Rahmetli Mümtaz Turhan Hoca çok şahane bir benzetme ile anlatır üniversitenin ne olduğunu…

O da şudur:

Üniversite verimli bir ovanın ortasında bulunan bir nehir üzerine kurulmuş bir su çarkına benzer.

Siz su çarkına, su türbini de diyebilirsiniz.

Hocamız benzetmeyi yaparken Menderes ovasını gözünün önüne getirmiş olmalı.

Bilmem anlatmaya gerek var mı?

Verimli ovanın Türkiye…

Nehrin bilim, teknik…

Çarkın da üniversite olduğunu…

Demek oluyor ki, üniversitelerin görevi bir ülkeyi bilim ve teknik yoluyla muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak, ekonomik olarak kalkındırmak.

Ne yazık ki, günümüze kadar bu görevin dört dörtlüğünü geçtik yarısını bile Aydın için yerine getiren ne bir rektörümüz oldu ne de bir üniversitemiz var.

Ta başından beri bir şanssızlıktır, gidiyor.

Dünya’nın en verimli, en güzel coğrafyasında, başka nedenlerin de katkısıyla muhtaçlık içinde yaşayan insanlar olduk. 

O halde derdine deva olacak nasıl bir rektör istiyor Aydınlı?

-Adil olacak,

-Personel arasında “bizden-bizden değil” ayrımı yapmayacak,

-Öğrencilere eşit davranacak, kategorize etmeyecek,

-Kuruma üniversal bir kimlik kazandıracak,

-Hakkaniyeti elden bırakmayacak,

-Devleti ve iktidarı arkasına alarak kul hakkı yemeyecek,

-Nepotizm ve kayırmacılık yapmayacak,

-Bütçeyi, bütçe yönetmesini ve tasarrufu iyi bilecek,

-Kurumu devlet aklıyla yönetecek, kararlarını vicdanıyla düşünerek verecek,

-Her türlü görevlendirmede ehliyet ve liyakati gözetecek,

-Elinden, dilinden ve makam odasından herkes güven duyacak,

-Kendi adını değil ADÜ’nün adını öne çıkaracak,

-Şeffaf olacak, cemaziyel evveli temiz olacak,

-“Teşkilatı Mahsusacı” ayakları yapmayacak,

-ADÜ’nün, Aydın’ın sorunlarını çözmesine önderlik edecek,

-Velhasıl verimli Aydın Ovası’nı Menderes’in suyundan yararlandıracak Aydın için ter dökecek bir rektör isteniyor.

Konu Aydınlı için o kadar elzem ki,AK Parti’ye seçimi kaybettirecek ya da kazandıracak boyutta…

Elçiye zeval olmaz… Kendi adımıza asaleten Aydın halkı adına vekâleten duyuralım istedik.

 

BÜLENT TEZCAN’A BİR HATIRLATMA…

Gazeteler yazdı…

Bülent Tezcan CHP adına İYİ Parti ile ittifak görüşmelerini yürütüyor ya, işte o görüşmelerin birinde özetle:

 “İzmir’i, Muğla’yı ve Aydın’ı CHP olarak biz kesin kazanıyoruz. O nedenle buraları görüşmeyelim,” diyesiymiş İYİ Partililere...

Sayın Tezcan’ın sandık söz konusu olunca daha dikkatli olacağını düşünüyorduk.

Zira eskilerin sandık denince erken konuşmaktan ödleri kopardı.

Demek istediğim daha seçime dört aydan fazla bir zaman var…

Hani sandığa pek güven olmaz…

Bakarsınız şeytan falan doldurur… Erken zafer ilanı ters tepebilir.

Hatırında bulunsun…

Bülent Tezcan demişken kulağımıza gelen kulis bilgisini paylaşmak istiyorum sizlerle…

Özlem Çerçioğlu’nun Kuşadası’na Özer Kayalı’nın, Söke’ye Süleyman Toyran’ın ve Efeler’e Mesut Özakcan’ın adaylığını istemediği söyleniyor ya rivayete göre Bülent Tezcan bu üç ismi korumasına almakla son noktayı koymuş.

Hani adama sormuşlar “adın nedir”, diye o da kekeçmiş ve Mu Mu Mu Mu Musa diye uzatınca soran “benimki de Musa ama seninki kadar uzun değil,” demiş ya, o hesap Bülent Tezcan da Çerçioğlu’na “o kadar da uzun değil,” diyesiymiş.

 

 

İYİ PARTİ’DE NELER OLUYOR?

İYİ Parti’de il yönetimi yenilendi… Dr. Betül Akçanal İl Başkanı oldu.

Hem yeni hem de iyi niyetli olmasının bir sonucu Akçanal’ın yönetimi şekillendirmesi biraz sancılı oldu.

Kaynağı da partiyi MHP’nin yan kuruluşu gibi gören ve kendilerini “kurmay heyeti” olarak tanımlayan bir grubun Betül Akçanal’ı içlerine sindirememesiydi.

O nedenle grup kazan kaldırdı.

Hatta içlerinden bir “yeniçeri ağası,” geçen hafta Aydın’ı ziyaret eden Manisa milletvekili Tamer Akkal

Genel İdare Kurulu Üyesi Mehmet Okan Oğuz…

Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Mustafa Enöz’e Betül Akçanal’ı bulunduğu bir ortamda il başkanı atamakla Genel Merkezin hata ettiği şeklinde şikâyette bulunmuş.

İkinci olarak aynı ‘kurmay heyeti’ merkez sağ kökenden gelme birinin “teşkilat başkanı” olmasına da kazan kaldırdı.

Üçüncü olarak Efeler İlçe Başkanlığına yeni atama yapıldı.

Aynı kesimden “istemezük” naraları yükseldi.

Velhasıl İYİ Parti’nin bir bölüğü kılıçları arkada, börkleri yana eğik kazan kaldırmaya hazır “başıbozuk yeniçeri ordusu” görünümünde…

 

 

SAYIN BEKİR PAKDEMİRLİ SÖYLEMESİNE SÖYLÜYOR DA…

Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli demiş ki:

“Devlet bir şey söylüyorsa tereddüt etmeden inanmak gerekir.”(Akif Beki Karar,20.11.2018)

İyi, tamam, hoş da…

O eskidendi…

Şimdi babası, eski bakan merhum Ekrem Pakdemirli dönemindeki “devlet ricali” yok ki…

Günümüzde devletin temsilcisi konumundaki bir ilin valisi gazeteciye yaptığı açıklama hakkında sırası geldiğinde pekâlâ “ben öyle bir şey demedim,” diyebiliyor.

O nedenle söylediğinin bir kıymeti harbiyesi yok.

Haberi olsun…

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA