benim partime ait değil” deyip sırtını dönmemiş, elinden gelen ilgiyi göstermiş.
Ama görünen o ki, ne hikmetse konuyu karşılıklı diyalogla çözmekle yükümlü olanlar kesin çözüm için paydaşlarına başvurmada son adımı atmamışlar.
Bu gerçek bütün çıplaklığıyla ortada iken olayın bileti projenin her aşamasında destek olanlara kesilmek isteniyor.
Ama mızrak çuvala sığmıyor.
Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!
