MUHALEFETİN SİYASETİ MİLLİ GÜVENLİK SORUNU OLDU


2014 yılından buyana adım adım ABD’ye tavır alan ve yönünü bölgeye çeviren Türkiye’ye karşı, muhalefet eliyle akıl almaz yalan kampanyası yürütülüyor. Gün geçmiyor ki yeni bir yalan ortalığa atılmasın ve bu kısa süre sonra balon gibi sönmesin!  Türkiye’nin bu yönelişini durdurmak ve Hükümeti erken seçimle devirmeyi amaçlayan muhalefet, yalanlarıyla “milli güvenlik sorunu” olmaya başladı. Bunu bizzat hükümet yetkilileri dile getiriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mart 2019 günü yaptığı konuşmada, “Geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye’de artık muhalefet açığı değil, devşirme muhalefet sorunu vardır” dedi. Erdoğan 1 Aralık 2020 günü yaptığı açıklamada da CHP’de bir yöneticinin TSK’yı hedef alan açıklamalarını hatırlatarak, “Bu zihniyetin başlı başına bir milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte olduğunun işaretidir” dedi. Erdoğan, 6 Ekim 2021 günü yaptığı konuşmada ise “Kılıçdaroğlu bir milli güvenlik sorunu haline geldi” açıklamasında bulundu.

Ykampanyası daha çok sosyal medya üzerinden yürütülüyor. Buna muhalefet de siyaseten destek veriyor. Bazı büyük yalanlar ise ABD’de CIA ve onun yan kuruluşları tarafından üretilerek servis ediliyor. Muhalefet ise bu yalanları “Türkiye’nin çıkarı” penceresinden değil, “Erdoğan düşmanlığı” ekseninden bakarak alet oluyor. Yalanları şu konularda toplamak olası: Türkiye’nin Suriye’de ABD’nin PKK eliyle yürüttüğü koridorun yıkılması, Rusya ile S-400 alımı dahil ortak hareket etme, Akdeniz’de gaz ve petrol arama hamleleri, Libya ile deniz yetki alanlarını belirleyen anlaşma yapması, Katar ile yakınlaşma, PKK ve FETÖ’nün ezilmesi, ekonomide “üretim merkezli” milli çözümlere yöneliş… İşte bu konularda yalanın büyüğü söyleniyor. Kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor. Yakın zamanda unutulmaz yalanları sizler için derledik:

15 TEMMUZ YALANLARI

Yalanın büyüğü 15 Temmuz 2016 FETÖ’cü Darbe Girişimi sırasında yaşandı. Darbe başarısız olunca FETÖ’cüler piyasaya sosyal medya üzerinden başları kesilmiş asker fotoğrafları yayarak “Mehmetçiğin başını kestiler” algısıyla kendi üzerlerindeki tepkiyi başka yöne çektiler. Darbe ertesi ise “Kontrollü darbe” , “tiyatro” yalanını ortaya attılar. Bu söylemi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da benimsedi ve sık sık kullanmaya başladı. Kılıçdaroğlu buna bir katkıda bulunarak “Asıl darbe 20 Temmuz’da yapıldı” diyerek devlet kadrolarından KHK ile atılan FETÖ’cü ve PKK’lıları gündeme getirdi, 26 Ağustos 2021 günü de "O kanun hükmünde kararnamelerle görevden alınan, işine son verilen, ekmeği elinden alınan herkesi görevine iade edeceğim. Yeter ki teröre bulaşmasın" diye konuştu. Bu konuda yurt çapında kampanya toplantıları düzenlediler.

CHP’NİN ‘CİHATÇI’ YALANI

27 Eylül 2020: Karabağ Savaşı sırasında CHP’li Ümit Çeviköz “Türkiye Karabağ’a cihatçı gönderiyor” açıklamasını yaptı. Büyük tepki çeken açıklama zaferle tekzip edildi. 44 günlük savaşın kaderini “cihatçılar” değil, İHA ve SİHA’lar belirledi. Bütün dünya hayran kaldı. Türkiye’den İHA ve SİHA almak için sıraya girdi. Türk savunma sanayi büyük sükse yaptı. Karabağ Savaşı sırasında yürütülen önemli bir yalan kampanyası da “Rusya ve İran’ın Ermenistan’ı desteklediği ve silah gönderdiği” şeklindeydi. Bu da olgularla yalanlandı ve iki ülkenin de yöneticileri yaptıkları açıklamayla Azerbaycan’ın 30 yıldır işgal edilen topraklarını kurtarma gayretini desteklediler.

