Kent kimliği nedir? Kent kimliği kavramı ile anlatılmak istenen nedir?

Bir kentin kimliği, doğal ve yapay çevreden kaynaklanan kimlik elemanları, bu elemanların mekânsal öğeleri, tarihi, kültürel değerleri ve düzeyi, mimarisi, sosyal yapısı, coğrafyası, içinde yaşayan uygarlıkları, yerel gelenekleri, yaşam biçimi, şu anda yaşayan insanları, ilk yerleşimden bugüne geçirdiği evreleri, topografyası, bitki örtüsü, iklimi, jeopolitik konumu, Doğu veya Batı kenti oluşu, deniz ve karayolu bağlantısı, başka kültürlere olan açıklığı veya kapalılığı, ekonomik yapısı, barındırdığı canlı türleri, geçirdiği işgaller ve savaşlar, depremler, bir devlete başkentlik yapıp yapmadığı vb. birçok etken ile değişebilmekte ve böylelikle kendine has özellikler kazanmaktadır [1].

 

Bir kentin kimliğini yapıların sadece mimari değerinde ve doğal çevresinin özelliklerinde

aramaya çalışmak doğru olmaz. Bu olumlu özellikler ancak, içinde geçirilen yaşam deneyimleri ile bir anlam ve değer kazanmaktadır. Bu da ‘kültür’ ve ‘gelenek’ kavramlarının

da kent kimliğinin tanınmasında önemli olduğunu göstermektedir. Lefebvre (1996), mekânın çeşitli üretimlerinin farklı toplumsal ve yaratıcı düzenlemeleri ifade ettiğini, böylece toplumların kimliklerinin oluştuğunu ve her toplumun üretim biçiminde ve kültüründe oluşan bir değişimin mekânın üretiminde de değişime neden olduğunu belirtmektedir.

 

Şöyle dediğinizi duyar gibiyim. İyi hoşta bu kadar teknik bilgiyi nasıl yaşama indirgeyeceksin?

 

Size şöyle bir örnek vereyim:

 

Bir kişinin gözlerini kapayıp bir şehre götürsek, o şehre vardığımızda gözlerini açtığımızda nerede olduğunu söyleyebiliyorsa, o şehrin kimliği var demektir.

 

Örneğin, o kişi gözlerini açtığında Ayasoya’yı gördüğünde, İstanbul’da olduğunu anlayacaktır. Buna karşılık bu kişinin gözlerini açtığımızda karşısında AVM görürse nerede olduğunu asla bilemeyecektir. Çünkü her yerde, her şehirde o yörenin tarihi, sosyal ve kültürel dokusu ile hiçbir ilgisi olmayan AVM yer alır.

 

Yapılan bilimsel araştırmalar ile bir kentin kimliğinin, karakterinin; kentin doğal, sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik ve yapılaşmış çevresinin mekânsal öğeleri ile bir bütün olarak değerlendirilmesinin gerekliliği ortadadır. Bu nedenle, kent kimliği bileşenleri, çalışma kapsamında yapılan literatür araştırması sonucunda aşağıdaki şekilde sınıflandırılmıştır.

 

 

akinyakan1172016.jpg

Şimdi size bir soru sormak istiyorum.

Aydına hiç gelmemiş bir kişinin gözlerini kapatalım ve Aydına getirelim. Aşağıdaki görselin bulunduğu yerde gözlerini açalım.Sizce nerede olduğu konusunda ne der?

akinyakan1172016-1.jpg

 

“Burası uygun değil, daha bilindik bir yerde gözlerini açalım” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız… Peki aşağıdaki görselin bulunduğu yere ne dersiniz?

akinyakan1172016-2.jpg

 

Yada Aydının son dönem modern yapılarından birinin önünde, kapıdaki tabelayı göremeyeceği bir açıdan göstersek…

akinyakan1172016-3.jpg

 

Aydının kent kimliği var mı? Varsa eğer, Aydın kent kimliğini bir Allah’ın kulu açıklayıversin.

Aydın da müthiş bir tarihi birikimimiz olmasına rağmen turist gelmiyor. Son dönemde gerçekleşen Zincirlihan projesi dışında,  tarihi doku Aydının kent kimliğine dahil edilememiştir. Aydın’da Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar ayakta kalan iki Mevlihaneyi (çokgen yapısı ile özelik taşımasına rağmen) korunamamıştır. Selçuklular dönemine ait tek eser olan tarihi hamamı bir esnaf arkadaşımızın gayretleri ile son anda yıkılmaktan kurtarılmasına rağmen, hemen bitişiğine ucube bir bedesten işhanının yapılmasına engel olunamamıştır.

Türkiye demokrasi tarihinin canlı tanıklığını yapan Menderes çiftliği bu yönüyle kent kimliğine dahil edilememiştir.

Kurtuluş Savaşı ile destanlaşan efe ve efe kültürü, yeterince tanıtılamamıştır. Aydında, Yenipazar’daki Yörük Ali Efe Müzesi dışında hiçbir müze yoktur.

Olağanüstü özelliklere sahip bir tarım çeşitliliği var. Dünyanın hiçbir yerinde Aydındaki gibi yetişmeyen bir incirimiz var. Kestanemiz var. Zeytinimiz var. Ama biz bunları kent kimliğine gerektiği gibi dâhil edip anlatılamamıştır. Birde üstüne üslük, jeotermal santrallerle her geçen gün bu ürünleri ve doğayı kirleterek yok etmek üzereyiz. Artık Aydın Türkiye’nin en kirli 4-5 ilinden biri haline gelmiş durumda.

Tarihi içinde barındıran Tabakhane Deresi, Karanlık Köprünün, Nazilli Köprüsü ve Çavuş Köprüsü’nün altından hüzünle akıyor. Ne köprülerdeki tarihi dokuyu ortaya çıkarabilmişiz, nede Tabakhane Deresi’ni Aydın yaşamına ve kent kimliğine dahil edebilmişiz.

Hala gözümüz boş alanlara nasıl çok katlı iş merkezleri, AVM’ler yaparız diye dört dönüyor. Eski minibüs garajının yıkılması ile ortaya çıkan boş alanda herkesin gözü. Ne yapsak etsek te…

Siz turist olsanız Aydına gelir misiniz? Ola ki geldiniz, gezdiniz ve ayrıldınız Aydından, aklınızda nasıl bir Aydın imajı kalır?

Sizce Aydın’ın bir kent kimliği oluşturulabilmiş mi?

 

[1]Lynch, 1960; Ocakçı 1993; Ocakçı, 1994, Ocakçı ve Southworth 1995; Suher ve ark., 1996; Önem ve Kılınçaslan, 2005; Kaypak, 2010.