Ahmet Ertürk il başkanı olalıdan beri AK Parti il merkezinde yoğun bir ziyaretçi trafiği yaşanıyor.

Aydın’ın her yerinden gelen şahıs ya da gruplarla parti her gün dolup taşıyor. Gören de sanacak ki, parti binası değil icracı bir bakanlık.

Bu yoğunluğun kutlama dışında en önde gelen nedeni bu partide bireyselliğin toplumsal olanın önüne geçmesi ve bunun sonunda oluşan toplumsal sorun yığılmasıdır.

Siyasette genel kuraldır:

“Millet huzurunda dillendirilmeyecek bir konu ne siyasetin konusu ne de siyasetçinin işi olur”.

Siyasetçi için seçim vaadi seçmenle arasında imzalanmış “sened-i ittifak” niteliğindedir.

Hangi siyasetçi halkın karşısına çıkıp da akrabalarıma iş bulacağım, tayin ve terfilerle uğraşacağım, iş takipçiliği yapacağım vs sözü verebilir?

Ya da aklı başında olan biri çıkıp da ilk işim çocuğumu işe koymak, cebimi doldurmanın yollarını aramak, kazancımı artırmak olacak, deme cesareti gösterebilir?

O halde bir siyasetçinin seçmene vaat edemeyeceği bu tür işleri yapması seçmeni kandırmadan başka bir şey değildir.

Bizim siyasetimizin çelişkisi işte budur.

Eskiden bu tür işler nüfuz ticareti olarak görülür, yapanlar ayıplanırdı. Bu gün ise bu tür pişkinlikler artık yadırganmıyor. Üzücü olan budur.

Aslına bakarsan bunu meslek edinenler iktidar asalaklarıdır, parti ve ideolojileri özel çıkarlarıdır. Partilere sızma becerileri son derece yüksektir.

Her devrin adamıdırlar. Rüzgârgülü gibi iktidar yelinin estiği yöne göre hareket ederler. Kısa sürede partiyi iktidara taşıyan kadroları saf dışı ederek ortama hâkim olurlar.

AK Parti’de bu akıbetten kurtulamadı. Hatta iktidar tecrübesi olmayan yeni bir parti olduğu için daha da fena yakalandı.

O nedenledir ki, son zamanlarda halkın gözünde mücahitlerin dışlandığı, toplumsal olanın devreden çıktığı, bireyselliğin öne geçtiği, halkın sorunlarına çözüm üreten değil her dönemin adamı çıkarcı, aracı zümrenin hâkim olduğu siyaset kurumu olarak görülmeye başlandı.

Bunu söylerken gerçek siyasetçi ile çıkarcı arasındaki ince çizgiye dikkat edelim.

Gerçekte siyaset gönüllülük esasına göre sosyal sorumluluk adına karşılıksız yapılan bir iştir.

Öyle olunca siyasetçinin siyaset dışında geçimini sağlayacağı bir işi de olmak zorundadır.

Ancak o işini yaparken siyasi nüfuzunu kötüye kullanarak baskı aracı olarak kullanmamak, vicdani ve ahlaki ölçülere göre davranmak zorundadır.

Bu da alan el değil veren el olmayı gerektirir.

Ne yazık ki günümüz siyasetinde moda tam tersidir. Öyle olduğu için de siyaset yozlaşmıştır.

Partilileri hizipleştiren, kavgayı körükleyen, hasedi artıran, değerleri ayaklar altına aldıran da bu yozlaşmadan başkası değildir.

Siyaseti bunlardan temizlemenin yolu partilerde yetkili kurulları belirlerken azami ölçüde bunları uzak tutmaktır.

Ahmet Ertürk’ün böyle bir sorumluluğu vardır.

Ancak onun da iki zorluğu var.

Birincisi sistemsizliğin ürünü ziyaretçiden başını kaldıramamasıdır. İkincisi de bu hadsizlerin ayrık otu gibi her tarafa kök salması ve siyaseti kirletmeleridir.

Kimisi belediyelere meclis üyesi seçilmiş. Göreve başlar, başlamaz kızını, oğlunu ama pazarlıkla ama hatıra binaen rakip partili belediyeye işe koymuş. Böylece karşılığında iradesini rehin vermiş.

Kimisi şirket kurmuş çaldığı her kapıyı açtırmada siyasetteki yönetici kartını kullanmış.

Kimisi yönetici kimliğini kazanır kazanmaz kurum avukatı olmak için soluğu bankalarda almış.

Rantçı takımı çevresinde “itibarlı adam” olma yolunun iktidar partisine yönetici olmaktan geçtiğine inanmış, postu oraya sermiş.

Ayrıca racon kesen, siyasetçileri iş bilmezlik ve beceriksizlikle suçlayan, bir de bunların atanmışları var. Bu da işin cabası.

Şimdi il yönetimini yenileyecek Ahmet Ertürk’ün önünde iki yol var.

BİR: Yozlaşmaya neşter vurmak için şu beş özellikten en az üçünü taşıyan1- Maddiyatı yeterli,2- Deneyimli,3- Bilgili,4- Çevresi geniş 5- Yeterli zamanı olan, siyaseti araçsallaştırmayacaklardan bir yönetim oluşturmaktır ki, bu özelliklerden vazgeçilmez olanı bilgi ve deneyimdir.

İKİ: Ya da önceden olduğu gibi eski hamam eski tas misali çıkarını partinin önünde tutanlarla, bireyselliği toplumsal olanın önüne geçirenlerle yola devam etmektir.

Bu tercih hem onun sınavı olacak hem de AK Parti’nin Aydın’daki geleceğini belirleyecektir.

 

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA