İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde 2007 yılında açılan epilepsi cerrahi merkezi, yüzde 95'ten fazla başarı oranıyla bugüne kadar 24 epilepsi hastasını sağlığına kavuşturdu. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü ve İKÇÜ Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Kliniği Şefi Prof. Dr. Galip Akhan, Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sabiha Türe, beyin cerrahı Opr. Dr. Gönül Güvenç, radyoloji uzmanı Doç. Dr. Fazıl Gelal, psikiyatri uzmanı Dr. Elif Ünal ve Psikolog Çiğdem Kaynakçı'dan oluşan epilepsi cerrahi merkezi ekibi, İzmir'in ve Ege Bölgesi'nin epilepsi vakalarına derman olmaya devam ediyor.

Merkezle ilgili bilgi veren Yrd. Doç. Dr. Sabiha Türe, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bu merkez kurulmadan önce İzmir'deki ve bölgedeki hastaların büyük bölümünün Ankara ya da İstanbul'a sevk edildiğini söyledi. Türkiye'de sınırlı sayıda olan epilepsi cerrahi merkezlerinin ihtiyacı karşılayamadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Türe, "Hem İzmir'in hem de Ege Bölgesi'nin bu alandaki ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Hattâ doğu illerimizden gelen hastalarımız bile var." şeklinde konuştu. Türkiye'de az sayıda merkez olması ve video-EEG randevu sürelerinin 6 aya kadar uzaması sebebiyle taleplerin tam olarak karşılanamadığını söyleyen Türe, epilepsi cerrahisinin bir ekip işi olduğunu belirterek, "Her biri alanlarında uzman bu ekibi oluşturmak oldukça zor. Ameliyat öncesi değerlendirme ve operasyon uzun sürmektedir. Bu nedenle sınırlı sayıda hastaya hizmet verebilmekteyiz. Bu merkezlerin sayısı artarsa epilepsi hastalarımızın yaşam kalitelerinde düzelme de belirgin olarak artar." dedi.

Epilepsi merkezinde üç yıl önce ameliyat olan ve nöbetlerinin kalmadığını belirten 40 yaşındaki Asiye Özcan ise 37 yıldır epilepsi hastası olduğunu belirterek, hayatını olumsuz etkileyen nöbetlerin ameliyat ile sonlanmasından büyük mutluluk duyduğunu ve kendini yeniden doğmuş gibi hissettiğini ifade etti.

Halk arasında "sara" olarak bilinen epilepsi hastalığında nöbetler, ilaçlar ile kontrol altına alınamıyorsa cerrahi tedavi uygulanabilir. İlaca dirençli olan hastaların yaklaşık yüzde 50'sine epilepsi cerrahisi uygulanabilir. Cerrahi tedavi ile nöbetler ya tamamen ortadan kalkmakta ya da sıklık ve şiddetinde önemli derecede azalma sağlanmaktadır. Cerrahi tedaviye karar vermeden önce hastanın nöbetlerinin tıbbi tedaviye dirençli olduğunun gösterilmesi gerekir. Bu sebeple en az iki üç uygun antiepileptik ilacın tek tek ve beraber, yeterli dozda ve sürede kullanılması sağlanmalıdır.

Epileptik odak,beynin tek tarafındaysa ve çıkarıldığında hareket kabiliyeti, hafıza, konuşma, görme gibi önemli fonksiyonlar bozulmayacaksa cerrahi tedavi önerilebilir. Cerrahiden önce nöroloji, beyin cerrahi, radyoloji, nöropsikoloji,ve psikiyatri uzmanlarından kurulu bir ekip tarafından uygulanan testler sonucu hastanın bu tip cerrahiye uygun olup olmadığına karar verilir. Cerrahi öncesi incelemenin en önemli kısmını, saçlı deriye elektrot yerleştirilerek yapılan uzun süreli video-EEG monitorizasyonu oluşturur. Bütün testler birbiriyle uyumluysa, nöbet odağı beynin tek bir yerindeyse ve alındığında hastada önemli bir bilişsel fonksiyon kaybına sebep olmayacaksa cerrahiye karar verilir. Eğer bu incelemeler yeterli olmaz ve odak saptanamaz ise ya da nöbet odağının lisan, motor, duyu gibi beynin önemli fonksiyon alanları ile ilişkisini saptamak gerekiyorsa daha ileri incelemeler gerekir. Hasta, ameliyattan sonra ortalama iki yıl ilaç kullanır. İki yıl nöbet gözlenmemiş ise ilaçlar yavaş yavaş azaltılarak kesilir. 2007 yılından beri İzmir Kâtip Çelebi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaklaşık 100 hasta, Epilepsi Cerrahisi Grubu tarafından incelenmeye alınmıştır. Bu değerlendirmeler sonucunda 24 hasta ameliyat edilmiş ve hepsi fayda görmüştür.