Geçen Cumartesi(14 Aralık) Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaklaşık bir saat içinde başı bağlanan Efeler İlçe kongresinden kaç CHP’li haberdardı acaba?

CHP bir hafta süren kongrelerin partisidir. 500-600 sayfalık faaliyet raporlarının tartışıldığı üç dört gün süren kongreler olurdu.

Kongrelerde sınırsız sayıda partili yöneticileri sorguya çekmek için söz alır karşılığında yöneticiler de icraatlarını savunurlardı.

Son birkaç yıla gelinceye kadar birden fazla adayın yarıştığı bu tür CHP kongreleri geniş katılıma cevap verecek kapalı spor salonlarında yapılırdı.

Adaylar arasındaki kıran kırana yarış delege seçimleriyle birlikte başlar, ittifaklar kurulur, partilileri seçim heyecanı sarar, örgüt istediğini seçecek olmanın tadını çıkarırdı.

Bu yarışta belediye başkanları ve milletvekilleri taraf olmaktan sakınır delegeyle adayı baş başa bırakmaya özen gösterirdi.

Bazen, yumruk yumruğa, göğüs göğüse kavgaların yaşandığı olur ancak kongre ile birlikte bunlar geride kalırdı.

CHP’nin alâmetifarikası da bu örgüt gücüydü.

Cumartesi günkü tek adaylı Efeler kongresinde eskilerden bu anlamda ne bir iz ne heyecan vardı.

Bir gün sonrasında yapılan (15 Aralık) Demokrat Parti İl Kongresindeki duygudaşlık havası daha fazlaydı.

CHP’deki bu enerji azalmasının nereden kaynaklandığını bir CHP’liye sordum.

Dediği şu; “bu gün CHP’de o eski örgüt yok, örgüt yerini büyükşehir eksenli bir partili ve delege yapısına bıraktı.

Partiye yeni kaydolan üyelerin gerçek CHP’lilikle bir ilgisi yok. Çoğunluk ya büyükşehir iştiraklerinde ya da ilçe belediyelerinde çalışıyor.

Kanıtı da Efeler il delegeleridir.

Toplam 147 delegenin yaklaşık yüz tanesi iki belediyeden birinde çalışıyor ya da yakın akraba…

Efeler ilçe delegeleri de ona hakeza…

Sanki CHP değil, Aydın Büyükşehir ve Efeler Belediyesi Yaşatma Derneği…

Katılımcıların neredeyse tamamı belediye çalışanı olan bir kongre salonunda mesaiye gider gibi kongreye gelen delegeden heyecan adına ne beklenebilir?”

Başka bir partilinin dediğine göre bu yapılanmaya itiraz eden kadim CHP’liler de disiplinsizliğe yol açtıkları gerekçesiyle partiden atılmış.

Mesela Efeler başta bütün CHP örgütlerini uzman derecesinde yakından tanıyan Ayhan Başdemir…

Suçu belediye iştiraklerinde çalışan ya da yardım alanların araştırılmaksızın üye kaydedilmesine sosyal medya üzerinden tepki göstermesi…

Nazilli’de on beş yıldır yerel seçimlerde adaylığı bir şekilde engellenen eski ilçe başkanlarından Cavit Yenipazarlı…

Gerekçe İl Başkanı Ali Çankır’a “büyükşehrin koltuk değneği” dediği iddiası…

Disipline verilmesinin ardından hakkında verilecek kararın sonucunu beklemeden Cavit Yenipazarlı CHP’den istifa eder.

Ancak yeterli görülmez, üstüne bir de ihraç edilir.

Hâlbuki böyle hallerde ihraç gerçekleşmez, tekrar dönmesi halinde işleme konulmak üzere dosya beklemeye alınır.

Başka bir ihraç da Buharkent Minibüsçüler Kooperatifi Başkanı Fatih Yıldırım…

Söylediği gerekçe “parti içinde taraf olmak,” yani emre itaatsizlik…

Bir diğer ihraç edilense Kuşadası belediye başkanı aday adaylarından Behçet Alp…

Gerekçe belediye başkanı hakkında aleyhte sosyal medya paylaşımları…

Haklarında disiplin işlemi yapılan CHP’liler bunlardan ibaret değil uzun bir listeden söz ediliyor.

Bu demek oluyor ki, dikensiz gül bahçesi meydana getirmek için zararlı bitkilerden tarlanın temizlenmesi isteniyor.

Lord Acton “Güç (iktidar) yozlaştırır, mutlak güç mutlaka yozlaştırır,” veciz sözünü bu durumlar için söylemiş olmalı…

Ancak genel CHP politikası ile Aydın’da izlenen siyaset arasında bir paradoks var.

Genel merkez parti bütünlüğünü koruyarak zayiat vermeden belediyeler üzerinden yapacağı açılımla 2023’de Cumhurbaşkanlığını kazanma hayali kuruyor.

Onun için gerek belediye başkanlarının gerekse milletvekillerinin her ölçekteki seçimde örgütte dargınlık ve çekişmelere neden olabilecek davranışlardan uzak durmalarını istiyor.

Ayrıca vereceği sıcak mesajlarla İstanbul seçimlerindeki gibi muhafazakâr seçmenin desteğini kazanmayı hedefliyor.

Bunu 31 Mart seçimleri için bastırılan ve bütün CHP teşkilatlarına dağıtılan Ateş İlyas Başsoy’un yazarı olduğu Radikal Sevgi adlı kitapçığa Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un yazdığı önsözde de görmek mümkündür.

Aslına bakarsanız Seyit Torun’un sözünü ettiği muhafazakâr kitleye ilk açılımı Aydın ölçeğinde Özlem Çerçioğlu 2009 seçimleri sonrasında başlatmış ve o sayede 2014’de rekor denebilecek bir oyla BŞB başkanı seçilmişti.

Günümüzde ise örgütü baypas eden “büyükşehir merkezli CHP” ile sanki o eski CHP’ye bir dönüş var.

Bunun ilk habercisi de 31 Mart seçimlerinde Özlem Çerçioğlu’nun seçilmesine rağmen aldığı oyun beklenin altında gerçekleşmesi…

Bu gün gelinen noktada Aydın’da CHP bir partiliye göre otoriterlikte “tek adam partisi” diye eleştirdiği AK Parti’den farksız…

Hatta CHP o konuda daha da ileride, çünkü en azından AK Parti gözün üstünde kaşın var bahanesiyle partiden adam atmıyor.

Sözün özü Ankara gider mersine, Aydın CHP gider tersine…