İYİ Parti, güneş altına bırakılmış buz kalıbı gibi her ay biraz daha eriyerek sürekli “milletvekili istifaları” ile güç kaybediyor.

14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimi öncesinde kurulan genişletilmiş “Millet İttifakı”, bugün ortaya çıkan yeni bilgilerle seçim kazanmak adına değil de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kazanması için kurulduğu iddiaları ile karşı karşıya.

Sebep sonuçtan önce gelir...

O yüzden İYİ Parti’nin Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener'in Millet İttifakı içindeki davranış ve söylemleri ile bugüne geliş sebeplerine bakmak, sonuçları anlamak ve analiz etmek gerekir.

Meral Akşener'in takınmış olduğu tavır, vermiş olduğu kararlar ve üst perdeden yaptığı konuşmalarıyla İYİ Parti’ye zarar verdiği ortada.

Peki, Meral Akşener gibi deneyimli bir siyasetçinin "liderin" önündeki seçenekleri değerlendirme sürecinde, geleceği okuma noktasında böyle acemice tavırları, sözleri, yanlış kararları olabilir mi?

Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamada “Benim aday olmam konusunda ilk teklif Meral Akşener'den geldi. sözleri Meral Akşener için bir siyasi hamle miydi? 

Birilerine mesaj ya da tuzak mıydı? 

Gittiği her yerde katıldığı TV programlarında kazanacak aday diye ortaya attığı Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu gibi isimler “tavşan aday” olarak mı ortaya atıldı? 

Bu iki isim farklı plan ve düşünceleri gerçekleştirmek amacıyla bir hamle miydi?

Hele ki masadan kalkıp yeniden oturmak, İYİ Parti’nin altına bırakılmış saatli bomba gibiydi.

Sanki birileri İYİ Parti’nin yükselişini engellemek, Millet İttifakı’nın başarısını engellemek adına Meral Akşener'i devreye sokarak Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimi kazanması için düğmeye basmıştı.

Siyasette, seçmenin tercihinde adaya duyulan “güven”in öncelikli olduğunu herkes bilir. Meral Akşener, kazanacak aday olarak iki isim ortaya koyduktan sonra Kemal Kılıçdaroğlu aday olunca, “Ben kazanacak aday için elimden gelen her şeyi yaptım ama masadakiler beni dinlemedi” diyerek seçmene Kılıçdaroğlu'nun kazanacak aday olmadığını ima etti.

Meral Akşener yaptığı bu hamlelerle Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanmasını sağladığı gibi, Millet İttifakı olarak kurulan iş birliğini de sonlandırdı.

31 Mart'ta yapılacak Yerel Seçimler için yeni bir plan ortaya koyarak CHP'ye bir ders vermek isteyen Meral Akşener, “Özü başına” diyerek masadan kalkıp oturduğunda, İYİ Parti'nin geleceğine dair bıraktığı saatli bombayı 31 Mart için ayarlamış oldu.

Parti içinde yükselen itirazlara kulak tıkayan Meral Akşener, GİK toplantısında İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bazı büyükşehirler için iş birliği şartları aranmalı kararını hiçe sayarak Uşak’ta “81 ilde kendi adaylarımızla yerel seçimlere katılacağız” açıklaması yaptı. Bu, İstanbul ve Ankara'da da İYİ Parti'nin aday çıkaracağı anlamına geliyor. 31 Mart Yerel Seçimlerinde, partiye aidiyet duygusu içinde emek verip ter dökenler yerine, 14 Mayıs'ta milletvekili adayı yapılmayanlar gibi, belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyeliklerinde de dikkate alınmadan devşirme adaylarla seçime gidildi.

Meral Akşener'in İYİ Parti’yi dibe vuracak hale getirdiği yerel seçimler, sandıklarda alınan “oy” ile ortaya çıkmış oldu.

Meral Akşener, 7 yıl önce kurduğu İYİ Parti’yi yine kendi isteği ve planlarıyla paramparça yaparak yok edecek hale getirdi.

Ortaya konan bu senaryo bazı kurucu yol arkadaşlarının dikkatinden kaçmadı!

Çoğalan tepkiler, sorumlu tutulan Meral Akşener için önce "istifa" kararı alınsa da bu yaşananları anlamayan, ortaya konan küçülme senaryolarının farkına varmayan bazı vekiller tarafından vazgeçirilse de artan tepkiler sonucu olağanüstü kongre kararı almak zorunda kaldı.

Olağanüstü kongrede aday olacağını açıklayan kurucu yol arkadaşlarının açıklamaları sonrası, olağanüstü kongrede aday olmayacağını açıklayarak İYİ Parti’nin altına döşediği saatli bombanın da pimini çekerek partiden uzaklaştı.

Görevini başarı ile tamamlayan Meral Akşener, bu başarının ödülünü almak üzere Recep Tayyip Erdoğan'ın sarayına giderek verilen görevi yerine getirmenin mutluluğu içinde yeni görevlere talip olduğunun görüntüsünü kamuoyu ile paylaştı.

Artık İYİ Parti’nin geleceği, Sinan Ateş davasının İYİ Parti kurultay salonunda kalmasına bağlı.

İYİ Parti, 7 yılda kazandığı başarıları yerle bir edilmiş "istifa rüzgarları" içinde harabeye dönmüş bir partiden, yeni seçilen Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu ile kurtulma mücadelesi veriyor.

Bir haftada gördüklerim yaşadıklarım Makale: Bir haftada gördüklerim yaşadıklarım