Milli Eğitim Bakanlığı"nın çeşitli kademelerinde görev yapan yönetici ve personel ile birlikte 800 bin civarında eğitim çalışanı bulunmakta olduğuna işaret eden Mehmet Şirinkaya, “Bu kadar büyük bir örgüte sahip eğitim camiamızın sorunları da büyüktür. Ancak, ne yazık ki, biriken sorunlar çözülemeden bunlara yenileri eklenmekte; onlarca sorun çözüme kavuşturulmadan bir sonraki döneme devrolmaktadır. Bu sorunların biran önce çözülmesi, eğitim çalışanlarının daha verimli olabilmesi bakımından bir zorunluluktur. Eğitimde yaşanan sorunları ana başlıklar halinde şöyle ele almak mümkündür: Eğitime ayrılan kaynağın yetersizliği, bölgelerarası öğretmen açığında farklılıkların bulunması, okulların ödenek ve hizmetli ihtiyacı, öğrenme ortamlarının yetersiz oluşu, eğitimin ezberci ve sınavda soru çözmeye endeksli oluşu; öğretmenlerin özlük haklarının yetersizliği, öğretmen açığı, sözleşmeli öğretmenlik” dedi.
Sorunsuz bir eğitim için öncelikle bireyi merkeze alan, demokratik, insan haklarına saygılı yeni bir anayasa ve mesleki saygınlık sağlayan bir kamu personel sistemi gerektiğini iddia eden Şirinkaya, “AB ülkelerinde bile başörtülüler parlamentoya girerken, ülkemizde hala kadınların eğitim ve çalışma hayatının önünde engellerin bulunması utanç vericidir. En temel insan haklarından biri olan kadınların eğitim ve çalışma hayatına katılması, ülkemizde 21. yüzyıla yakışmayan uygulamalarla engellenmektedir. Kadınlar açısından gerek çalışma hayatında gerekse eğitim ve öğretimde yaşanan olumsuzluklar; inanç hürriyetinin, eğitimde fırsat eşitliğinin, bilimsel düşüncenin birileri tarafından sözlüklerde yer verilen soyut birer ifade olarak görüldüğünü göstermektedir. İnancının gereğini; düşüncesi ve yaşayışı yanında giyimine yansıtan kızlarımızın özgürlüklerinin okul kapılarında son bulması, milletimizin hak etmediği bir utanç resmidir” diye konuştu.