Demokrasilerin vazgeçilmezi sandıktır. Sandık seçim için olabileceği gibi konusu ve sınırları belirli bir konuda halkın düşüncesine başvurmak için de ortaya konabilir ki, bu tür ileri demokrasilere “referandum demokrasisi” adı verilir.

Halk oylamalarının ülke genelinde yapılanı olabileceği gibi kentlerde mini oylamalar şeklinde olanları da vardır.

Hangi türden olursa olsun sandıkta halka sorulacak bir konuda birinci kural konunun belli, sınırlarının çizilmiş olmasıdır.

Ucu açık sorulu halk oylaması olmaz.

Mesela Büyükşehir Belediyesinin geçen yıl Mimar Sinan’daki Hüseyin Aksu Tesisleri olarak bilinen alan hakkında yapılan oylama bu anlamda doğru ve yerinde bir uygulamadır.

Değer ve kıymeti bir hayli yüksek Zafer Mahallesindeki eski Minibüs Garajı arsası hakkında ileride halk oylaması yapılırsa bu yerinde bir oylama olur.

Bu açıdan bakıldığında Mimar Sinan Mahallesi Arsası için konan, Minibüs Garajı için ileride konacak sandık ne kadar doğru ise geçtiğimiz günlerde Efeler Kent Meydanına kurulan çadırda halkın önüne konan sandık da o derece saçmadır.

Çünkü Özlem Çerçioğlu ve arkadaşlarının bir demokrasi başarısı olarak iftihar ettikleri sınırları belirsiz, ucu açık “belediye olarak ne yapmamızı istersiniz” sorusunun yöneltildiği halk oylaması demokratik kıymetten yoksun üstelik akıllarda kuşku uyandıran bir eylemdir.

Şöyle ki:

BİR: Aydın dışında bu sandığın ilk uyandıracağı algı bütün sorunlarının çözüldüğü şimdi sıranın keyfe keder işlere geldiğidir.

Özlem Çerçioğlu’nun 31 Mart 2014 yerel seçimleri öncesi Nevzat Biçer Salonu’ndaki projele tanıtımını(29.01.2014) bir hatırlayalım.

İstihdam sağlama amacına yönelik Organize Sanayi Bölgelerinin yatırım ortamlarını iyileştirmek, Tarım ve Hayvancılığı destekleyecek Organize Tarım Bölgeleri kurmak, Jeotermal, Medikal, Kültür, Turizmine öncülük etmekten tutun da kentsel dönüşümü sağlamaya,

Kuşadası’ndan Buharkent’e kadar konut ısıtmasını jeotermalle yapmaya, Efeler’e 500 yataklı termal tesis kurmaya, Aydın Tekstil Alanını halkın hizmetine açmaya,

Menderes Nehri çevresini rekreasyon alanına dönüştürmeye,50 bin seyirci kapasiteli Zeybek Arena Stadı yapmaya, Işıklı Doğal Yaşam Parkına, Didim’e su sağlayacak Beşparmak, Kuşadası için Sarıçay Barajlarına kadar bir dizi hizmeti gerçekleştirecekti.

Bunlardan geçen sürede Tekstil Alanı’nın ihalesi, kısmen de yolların asfaltlanması gerçekleştirilebildi, Sarıçay Barajı DSİ’ye paslandı, diğerlerine dokunulmadı öylece çözüm bekliyor.

Üstelik geçen sürede bunlara Özlem Çerçioğlu’nun çözüm üretmek zorunda olduğu yenileri de eklendi.

Birincisi zaten doğru dürüst çalışanı yoktu arıtma tesislerinden bu sürede yarım, yamalak çalışanı da devre dışı kaldı ve bu gün Aydın geneli kanalizasyon kokusundan geçilmiyor.

İkincisi sadece Efeler’de bulunan standardına uygun katı atık bertaraf tesislerine yenileri eklenemediği için ilçeler çöpten geçilmiyor ve açıktaki çöplükler yaz aylarında yangın için büyük tehlike oluşturuyor.

Üçüncüsü büyük eksikliği çekilen modern Acarlar Hal Tesisleri yapılacaktı yapılmadı ve sorun olmaya da devam ediyor.

Dördüncüsü kent merkezlerindeki trafik ve otopark sorunu gün geçtikçe daha da karmaşık hale geliyor ama ne Özlem Çerçioğlu ne de Fatih Atay’ın tavuk üstü pilav dağıtmak kadar umurlarında değil.

Beşincisi yönetmeliğe aykırı olmasına rağmen mahalle aralarında, sokaklarda pazar kurulma olayı Efeler’de bütün ilkelliğiyle devam ediyor.

Yeni arayışlar konusunda Fatih Atay’ın ne bir çabası ne girişimi var.

Çözüm bekleyen bu kadar sorunun olduğu bir yerde Efeler Kent Meydanı’na büyük bir törenle konan bu sandıktan gerek Özlem Çerçioğlu’nun gerek Fatih Atay’ın gerekse bu yola başvurma niyetinde olan diğer başkanların her halde muratları olsa olsa“halk böyle istedi” mazeretine sığınarak hizmette içine düştükleri acziyete bundan sonrası için kılıf hazırlamaktır.

Artık biriken ve bundan sonra oluşacak sorunlara kimse çözüm beklemesin, zira kılıf hazırdır, “halk sandıkta böyle istedi.”

İKİ: Ucu açık sorulu bu tür kamuoyu yoklamaları başka bir açıdan ele alındığında “biz ne yapacağımızı şaşırdık, siz bize yol gösterin” anlamına da gelir ki, bu beceriksizliğin, ehliyetsizliğin ve acizliğin itirafından başka bir şey değildir

ÜÇ: Herkes bilir ki, gerçek çözüm yanlısı siyasetçiler icraatlarında halkın görüşünü almakla yetinmezler.

Çünkü söz konusu yerel hizmet olunca halkın çoğunluğu haklarında verilecek bir kararda, yapılacak hizmette kendi yararının gözetilmesinden yana tavır alır.

Mesela çoğunluk taş döşenecekse kendi sokağından başlanmasını, bir su sıkıntısında evinin suyunun akmasını ister.

Bu yönüyle de yapılan oylamanın hizmetteki öncelik sıralamasını belirlemede bir kıymeti harbiyesi yoktur.

Zira bu tarz siyaset genelde suyun yaylan tarafından geçmeyi alışkanlık edinen popülistlerin(halk yardakçılarının) halkı oyalamak için başvurduğu bir siyaset yöntemidir.

DÖRT: CHP Genel Merkezi’nde Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un başkanlığında belediyelerin çalışmalarını takiple görevli bir komisyonun olduğu biliniyor.

Böyle Ulusal medyaya verilen reklamlarla da desteklenirse bu tür girişimler pek ala başarısızlığı başarı gibi gösterebilir hatta bol soslu reklamlarla bir başarı hikâyesi bile yazılabilir.

Bu oylama oraya yönelik bir gösteridir.

BEŞ: Her ne amaçla yapılmış olursa olsun sandık alet edilerek yapılan bu eylem Fatih Portakal’ın meşhur sözü insan aklıyla alay etmektir.

Tabi bilene…

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!