Kurulduğu 25 Ekim 2017’den bu tarafa merak edilen ve en fazla sorulan İYİ Parti yüzde kaç oy alacak sorusunun cevabıydı.

Konu bilinmediği için de anket kuruluşları seçim sonuçlarını tahminde bir hayli zorlandılar.

Öyle olunca da herkes durduğu yere, baktığı yön ve açıya göre bir tahminde bulunmaya ve onun üzerinden seçimi ve Aydın siyasetini okumaya çalıştı.

İktidara yakın duranlar barajı aşmada zorlanacağı iddiasında bulunurken bu sayede statükonun değişeceği inancında olanlar ise yüzde yirmiler gibi yüksek bir beklenti içine girdiler.

Bir de İYİ Partililerin savunması vardı.

Medya görmezden geldi… Seçime sokulmak istenmedi… Maddi sıkıntılar vardı… Vatandaş İYİ Partili görünmekten korktu… Baskın seçimle karşı karşıya kalındı.

Fakat 24 Haziranda millet kantarı ortaya kondu ve o hassas terazide millet İYİ Parti hakkında son sözü söyledi:

Türkiye genelinde yüzde 10

Çıkardığı milletvekili 43…

Aydın’da oranı 14,77

Kazandığı milletvekili 1

Bu parti aldığı bu sonuçla MHP’yi Aydın’da bitme noktasına getirmiş, 1 Kasımdaki 106 bin 559 oyunu bu seçimde 59 bin 207’e düşmesine neden olmuştur.

Diğer oyların çoğunluğunu da büyük ölçüde CHP’nin stratejik oy kullanan seçmenlerinden almış gözüküyor.

Bunu Meral Akşener’in Cumhurbaşkanlığında şahsına verilen oylarla milletvekilliğinde partisine verilen oylar arasındaki farkta görmek mümkündür.

İkisi arasındaki fark 28 bin 384 oyun CHP ile arasında 64 bin 683 oy farkı olan Muharrem İnce’ye gittiğine yorumlanabilir.

1 Kasımla karşılaştırıldığında beklentilerin aksine İYİ Parti, AK Parti’den görünürde oy alamamıştır.

Bu sonuçlar dağın fare doğurduğunun bir göstergesi mi, yoksa bir başarı mı?

Aydın sonuçlarını nasıl yorumlamak gerekiyor?

Yukarıda anlatılanlar ışığında İYİ Parti’nin temel oyunun Meral Akşener’in şahsının cumhurbaşkanlığında aldığı yüzde 7.42 oranındaki oyun olduğunu milletvekilliği ile arasındaki yüzde 2.58’lik farkın kaynağının ödünç verilmiş ithal oylar olduğunu düşünüyorum.

Konuya bu açıdan bakınca bir hezimet denmese de bir başarı olarak nitelenemeyeceği de aşikâr.

Aydın’a gelecek olursak alınan 108 bin 069 oy ve karşılığındaki bir milletvekilliğinden daha iyi bir sonuç elde edilebilir miydi?

Mümkündü ancak iki nedenden dolayı bu gerçekleşmemiştir. 

1-Parasızlık 2-İthal aday konusu.

Yeni kurulan bir parti olma hasebiyle hazine yardımı almamasına bir de baskın seçim eklenince genel merkezin iki ayağı bir pabuca girdi ve teşkilatlara “herkes kendi yağıyla, tuzuyla kavrulsun” dedi.

Haydi bu neyse de bu parti’nin iki milletvekili çıkaramamasında asıl kırılma noktası ithal adaylardır.

 Aydın kent kültürü az gelişmiş, kasaba değerleri seçmen tercihinde etkili olan bir ildir.

Bu tür yerlerde adayın tanınmış, ulaşılabilir olması, seçim bölgesinde dikili ağacı, oturacak evi, tarlası, bağı bahçesi olması yani aidiyet konusu seçim kazanmada birinci derecede etkendir.

Aydınlı gözünde milletvekilinin otelde ya da misafirhane kalması eleştiri konusudur.

O nedenle bizde adaylarda aranan birinci özellik yerli ve milli olmasıdır. Sırf bu nedenden dolayı CHP 2011’de ailesi halen Nazilli’de oturan Mustafa Balbay’ı Aydın’dan kontenjan adayı yapmayı göze alamamıştı.

CHP gibi köklü bir parti bile ithal adayı göze alamazken yeni kurulan İYİ Parti’nin Aydın için iki kontenjan kullanması siyasetin ilk şartı bölgeyi ve bölge insanını tanımadığı anlamına gelir.

Bu gerçeği bilmeyen böyle bir olayın en büyük etkisini demoralize olmasına yol açmakla teşkilatlar üzerinde göstereceği gerçeğinden de habersizdir.

Onun içindir ki, ne stratejik bir çalışma programı yapılabilmiş ne il yönetimi ya da ilçeler koordineli bir çalışma içine girebilmiş ne de disiplin sağlanabilmiştir.

Öyle ki, bazı yönetim kurulu üyeleri aday listelerinin açıklandığında aradıklarını bulamayınca ithal adayı bahane ederek adaylıktan istifa etmiş bu yetmiyormuş gibi rakip adayların faaliyetlerini sosyal medya üzerinden paylaşacak derecede başıboşlukta ileri gitmişlerdir.

Şimdi herkesin merak ettiği sessiz kalındığında bu işin yol olmasına yol açacak bu tür davrananlara karşı Recep Taner’in disiplin işlemi başlatıp başlatmayacağıdır.

Eğer ilk iki sıradan birine kontenjan kullanacaksanız diğerinin “yerli ve milli” olması şarttır.

Mesela Aydın’da ilk ikiden birinde Aydın’ın tanıdığı eski Özel İdare Genel Sekreteri Halil İbrahim Aktimur yer alsaydı sonuç farklı olabilirdi.

Birinci sıra adayı Aydın Adnan Sezgin seçmende elinde valizi turistik geziye gelmiş algısı uyandırmıştır. İkinci sıradaki Berna Sukas ise üzerine düşenin fazlasını yapmıştır.

Ne var ki, onun bu emek ve gayreti seçilmesine yetmemiş buna üzülen hemşerileri olayı, kırlangıcın bin bir emekle yaptığı yuvayı açıkgöz serçenin işgaline benzetmişlerdir.

Sonuç olarak parasızlık, ithal aday konusu, teşkilatlardaki başıboşluk ve koordinesizlik Aydın’da İYİ Parti’nin arzuladığı başarıya ulaşmasını engellemiştir.

   

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA