"Bu karar yurtdışındaki vatandaşın seçme, seçilme özgürlüğüne bir tokattır. Açığa düştük. Bizi sabote mi ediyorsun..."

Necmettin Erbakan'ın cenazesi nedeniyle gezisini yarıda kesen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'dan İstanbul'a dönerken sorularımızı yanıtladı. Başbakan, 'yurtdışına sandık koyamayız' kararı nedeniyle YSK'ya tepkili. Kararın, Düsseldorf'ta 13 bin Türk'e olumlu mesajlar verdiği sırada alınmasına dikkat çeken Erdoğan 'Açığa düştük. Sen bizi sabote mi ediyorsun?' dedi. Erdoğan, 'Siyasi boyut mu var?' sorusuna şu yanıtı verdi:

'Onu siz takdir edeceksiniz. Bütün arzumuz, yurtdışındaki vatandaşımız hür iradesini sandığa yansıtsın. Tek yandığım, YSK yurtdışındaki 3 milyon vatandaşımıza bu haksızlığı yapmamalıydı.'
28 Şubat'ın 14. yıldönümüne rastlayan görüşmede Başbakan ileri demokrasiye geçildiğini söyleyince, 'Uzun tutukluluklar, vicdanen yaralayıcı değil mi?' sorusunu yönelttim. Başbakan, 'Yaralamaz olur mu? 'Geciken adalet, adalet değildir' düsturu içinde hızlandırılması lazım. Yargıtay'daki yeni atamalar ve istinaf mahkemelerinin devreye girmesiyle, bu tür tutukluluk süreleri olmayacaktır diye düşünüyorum' yanıtı verdi. Başbakan'ın değerlendirmeleri şöyle

- DESTEK BEKLİYORUM: (YSK kararı için) Merkel, 'Bizden yana engel yok' dedi. Büyükelçimiz yarın (bugün) yazı yazacaktı. Ama YSK, tam o konuyu işlediğim anda karar alıyor. Açığa düştük. Günlerden pazar. Sen bizi sabote mi ediyorsun? Bu yasak sadece Almanya üzerinden değil ki, Avrupa, Amerika hepsi için geçerli. Bu konuda sizlerden destek bekliyorum. Bu karar, yurtdışındaki vatandaşlarımızın seçme ve seçilme özgürlüğüne tokattır. Bu işi takibe alacağız. YSK kararı kesindir. Ama sadece 'Almanya' dediği için Almanya dışı ülkelerdeki durum üzerinden bozma, yeni karar imkanı doğabilir mi, arkadaşlarımızı çalıştıracağız. Neymiş Alman makamları tedbir alamıyormuş. Bunun Alman makamlarıyla alakası yok ki. Büyükelçilik bizim vatanımızdır. Oraya adım atınca, oyunu kullanabilir. Alman makamlarından istediğimiz, sadece dış güvenliktir. Bu da taahüt ediliyor. YSK' nın gerekçeleri ortadan kalkıyor.

- MERKEL KAÇAK GÖÇTEN ENDİŞELİ: Kaçak göç olayından çok endişeliler. Biz de kademeli vize önerisi getirdik. Önce sanatçı, akademisyen, sporcu, işverenlerin önü açılsın. Sonra diğer kademeye geçilir. 'Çalışalım' diyerek talimat verdi.

- 47 KEZ KAÇTILAR DEDİK, İNANAMADI: Kıbrıs ziyareti için 'Türkiye'ye yönelik en ufak olumsuz açıklamam olmadı' dedi. Kendisine 'Şu ana kadar Hristofyas ile kuzey arasında 47 görüşme oldu. Ama güney hep kaçıyor' dedik. İnanamadı, 'Ciddi misiniz' dedi. 'Ban Ki Mun'la görüşürsünüz, özel temsilcisi Downer bizzat işin içinde. O bile bıktı' dedik.

- ERCAN'A LUFTHANSA'YI İNDİRİN: Bir alternatif daha getirdim. Ankara anlaşmasını önümüze koyarsanız, 'Tamam kapıları açarız ama eşzamanlı olarak yaparsanız varız' dedik. Gelin Ercan'a Lufthansa'yı indirelim. Biz de limanları açalım. Buna cesaret edemiyorsanız, bir alternatif daha: İngiltere garantör ülkedir. British Airways, Ercan'a insin, biz de limanları açalım dedim. 'Bunu da çalışalım' dedi. 'Hristifyos'la sizi Almanya'da bir araya getirsem, ne dersiniz?'dedi. Daha önce de getirdiğim öneriyi söyledim. Ben, Papandreu, Hristofyas, Derviş dörtlü olarak bir araya gelebiliriz. Garantör ülke olarak İngiltere'yi alabiliriz. Hatta daha ileriye gittim, 'AB dönemi başkanını da katabiliriz. Var mısınız?' dedim. 'Güzel teklif, not alalım' dedi.

- ASİMİLASYON SORUNUMUZ YOK: Entegrasyon ve asimilasyon konusunda, bazı çevreler, özellikle Bild yanlış yapıyor. Merkel 'Kesinlikle asimilasyon sorunumuz yok' dedi. Bunu ilk kez söylüyor. Entegrasyon açıklamama teşekkür etti. Ancak dil meselesinde Westerwelle, yanlış yaptı. 'Önce Almanca sonra Türkçe' dedi. Merkel'e, 'Bu, teknik bir konudur önce anadil öğretilir, onun üzerine ikinci dil, üçüncü dil bina edilir' dedim. Merkel 'Uzmanlar çalışsınlar ona göre adım atalım' yanıtını verdi.

- SARKOZY, BANA SÖYLEMEDİ: AB üyeliği konusunda Ankara Anlaşması'na takılıyorlar. Bu işin sadece iktidar kararıyla olamayacağını, seçimlere gittiğimizi, bu değişikliklerin gizli oyla yapıldığını anlattım. Bunları 1 Mart Tezkeresi'nde de gördük. İmtiyazlı ortaklık gündeme gelmedi. Yalnız Sarkozy; Cumhurbaşkanımızın yanında başka bir formülden söz etmiş. Benim yanımda etmedi.

- VATANA İHANET İÇİNDE OLURLAR: Erdoğan, 28 Şubat'ın yıldönümü sorulunca, '1 Mart'a geçtik' dedi. '28 Şubat'ın 1000 yıl sürdü mü?' sorusuna şu yanıtı verdi: Böyle bir şey oldu mu, şu anda eser kaldı mı? Artık bu tür müdahalelerin olmadığı bir Türkiye. Artık ileri demokrasi diyoruz. Bölgedeki hali görüyoruz. Bu işlerin içinde yer alanlar da Türkiye'ye ihanet içinde olur.

ŞİVAN TEHDİT ALTINDA

Avrupa'daki sanatçılara çağrıda bulunurken zihninizde belli isimler var mıydı?
Şivan'ın (Perver) durumu maalesef çok ileri boyutlara ulaştı. Tehdit altında. Bir Kemal Burkay, Kürt kökenli vatandaşlarımızın yapısını sorunlarından çözümlerine varıncaya dek iyi bilenlerden olması nedeniyle çok önemli. Buyursunlar gelsinler demekten başka bize düşen bir şey yoktur.

KADDAFİ KALELERİ KAYBEDİYOR

'LİBYA fiilen ikiye ayrıldı. Doğu Libya kendi hükümetini bile kurdu. Kaddafi tek tek kalelerini kaybediyor. Durum kritik. Hangi alanda yardım edeceğimiz çok önemli. Obama ile görüşmemde 'Uluslararası donörler toplantısı yapalım, katkıda bulunalım' dedim. Mısır ve Tunus'da ciddi ihtiyaç var. Demokratik parlamenter sistem için, İslam ve demokrasiyi bir arada yaşamamız nedeniyle, Türkiye'den destek isteyebilirler. Oradaki halkın Türkiye'ye bakışı farklı. Talepler gelmeye başladı. Bu konuda destek veririz. Anayasa çalışmalarında yardımcı olabiliriz. Tunus, siyasi partiler yasası, seçim yasası gibi çalışmalarda destek istiyor.'

- TERÖR ÖRGÜTÜYLE PAZARLIK OLMAZ: Terör örgütü üzerine lafım, hiçbir zaman pazarlık mealinde olamaz. Devlet şu ana kadar aldığı tedbirler neyse, o tedbirleri alır.

AKARYAKITTA FİİLİ BASKI

- Bakan, doğalgaz fiyatlarının artmayacağını söyledi...
Akaryakıt fiyatının ayarlamasını piyasa yapıyor. Hükümetle alakası yok. Aşırılığa kaçtıkları zaman fiili baskı uyguluyoruz. Ne yaptılar, biraz geri çektiler. Doğalgazda mevsim koşulları iyiye gidiyor, olumlu sürece giriyoruz.

- KILIÇDAROĞLU BİLMİYOR: 'Al ya da öde'yi başta Sayın Kılıçdaroğlu birçok kimse bilmiyor. Kullanamadığınız doğalgaz varsa, parasını öder, önümüzdeki sene ihtiyaç varsa alırsınız. Bilmediği için 'O gazı niye almıyorsun kömür verdiğin eve veririz' diyor. Bil de öyle konuş. Fiyatlarda geri dönüş olabilir.

Koşaner'in 'Erbakan' mesajı güzeldi

- Genelkurmay Başkanı'nın merhum Erbakan hakkındaki açıklamasını nasıl buldunuz?
İçerik olarak, kendisine yakışan, gayet güzel bir beyanatta bulundu.

NECMETTİN BİLAL OLSUN

Başbakan Erdoğan, bir anısını da şöyle anlattı: '12 Eylül'den sonra Mamak mahkemelerindeyiz. Eşim hamile. Mamak'ta kuyruktayız. Eşimin doğum haberini aldık, şakalaşmaya başladık. Arkadaşlardan biri, 'Ne düşünüyorsun Necmettin koy' dedi. İstanbul'a dönünce eşime, önemli bir hatıra 'Necmettin koyalım' dedim. 'Ama ben Bilal koyacaktım' dedi. Huzur Sokağı'ndaki Şule Hanım'ın kitabından çok etkilenmiş. 'O zaman göbek adı Bilal olsun' dedim. Necmettin Bilal koyduk.

HOCA'DAN HEP TAKDİR

30 yıl yanında bulunduk. 4.5 yıllık İstanbul Belediyle Başkanlığım, cezaevi süreci ve partinin kapatılmasıyla, kendi partimizi kurarak yolumuza devam ettik. Hoca'nın iddialı, takipçi ve sorgulayan yapısı içinde, en başarılı sınavı İstanbul İl Teşkilatı'nın başındaydım. Hoca 'Marifet iltifata tabidir' diye, belge vermeyi severdi. Takdir belgelerini hep biz alırdık. Merhum Erbakan iddiasından hiçbir şey kaybetmeden yürüdü.'

Çiğdem TOKER/Akşam