Ok Kardeşler Treyler San. Tic.AŞ karayolu lojistik taşımacılığında araç üstü ekipman imalatında Aydın’dan dünyaya açılan yüz akı bir firmamızdır.

Üretimlerinin yüzde 80’i yurtdışına yöneliktir ve İngiltere, İtalya, Norveç gibi sanayileşmiş Batı Ülkeler dâhil üç kıtada 45 ülkeye ihracat yapar.

Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Maraş ek olarak koltuğunda iki karpuz daha taşıyor.

Astim Organize Sanayi Bölge Başkanlığı ve Aydın Sanayi Odası Meclis Başkanlığı…

Gökhan ve Hakan kardeşler vizyonlarıyla şirketlerini sınıfında sadece Türkiye’de değil “küresel ölçekte” yarışır konuma getirmişler.

Şirketleri “Beyaz yakalı”, “mavi yakalı” ve “kursiyer” toplamda 250 kişinin ekmek kapısı.

Beyaz yakalının beyin gücüyle, mavi yakalının da bedenen çalışanı ifade ettiğini izaha bilmem gerek var mı?

Bunları geçtiğimiz Çarşamba (25 Temmuz) şirket sorumlusu Gökhan ve Hakan Maraş kardeşler bir grup gazeteciyi kahvaltıda ağırlayınca öğrenmiş olduk.

Konuşulanlar karşısında keşke bu gibi toplantıları diğer özel şirketlerimiz, meslek odalarımız ve belediyelerimiz de düzenlese demekten de kendimizi alamadık.

 Bu şunun için gerekli.

İşin içinde basın olunca sorunlar toplumsal talebe dönüşür ve çözüm üretmekle yükümlü siyasi irade bu sayede harekete geçer.

Sorunları gündeme getirmede öncülük görevi ticaret odası gibi ticaret borsası, ziraat odası gibi meslek odaları, dernek ve vakıf gibi kuruluşların işidir.

Aydın’da maalesef böyle bir paylaşım geleneği yok.

Bu vesileyle öğreniyoruz ki, Gökhan Maraş’ın en büyük derdi istihdam…

İnsanlarımıza iş beğendiremiyoruz. Herkes az çalışmayla bol kazanç elde etmenin peşinde diyor Gökhan Maraş.

Bu mantalitenin Aydın’a verdiği zararı da bir örnekle anlatıyor.

”Gıda sektöründe yatırım için bir firma geldi. Arsadan önce ilk sorduğu istihdam, ikincisi de beyaz yakalı personelin zamanlarını geçireceği yer oldu.

Aradığını bulamayınca da vazgeçti, Manisa’ya gitti,” diyor.

Ve ekliyor “Ar-Ge bölümü açacağız. O girişimcinin söyledikleri karşısında dıştan temin edeceğimiz teknik eleman Aydın’da yeterince sosyal alanın olmadığını bahane eder de gelmekten ya vazgeçerse diye endişelenmedim desem yalan olur”,diyor.

O nedenle Gökhan Maraş ulaşımı daha kolay hale getirecek hızlı trenin tez zamanda faaliyete geçmesi gerektiğini savunuyor.

Şirket genel müdürü Hakan Maraş da “insanlara iş beğendiremiyoruz. Nitelikli eleman bulmada ve çalıştırmada zorlanıyoruz.

Çoğu mavi yakalı mesela makine gürültüsü gibi sudan bahanelerle ya masa başı işe geçmek istiyor ya da bahçıvanlık, güvenlik gibi daha kolay işlere atlamanın yollarını arıyor.

İsteği yerine gelmeyince de iş bırakıyor.

Beyaz yakalıda ise sorun elemandan çok işi bilen niteliklisini bulmada,” diyor.

İnsan kaynakları müdürü Kazım Önder araya girerek konu ile ilgili hayli ilginç bir olay anlattı.

ASTİM Yönetimi olarak AB projesi kapsamında “herkes ikinci bir şans vermeyi hak eder,” programı çerçevesinde kadınlar için her biri 25 kişilik “hasta bakımı” ve “biçki, dikiş kursu” açmayı planlamışlar.

Kursiyer bulmak için Efeler Kaymakamlığına müracaatla Sosyal Dayanışma Vakfı’na yardım için başvuran 940 bayanı aramışlar ama içlerinden kursa katılacak olanı çıkmamış.

Hayli ilginç değil mi?

İşçi sorununa çözüm için düşünmüşler, taşınmışlar çareyi iş yerini aynı zamanda bir okula çevirmede yani kendi elemanlarını kendileri yetiştirmede bulmuşlar.

Ve mavi yakalılara yönelik gaz altı kaynakçılığı, otomotiv boyacılığı, CNC plazma abkant kursları, beyaz yakalılar için de pazarlama, müşteri hizmetleri gibi konularda periyodik kurs açma yoluna gitmişler.

Böylece bir taraftan firmanın ihtiyacı elemanı yetiştirilirken diğer yandan da çalışanlara “devamlı eğitim” metoduyla nitelik kazandırmayı amaçlamışlar.

Biz de bu sayede çok şey öğrendik diyor insan kaynakları sorumlusu Kazım Önder.

“Bunların başında da kaynakçılık gibi genelde erkek mesleği olan bir işte kadınların da başarılı olmaları geliyor”, diyor.

Gökhan Maraş da “bu arada nitelikli eleman konusu sadece bizim değil genelde sektörün bir problemi” diyor

Ve çare olarak da  “ASTİM Organize Sanayi Bölgesi olarak arsasını teminle TOBB tarafından yapımını sağladığımız Endüstri Meslek Lisesi’ni MEB’den devralmayı düşünüyoruz.

Ancak tek korkumuz yeterli öğrenci bulamamak.

Eğer gerçekleşirse öğrenci bulmada yatılılık da içinde her yolu deneyeceğiz,” diyor.

Gökhan ve Hakan kardeşlerin üzerinde derin düşünmeyi gerektiren anlattıkları ana hatlarıyla bunlar.

Anlatılanlar aynı zamanda kendi insanımızı kurumların nasıl tuzağa düşürdüğünün bir göstergesi.

İş beğenmeme olayını izahta çeşitli nedenler ileri sürülebilir ama asıl üzerinde durulması gereken konu devletin bu yardımları dağıtmadaki ölçülerinin gözden geçirilmesi gerektiğidir.

Sosyal Dayanışma Vakfı bir taraftan belediyeler diğer taraftan ölçü tanımayan bol keseden yapılan yardımlarla halk tembelleştirilmiş, hazırcılığa alıştırılmıştır.

Buna İŞKUR’un dönem dönem devlet kurumlarında istihdam edilmek üzere toplu işe alımlarını da eklemek lazım.

Çünkü bu şekilde işe alınanlar ya torpilli olduklarından ya da bolluktan iş verilemediği için devlet memurluğunu boş oturarak maaş almak zannediyorlar.

Ve geçici süreleri dolunca özel sektördeki işi o nedenle beğenmiyorlar.

Bu acı gerçeği Gökhan ve Hakan Maraş kardeşler sayesinde öğrenmiş olduk.

Kendilerine ve firmaları Ok Kardeşler Trailer’e başarılar…

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA