Elazığ"da meydana gelen ve 51 kişinin öldüğü depremin Türkiye"de yeniden deprem konusunu gündeme getirdiğine işaret eden kazım Zeyrek, “Ne yazık ki her yer sarsıntısı, şiddeti, derinliği gibi özellikleri ne olursa olsun, can ve mal kaybına yol açmakta, telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olmaktadır. Ve yine ne yazık ki, görev ve sorumluluğunu yerine getirmeyen siyasi iktidar sözcüleri, her zaman olduğu gibi hamaset yapmakta, "devletin en kısa zamanda yaraları saracağını" ifade etmektedir.
1999 Marmara depremlerinden ders alınması ve tüm toplumsal yaşamın deprem tehlikesine uygun düzenlenmesi yönündeki beklenti karşılıksız kalmış, her yer sarsıntısı ülkemizin acı gerçeğini karşımızda duran vahim tabloyu görünür hale getirmiştir” diye konuştu.
Depremin bir doğa olayı olduğunu hatırlatan Zeyrek, “Yeryüzü kadar eskidir, bundan sonra da yaşanmaya devam edecektir. Sorun, bir doğa olayı olan depremin doğal afete dönüşmesidir ki, bugün, karşı karşıya kaldığımız ve önlem almak durumunda olduğumuz gerçek budur. 1999 depremlerinden ders alınmış olsaydı, geçen zaman zarfında insan sağlığı ve güvenliği açısından tehlike oluşturan yapılar ya yıkılır ya da güçlendirilirdi. Yapı Denetimi Yasası"ndaki eksiklik ve aksaklıklar giderilir, sistem 19 ille sınırlı tutulmaz, ülke genelinde uygulanırdı. Mühendislik Mimarlık Kanunu"ndan, İmar Kanunu"na kadar ilgili mevzuatta gerekli değişiklikler yapılır, tüm toplumsal yaşam deprem tehlikesini göre düzenlenirdi” şeklinde konuştu. -iha