2002"de çalışmaları tamamlanan "erken uyarı sistemi"nin mimarı Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, sistemin 8 yıldır hala hayata geçirilememesinde suçun kurumlarda olduğunu söyledi:

“Biz erken uyarı sinyali üretiyoruz ama sinyali alan yok. Deprem ve tsunami erken uyarı sistemi dünyada kullanılan bir sistem. Bu alanda iki önemli konu var. Biri erken uyarı sinyalinin doğru olarak üretilmesi. İkincisi de bu sinyalin doğru olarak gerekli yerlere iletilmesi.Erken uyarı sistemi bilgisayardan bilgisayara olan bir sistem.

İGDAŞ kendi sistemini kurmaya başladığı zaman, o cihazların içinde erken uyarı sistemini alabilecek kapasite olacak. Böylece cihaz bulunduğu yerdeki gazı kesecek. Marmaray"ın tüp sisteminde de erken uyarı sistemi alındıktan sonra, trafik durdurulacak. Bu sistem İstanbul"da 8 yıldır çalışıyor. Büyük bir deprem olmadı zaten. Büyük bir deprem olsa bile iletebileceğimiz bir makam yoktu. Bilgisayardan bilgisayara bir sistem olduğu için, alan bilgisayarın da ne yapacağını bilmesi lazım. Sinyalin sadece çıkışının olmasının yeterli değil. Alıcı sistemin de olması gerekiyor. Şu anda erken uyarı sinyalini üretiyoruz. Ama onun dışında bu sinyalin nakli olsun, alındığı uçta sinyalle ilgili işlemlerin yapılmasıyla ilgili bir faaliyetimiz yok. Biz sadece sinyalin doğru üretilmesinden sorumlu bir brimiz.

Sinyali alacak sistemler de dışarıdan alınmıyor ve TÜBİTAK yapıyor. Bunlar belli birikim meselesi. Düğmeye bastığınız zaman her şey olmuyor.”

Japonya 4 yıldır erken uyarı veriyor, biz daha 20 yıl bekleyeceğiz!

Marmara"daki 4.4"lük deprem "erken uyarı sistemi" tartışmalarını, dünyadaki örnekleriyle birlikte yeniden gündeme taşıdı. Japonya, bundan 4 yıl önce kurduğu sistemle depremi 15 saniye öncesinde halka bildiriyor. Türkiye"de bu konudaki en yetkili kurum olan Kandilli Rasathanesi"nin Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik ise, “Biz ancak 20 yıl sonra depremi vatandaşa önceden haber verebiliriz” diyor.

Pazar akşamı İstanbulluları sokağa döken 4.4"lük depremin ardından, aradan geçen 11 yılda alınan önlemler yeniden masaya yatırıldı. Ama maalesef ortaya hiç de iç açıcı olmayan bir tablo çıktı. Öyle ki, 17 Ağustos 1999"daki korkunç depremden 2 yıl sonra kurulmasına başlanan "erken uyarı sistemi"nin geliştirilmesi konusunda 8 yıl boyunca bir arpa boyu bile yol gidilmediği anlaşıldı. Dün Kandilli"de yapılan "Deprem ve Tsunami Erken Uyarı Uygulamaları" çalıştayında konuşan Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik"in, sistemin ne durumda olduğu ve erken uyarının vatandaşların cep telefonlarına ne zaman ulaşabileceğiyle ilgili soruya verdiği, ""O belki Türkiye"de 20 yıl sonra olacak bir şey. Depremin vatandaşa da önceden haber verilebilmesi ancak 20 yıl sonra gerçekleşebilir” cevabı vahim durumu gözler önüne serdi.

1.6 milyon dolar harcandı...

İstanbul"un kabusu haline gelen deprem tehlikesini önceden haber verecek erken uyarı sistemi için 17 Ağustos depreminden sonra, olayın sıcaklığıyla çalışmalara başlandı. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi"nde Prof. Dr. Mustafa Erdik başkanlığında bir ekip oluşturuldu. 5 Nisan 2001 tarihinde “İstanbul Deprem Acil müdahale ve Erken Uyarı Projesi” Bakanlar Kurulu kararıyla hayata geçirildi. İki ayaktan oluşan projenin birinci bölümü, depremden sonra en fazla hasar gören bölgelerin tespitini içeriyordu.

100 istasyon kuruldu

Bu kapsamda İstanbul"da 100 farklı noktaya kuvvetli yer istasyonları kuruldu. Bu istasyonlar sayesinde yıkımın en fazla olduğu bölge tespit edilerek kurtarma çalışmalarının koordinasyonu hedeflendi. Bu kapsamda 1.6 milyon dolar harcandı ve sistem 1 Ağustos 2002 tarihinde hayata geçirildi.Projenin ikinci ayağını ise erken uyarı sistemi oluşturuyordu. Proje kapsamında Marmara Fayı"na en yakın 10 noktaya kuvvetli yer hareketi istasyonları kuruldu. Yer tespiti sırasında istasyon emniyeti, veri nakili, nakil emniyeti ve fay hattına yakınlık kriterleri göz önüne alınarak BOTAŞ, Yakuplu, Sinanoba, Yeşilyurt, Gebze, Tuzla, Yalova, Büyükada, Burgaz ve Heybeliada"ya istasyonlar yerleştirildi.

Hiçbir kurum bağlanmadı

Bu sayede depremin 5-12 saniye öncesinden tespit edilerek radyo modem aracılığıyla Kandilli"deki merkeze bildirilecek ve yine aynı sistemle Kandilli"ye bağlı birimlerin şartelleri otomatik olarak kapatılacaktı. Örneğin fabrikalar, metro istasyonları, doğalgaz ve enerji nakil hatları hemen depremden haberdar olacak, üretim faaliyetlerinin durdurarak patlamaların, yangınların en aza indirilmesi sağlanacaktı. Tüm altyapı çalışmaları 2002 yılında tamamlandı. Fakat hiçbir kurum ve kuruluş bu sisteme bağlanmadığı için, alınan sinyaller vatandaşa ulaşamıyor!

VATAN