MHP’de Genel Başkan Bahçeli’ye karşı başlatılan dört başlı “değişim hareketi” siyaset arenasında karşılık buldu ve iktidar ümidine yol açtı. 

Kimileri bu hareketi güçlü tek parti iktidarından kaynaklanan yozlaşma ve çürümüşlüğü giderecek bir hareket olarak gördü.

Kimi demokratlarda Meral Akşener eski DYP milletvekili olmasıyla bir heyecan dalgası yarattı.

Daha sonra AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtlarının da eklemlenmesiyle halka genişledi.

Velhasıl MHP merkezli bir eylem olmaktan çıkan bu hareket siyasi arayış içinde olanların ve sistemden memnun olmayanların toplanma merkezi haline geldi.

İlgi odağı olan Meral Akşener “oldu bu iş” dediği anda kongre sonuçlarına mahkemenin tedbir koymasıyla arkadaşlarıyla birlikte tekrar başa döndü.

İŞLER YOLUNDAYKEN NEDEN BİRDEN TERS YÜZ OLDU?

Meral Akşener’in Aydın ziyareti sonrası kaleme aldığımız yazıda demiştik ki:

“Açık söylemek gerekirse organizasyonları yönetenlerin ya da onlara akıl hocalığı yapanların fırsattan istifade Meral Akşener rüzgârı üzerinden kendi yelkenlerini doldurmaya kalkışmaları sonucu Anemon toplantısı fiyasko oldu.

Hem içerden hem dışarıdan çift akımlı bu enerji ve heyecan Aydın’da iyi bir akılla yönetilmez de kamuoyunda başıbozuk ordunun ganimet hevesi gibi algılanırsa hareket ölü doğar” (aydınpost,09.05.2016)

Bu tespit Aydın içindi…

Meğerse Meral Akşener genelde mesela en basitinden tüzük değişikliklerinde yeter ve karar sayısı için üçte iki çoğunluk gerektirdiğinden bile bihaber cami, okul derneği yöneticisi kadar bilgisi olmayan bir ekip tarafından yönetilmiş.

Her şeyin ters yüz olmasının birinci nedeni bu… Yani ehliyetsiz, bilgisiz çevre…

 İkincisi de güç zehirlenmesi… Yoğun ilgi Meral Akşener’in gözünü kamaştırdı… “Başbakan Meral tezahüratları” başını döndürdü.

Yani erdiğini, yetiştiğini, müritlerine gerek kalmadığı zannıyla uçmaya kalktı.

Böyle yapmakla da liderliğin farklı askerleri içinde barındıran orduyu düşmana kırdırmadan kurmay aklıyla yöneterek zafere ulaştıranların hakkı olduğundan habersiz olduğunu gösterdi.

 BUNDAN SONRASI NE OLUR?

Şurası bir gerçek… Mahkeme kararıyla birlikte kısmen de olsa toprağın tavı kaçtı, destek veren insanların pundu kırıldı.

Bundan sonra Meral Akşener başa da dönse ama iltihak edeceği ama yeni kuracağı bir partide yoluna devam da etse her herkesin her ortamda soracağı soru şudur:

 “Bu hareketi yönetmekten aciz olan bir kimse iktidar olduğu takdirde devleti nasıl yönetecek?”

Bu soru zurnanın tam da zırt dediği yerdir. Zira muhatabının hem hevesini kırar hem de enerjisini tüketir.

Görünen o ki, söyledikleri şekilde kongre için tekrar yeterli imzayı toplasalar bile tüzük değişikliği için gerekli hem yeter hem karar sayısı üçte iki çoğunluğu olağan kongre tarihi 2018 Martına kadar bulmak kolay olmayacaktır.

O zamana kadar da atı alan Üsküdar’ı geçer…Ordu dağılır.

Ayrıca Meral Akşener’in alternatif bayram kutlama girişimi de gösterdi ki, kendisi ve diğer adaylar bundan sonra isteseler de MHP’de kalamazlar.

Kalsalar da ağızlarının tadı olmaz… Zira kırılan dökülen bir hayli fazla… Arada oluşan husumet giderilecek gibi değil… “Devlet’çi,”  “değişimci” çatlağı son derecede derin.

Ayrıca topun ağzında olan sadece adaylar değildir. Onlara destek veren belediye başkanları mesela bir Haluk Alıcık, bir Gürşat Kale için de aynı şey geçerlidir.

Uzak ihtimal ama Bahçeli’nin hışmından kurtulsalar bile “davaya ihanet” suçlaması kıyamete kadar onların peşini bırakmaz.

 Zira yıllar öncesinin meselesi Koray Aydın’a destek verenlerin adı “camiada”  “hainler listesinden” henüz silinmiş değil.

Gelinen noktada diğer dört adayın gerek aralarındaki gerekse Meral Akşener’le birliktelikleri devam eder mi bilinmez ama görünen o ki, Meral Akşener yeni bir parti ile yoluna devam edecektir.

Onun için başka çıkar yol yoktur. Tutar mı, orasını zaman gösterecek. Ancak;

1-Hareketin havası söndü.

2-MHP’den sanıldığı kadar kopma olmaz 3- Öyle olunca da kişi odaklı siyaset tutmaz.

Onun için doğacak olan bebek ölü doğar.