Anıl Yetişkin iyi bir performans gösteremeyebilir, bazılarının gözünde bu gömlek bol gelmiş de olabilir, onu eleştirmiş de olabiliriz. Ancak seçimin üzerinden henüz altı ay geçmedi, aday yaparken aklınızda bu şekilde Şark Kurnazlığı ile istifa ettirmek mi vardı, sorusuna millete yanıtınız ne olurdu, ayrıca size kim güvenir de oy verir, hiç düşündünüz mü?
Aydın’da eskiden çengelcilik vardı. Zengin tacirler adına ilçelerde belli bir ücret karşılığı mevsimine göre pamuk zeytinyağı, incir benzeri ürün alanlar bulunurdu ki halk onlara çengelci derdi.
Onlar ürün veresiye üreticilere para dağıtımına (yerine göre tefecilik) aracılık ederler, ilçedeki diğer tüccarları ve para hareketlerini patronları adına izlerler, rapor ederlerdi.
Çengelcilerin bir diğer görevleri de eğer siyasetle iştigal ediyorsa patronun iyiliklerini bire bin katarak her ortamda anlatmaktı.
Günümüz koşullarında her ne kadar ticarette kıymetini yitirse de çengelcilik (siyasette genelde bunlara prens denir) siyaset ağaları yönüyle öneminden bir şey kaybetmiş değil.
Yeter ki, sadakatten şaşmasınlar, söyleneni yapsınlar, boynuz kulağı geçmesin, çizgi dışına çıkar akçeli işlere karışırlarsa usulüyle yapsınlar, kendilerini açık etmesinler,
Ankara boyutunda siyaset yapanlar anında onlar sayesinde her türlü dedi kodudan haberdar olabilirler ve gerekli hallerde prensler aracılığıyla operasyon yapabilirler.
Karşılığında prensler ağalarından havuç olarak belediye başkanlığı, meclis üyeliği, vekillik gibi siyasi kariyer basamaklarında yükselmek isterler.
Ağalarının verdiği bu mükafat havucu onların ileride bu kariyer basamaklarında yükselecekleri anlamına gelmez, o havuç görevlerine sadakatle devam etmeleri içindir.
Zira yeri ve zamanı gelince siyasette yol arkadaşları bile yolda bulunanlara tercih edilebilir.
Hele bir de prens “benim arkamda, Ablam var, Ağam var” havasına girer horozluk taslarsa, üstüne üstlük izinsiz bir de Şark Kurnazlığı’na soyunursa o horoz siyaseten kesilir.
Türk Siyaseti’nde Şark Kurnazlığı sandıkta tartılma cesareti bulunmayanların hile ve kurnazlıkla, arkadan dolanarak başvurduğu mevki, makam kapma yüzsüzlüğüdür.
2004 seçimlerinde yaşanan bir örnek:
Karpuzlu’nun bir köyünde muhtar olmak isteyen ancak sandıktan çıkma umudu olmayan birkaç kafadar birlik olurlar ve muhtar adaylığına bir genci ikna ederler.
Yapılan plana göre kendileri aza olacaklar aradan birkaç ay geçtikten sonra muhtarı şikâyetlerle istifaya zorlayacaklar ve azalar aralarından birini muhtar seçeceklerdir.
Plan tutar, muhtar seçilir, sıra istifa ettirilmesine gelir. Aslı, astarı olmayan işlerden muhtar hakkında şikâyet furyası başlar.
Kaymakamlığın ön incelemeyi yapmakla görevlendirdiği muhakkikin şikâyetlerin altında yatan Şark Kurnazlığı’nı tespitiyle plan bozulur.Sonuçta kurnazlar istifa ederler. Yerlerine gelen yedek azalarla muhtar yoluna devam eder.
Bu olayı anlatmamdan amaç Ağaları’ndan, Ablaları’ndan yüz bulan prenslerin Efeler Belediyesi’nde de benzer bir Şark Kurnazlığı’na kalkıştığına dair iddialar...
İddiaları dile getirense geçen haftaki yazısında Aydınpost Editörü Erman Çetin.O Anıl Yetişkin’i muhtara kurulan tezgah benzeri bir oyunla kimlerin alaşağı etmek istediğini yazdı.
Dediğine bakılırsa Efeler Belediyesi’nde davul Anıl Yetişkin’in boynunda tokmak ise prenslerin elindeymiş.. Başkan’ın tek yapabildiği düğünlerde nikâh kıymak, zeybek oynamakmış.
İpin ucu puştun elinde hesabı, yüzsüz yüz gördüler karşısında nikâh kıymasın, zeybek oynamasın da ne yapsın Anıl Yetişkin?
Demek ki, Ağaları tarafından bir, iki dönem meclis üyesi seçtirilmekle ne oldum delisi olan prensler sandıkta tartılacak cesareti kendilerinde göremeyince bula bula çareyi başkanlığa kestirmeden Şark Kurnazlığı’yla çökmede bulmuşlar.
Aydın’ın içine düştüğü “çukur siyasete” bakar mısınız? Bu ne pişkinlik, bu ne yüzsüzlük, bu ne ahlaksızlık?
Anıl Yetişkin’in icraatları eleştirilebilir,eleştiriyoruz da ama sandıkla gelenin sandıkta gitmesini de savunmak milli iradeye saygının bir gereğidir.
“İktidara güvenim kalmadı” diyenler demek ki, “CHP’ye de güvenimiz yok” demekte haklılarmış.
Eğer prenslerin Efeler Belediyesi’ne çökmelerini engellemezlerse “Ablaları’nın da, Ağaları’nın” da bu sonu olur. Çünkü her dönemde prenslerin belediyelerde neden oldukları olaylar artık kabak tadı verdi.
Prenslerin bu şekilde Şark Kurnazlığı ile belediyeye çökmelerine göz yumulacağına sürecin başındayken aday yapılıp seçtirseydiler ya..En azından CHP lekelenmezdi..
Velhasıl Anıl Yetişkin iyi bir performans gösteremeyebilir, bazılarının gözünde bu gömlek ona bol gelmiş de olabilir.
Ancak seçimin üzerinden altı ay geçmedi, aday yaparken aklınızda bu şekilde Şark Kurnazlığı ile istifa ettirmek mi vardı, sorusuna millete yanıtınız ne olurdu, ayrıca size kim güvenir de oy verir, hiç düşündünüz mü?
İşte mutlak güç karşısında haddini aşmak böyle bir şeydir.