S-400 YALANLARI

18 Aralık 2020: Türkiye’nin Rusya’dan savunma füzesi S-400 alımı ABD’nin tepkisini çekti. İçimizdeki Amerikalıların tepkisi ise daha fazla oldu. Her gün yeni bir yalan uydurarak bu alımı durdurmaya çalıştılar. Önce “S-400’ler gelmeyecek” dendi; gelince de “kullanılmayacak. Hangara kaldırılacak” türünde yalanlar piyasaya sürüldü. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’li bir yetkilinin “S-400 hangara kaldırılırsa her şeye açığız” ifadeleriyle ilgili olarak “Kullanmak için aldık; başka ülkelere satılması da gündemde değil” dedi. Yine yapılan açıklamalarda kararlılık gösterilerek, “Bu konu bizim için kapanmıştır” dendi. Tartışmaların alevlendiği günlerde savunma uzmanları S-400’lerin kurulduğunu ve kullanıma hazır olduğunu da belirttiler. Hükümet yetkilileri de bu konuda “Biz kullanmak için aldık” açıklamasını yaptılar. Son 5 yılda S-400’ler üzerinden yürütülen yalan kampanyası tek tek yazılsa sayfalar almaz. Yalanın en büyüğü de bu alanda yapıldı desek, abartı olmaz! 

ÇİN YALANLARI

Uzun yıllardır süren önemli bir yalan da Çin üzerinden yürütülüyor. Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz geliştikçe “Uygur yalanları”yla ilişkiler hedefe konuluyor. İlişkilerin bozulması amaçlanıyor. Çin’in Sincian Uygur bölgesindeki Türklere baskı yapıldığı sık sık gündeme getiriliyor. Çin’in bölgeye sistematik baskı uyguladığı iddia ediliyor. Çinli yöneticiler ise bu iddiaları sık sık yalanlıyor ve bunun ABD merkezli bir kampanya olduğunu hatırlatıyor. Türkiye’de bu konuyu İyi Parti en hararetli savunuyor. CHP de zaman zaman destek veriyor. Yalanları gündemde sıcak tutuyor. “Milliyetçilik” üzerinden sürdürülen kampanyada son olarak 14 Aralık 2021 günü İyi Parti, hazırladığı “Çin Uygur Özerk Bölgesi İnsan Hakları Raporu”nda ABD merkezli suçlamaları yeniden dile getirdi. Görgü tanığı olduğu iddia edilen isimlerle röportaj yapılarak hazırlanan raporda, Çin’in mesleki eğitim merkezleri 'toplama kampı', 'köle işçilik merkezleri', 'hapishane' olarak nitelendirildi. Raporda ayrıca, kaynakça olarak Batı merkezli haber sitelerinin haberleri gösterildi. Çin’e Sinciang Özerk Bölgesi nedeniyle herhangi bir mahkeme soykırım suçlaması yöneltemedi. Ancak İyi Parti’nin hazırladığı raporda, soykırım suçlaması yer alıyor. Akşener'in Doğu Türkistan yalanlarına yanıt veren Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Akşener Amerikancı kimliğini itiraf etti” dedi. Aydınlık gazetesi ise 16 Aralık 2021 günü yaptığı haberde Akşener’in konuşmasındaki 15 yalanı tek tek ortaya koydu ve çürüten bilgiler verdi.

KATAR YALANLARI

Önemli bir yalan da Katar’a yönelik yalanlar. Son yıllarda Katar ile yakınlaşma ve stratejik işbirliği ABD güdümündeki kesimler tarafından “Arap düşmanlığı” üzerinden yürütülüyor. “Tank Palet Fabrikası’nın Katarlılara satıldığı” yalanıyla başlayan kampanya son olarak “Katarlı öğrenciler üniversitelere sınavsız alınacak” yalanıyla sürüyor. Hükümet her iki konuyu yalanlasa da muhalefet üzerinden yürütülen kampanya bitmiş değil…

ERDOĞAN ‘ÖLDÜ’ KAMPANYASI

2 Ekim 2021: Ekonomik krizin derinleştiği günlerde Erdoğan’ın hasta olduğu iddiaları gündeme geldi. Foreign Policy'de Steven A. Cook ve Eni Enrico Mattei imzasıyla çıkan analizde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülkeye liderlik edemeyecek kadar hasta olduğu öne sürülerek yerine geçebilecek en kuvvetli adayın ismi verildi. Bunun ardından sosyal medyada “Erdoğan hasta”, “öldü” türünden heştekler açılarak, yalan kampanyaya dönüştürüldü. Hükümet, iddiayı yalanlayarak Erdoğan’ın basket oynarken çekilmiş videosunu yayınladı.

‘OHAL İLAN EDİLECEK’

14 Aralık 2021: Doların hızla yükseldiği günlerde ortalığa “OHAL ilan edilecek” yalanı atıldı. Yalanın fitilini hukukçu Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Ekonomik durum gerekçe gösterilerek OHAL ilan edilecek” sözleriyle ateşledi. Hükümet bu iddiayı yalanladı. AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, “Bu tam bir saçmalıktır” dedi. MHP lideri Bahçeli de sert bir açıklama yaparak, “Gafilliktir, şuursuzluktur” dedi. Bazı gazeteler bu konuyu manşetine taşıdı. Hükümet karşıtı yazarlar da yorumlarında konuyu canlı tutarak yayılmasını sağladı.

Daha o kadar yalan var ki saymakla bitmez. Bize ayrılan yer bu kadar olduğu için ancak bu yalanları yazabildik…

ERCAN DOLAPÇI