ODTÜ Felsefe Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet İnam, ''Daha yaşamın başında gençlere eğitim verirken, nasıl yaşlanacakları ve yaşlılığı nasıl yaşayabilecekleri konusunda bilinç oluşturmak gerekir'' dedi.

Yaşlılık Platformu tarafından 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla Ankara Ticaret Odası Konferans Salonu'nda, ''Yaşlanan Türkiye'de İleriye Yönelik Hedefler'' konulu etkinlik düzenlendi.

Prof. Dr. Ahmet İnam, yaptığı konuşmada, yaşlılık üzerine konuşmanın Türkiye'nin geleceği açısından çok önemli olduğunu söyledi.

Yaşamak üzerine çok şey söylenebileceğini ifade eden İnam, ''Konumuz açısından yaşamak, doğanın ve kültürün bize verdiği olanaklarla bu olanakları mümkün olduğunca gerçekleştirerek yaşamak demektir. Yani bize doğanın sunduğu biyolojik olanaklarımız, eğitimimiz, toplumumuzun sunduğu olanakları harmanlayarak, bunlardan güzel bir yaşam oluşturmayı bilmektir'' diye konuştu.

Yaşlılığın, biyolojik olanakların giderek azaldığı, buna karşın kültürel ve yaşam deneyimi olarak bilgi ve birikimin arttığı bir dönem olduğunu belirten İnam, şöyle devam etti:

''Yaşlılar, hep gençlerin terbiye edilmesi gerektiğini düşünür. Ancak yaşlılık da bir terbiye işidir. En fazla unuttuğumuz şey de yaşlılık terbiyesi ve yaşlılık eğitimidir. İnsanlar hayatlarının başında, nasıl yaşlanacaklarına dair bir şuura sahip değildir. Hep genç, hep sağlıklı olacağını düşünürler. Dolayısıyla daha yaşamın başında gençlere eğitim verirken, nasıl yaşlanacakları ve yaşlılığı nasıl yaşayabilecekleri konusunda bilinç oluşturmak gerekir. 'Yaşlılığımı nasıl yaşamalıyım', daha hayatın başlarında bunu sormak, böyle bir bilinçle yaşamak lazım.''

Biyolojik olarak genç olmalarına rağmen, ruhu çökmüş ''yaşlı gençler'' de bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. İnam, ''Yaşlılık sadece biyolojik anlamda düşünülmemeli. Gençlerimiz yaşlanıyor, hayattan bıkıyor, yaşama umudu kalmıyor, birçok şeyden vazgeçmeye hazır. Dolayısıyla yaşlılık problemi, bir yaşam problemidir'' dedi.

İnsanı genç kılanın, ''içindeki yaşam ateşi, yaşam sevinci'' olduğuna işaret eden İnam, ''Bunu kaybetmemek lazım. Zaten biyolojik olarak, gerçekten de bunu kaybettiğimizde yaşlanıyoruz'' diye konuştu.

Yaşlılık Platformu Koordinatörü Prof. Dr. Nuran Akdemir de kuşaklar arası bağa ve iletişime çok önem verdiklerini söyledi.

Platformun, yaşlıların sorunlarını topluma duyurmak, yaşlıların deneyiminden yararlanmak, hak ettikleri yaşam standartlarına kavuşmalarını sağlamak amacıyla 2008 yılında kurulduğunu belirten Akdemir, platformun çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verdi.

Etkinlik, ''Politika Planlayanların ve Uygulayanların Bakışı ile Yaşlılık'' paneliyle devam etti.

Panelde, Devlet Planlama Teşkilatı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye Belediyeler Birliği, Sağlık Bakanlığı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu temsilcileri, kurumlarının konuyla ilgili çalışmalarını anlattı.