Üst Kurul, 2013'ten itibaren benzin ve motorine her yıl artırılmak üzere yerli tarım ürünlerinden imal edilen etanol ve biyodizel katılması mecburiyeti getirdi. Böylece enerji için yurtdışına daha az döviz çıkışı sağlanırken, tarıma da destek olunacak.
 
Cari açıkta büyük payı bulunan enerjide yerli payının artırılması için önemli bir adım atıldı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, dün yaptığı toplantıda, benzin ve motorine yüzde 3 oranında yerli tarım ürünü katılmasını zorunlu hale getirdi. Kurul, kararıyla 'Türkiye'de akaryakıta tarımsal ürün katkısı, yerli biyoyakıtların üretiminin teşviki ve cari açığın azaltılması' hedefleniyor. Buna göre 2013 yılından itibaren benzin ve motorinde her yıl artırılmak üzere yerli katkı yapılacak. Bu tarihten itibaren akaryakıta her yıl artan oranlarda etanol ve biyodizel ilave edilecek. Piyasaya sürülen benzin türlerine, 1 Ocak 2013'ten itibaren yüzde 2, 1 Ocak 2014 tarihi itibarıyla en az yüzde 3 oranında yerli tarım ürünlerinden üretilmiş etanol ilave edilmesi zorunlu hale getirildi. Motorin türlerinde ilave edilmesi zorunlu olacak yerli tarım ürünlerinden imal edilmiş yağ asidi metil esteri (YAME) oranı ise 1 Ocak 2014 itibarıyla en az yüzde 1. 1 Ocak 2015 itibarıyla ise bu oran en az yüzde 2; 1 Ocak 2016 itibarıyla en az yüzde 3 olarak belirlendi.
 
EPDK Başkanı Hasan Köktaş, aldıkları kararın önümüzdeki birkaç yıl içinde hem cari açığın azaltılması hem de yerli tarım üretimi açısından çok büyük önem taşıdığını söyledi. Bu kararı hükümetin yerli ürün kullanımının teşvik edilmesi yönündeki kararı ve bu kapsamda geçtiğimiz günlerde yayımlanan Başbakanlık genelgesi çerçevesinde aldıklarını vurgulayan Köktaş şöyle konuştu: "Petrol ihtiyacının çok büyük bir kısmını ithalat yoluyla karşıladığımız dikkate alındığında, bu kararımız sayesinde, yerli tarım ürünlerinden elde edilecek biyoyakıtlar enerjide dışa bağımlılığı azaltacak. Yerli katkının payı tedricen arttıkça o orandaki döviz çıkışı son bulacak. Ayrıca yerli tarım ürünlerinden biyoyakıt üretiminin teşvik edilmesiyle belirli tarım ürünlerine olan talep artacak ve tarım sektörü için ek gelir ve istihdam imkânı oluşacak." Köktaş, bu karar üzerinde çok uzun zamandır çalışıldığını ve konuyla ilgili Maliye, Tarım ve Köyişleri, Enerji Bakanlığı ile rafineri, dağıtım şirketleri gibi tüm kesimlerin değerlendirmelerini aldıklarını kaydetti. Üst Kurul Başkanı, konunun ülkenin tarımsal üretim imkânlarından ekonomiye katkısına, fiyatlara ve vergi gelirlerine etkisine kadar tüm boyutlarını ele alarak tedrici bir geçişi uygun gördüklerini ifade etti.
 
Köktaş'ın verdiği bilgiye göre karar, Türkiye'deki atıl durumdaki biyodizel tesislerinin tekrar ülkeye kazandırılmasına da katkı sağlayacak. Türkiye'de biyodizel, dünyadaki gelişmelerin etkisinde 2000'li yılların başında gündeme gelmişti. Biyodizelin ilk başlarda ÖTV dışında tutulması sebebiyle yatırımlar dünyaya paralel biçimde hızla arttı. Bugün Türkiye'de yaklaşık 1,5 milyon ton kurulu kapasite bulunduğu tahmin ediliyor. Zamanla, petrol piyasasında haksız rekabet oluşturduğu iddialarının sonucunda vergi avantajının ortadan kalkması ile biyodizel üretim kapasitesinin büyük kısmı atıl duruma düşmüştü. Harmanlama zorunluluğu getirilmesi ile bu atıl kapasitenin kullanılması sağlanacak.