Elektrik ve elektronik şirketi Tunçmatik'in Yönetim  Kurulu Başkanı Mehmet Özer, bir araya geldiği basın mensuplarına şirket yatırımları ve güneş  enerjisi sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yatırımcıların karşılaştıkları engellere rağmen, geçen yıl güneş  enerjisi alanında önemli ilerleme kaydedildiğini dile getiren Özer, Tunçmatik  olarak Uşak, Afyon, Elazığ, Milas, Ankara ve Mersin'de lisanssız güneş enerjisi  alanına 73 milyon dolar tutarında yatırım yaptıklarını söyledi.

Özer, Türkiye'de lisanssız güneş enerjisi kapasitesinin 3 bin  megavatın üzerine çıktığını belirtti. Lisanslı güneş enerjisi kapasitesinde şu an  kurulu gücün 23 megavat olduğunu aktaran Özer, "Türkiye'de lisanssız güneş  yatırımları olmasaydı, güneş enerjisi 23 megavatta kalacaktı. Türkiye çok zaman  kaybetti. Oyunun ortasında kurallar değişti, bu yatırımcı açısından çok yıpratıcı  oluyor. Kurallar en başta neyse öyle devam etmeli." diye konuştu.

Özer, lisanssız güneş enerjisi santralleriyle birlikte bu alandaki  bilgi birikiminin üst seviyelere ulaştığına işaret ederek, "İlk yaptığımız güneş  santralinde komponentlerin yüzde 90'ını ithal ederken, bu oran geçen sene yüzde  40'a kadar düştü. Bu da yan sanayilerin bu işi öğrendiğini gösteriyor."  değerlendirmesinde bulundu.

Bu süreçte sektörde uzmanlaşmış ekiplerin oluştuğunu vurgulayan Özer,  şunları söyledi:

"Burada ciddi bir istihdam da ortaya çıktı. Şu anda 40 bin kişilik bir  istihdam var güneş enerjisinde. Planlananlar yapılırsa, 2030'da sadece güneşte  300 bin kişilik istihdam sağlanacağını düşünüyoruz. O zaman milli enerji  kaynağımız güneş en büyük işveren sektör olacak fakat lisanssız güneş enerjisi  devlet politikası olarak desteklenmediği için şu an sektörde bir daralma başladı,  yüzde 90 daralma görülüyor. Planlayamazsak, bu sektör bir yerden sonra  dağılacak."

KAPASİTENİN 20 KATI TALEP VAR

Özer, Türkiye'de şu anda 30 güneş paneli üreticisi olduğunu fakat  sektördeki daralmaya bağlı olarak gelecek yıl bu üreticilerin büyük bir kısmının  sektörden çıkabileceğini belirtti.

Bu üreticilerin kapasitesinin Türkiye'deki panel talebinin 20 katı  olduğu ifade eden Özer, şöyle konuştu:

"Bu üreticiler hücreleri yurt dışından getirip montaj yapıyorlar ama  bu şekilde ayakta kalma şansları yok. Yani, şu anda panelde plansız bir kapasite  oldu. Bu montaj işini çok ciddi ve kaliteli bir şekilde yapanlar da var. ABD  Başkanı Donald Trump ithal güneş panelleri için ek gelir vergisi uygulaması  başlattı ama Türkiye bu uygulamada istisna ülkeler arasında. Güney Koreli Hanwha  da Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) kapsamında bir yatırım yapıyor ama  Türkiye üzerinden Amerika'ya mal da verilebilir, bu yatırımı büyütebilir.  Çinliler için de aynı şekilde. Avrupa'nın anti-damping uygulamaları da avantaj  sağlıyor. O yüzden bu panel üreticileri Amerika'ya panel göndermek için  Türkiye'yi bir ihracat üssü olarak kullanabilirler çünkü Türkiye'den gidecek  paneller Türkiye menşeli oluyor."

Özer, ayrıca mini veya orta ölçekli YEKA ihaleleri yapılması  durumunda, şirket olarak bu ihalelerde yer almak istediklerini ve bu tür  projelerle güneş enerjisinin tabana yayılarak daha fazla gelişebileceğini  anlattı.

"ELEKTRİK TÜKETİMİ ARTACAK"

Milli bir enerji kaynağı olan güneşe giderek daha fazla ihtiyaç  duyulacağına işaret eden Özer, Türkiye ve dünyada elektrik tüketiminin artacağını  kaydetti.

Özer, bu talep artışında yapay zeka, Endüstri 4.0, elektrikli ve  otonom araçlar gibi teknolojik gelişmelerin etkili olacağını belirterek,  "Önümüzdeki 4-5 yıl içinde yeni bir çağ başlıyor. Şu anda düşen ışının yüzde  16'sını elektriğe çevirebiliyoruz. Yani burada büyüyebilecek yüzde 84'lük  potansiyel var. Bu yüzden, güneş bizi ciddi anlamda diğer kaynakların  ithalatından kurtarabilir." diye konuştu.