Her iktidara gelen partinin bir zafer ve refah dönemi vardır ve genellikle bu dönem ilk beş yılıdır.

Buna iktidarların altın çağları da denir.

Bu yatırım heyecanının yaşandığı, büyük projelerin programlandığı devletlerin olduğu kadar illerin de atılım dönemleridir.

Süleyman Demirel’in genel başkanı olduğu Adalet Partisi’nin 1964-1969 dönemi, Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’nin 1984-1989 dönemleri buna birer örnektir.

İbn-i Haldun devletleri bir organizmaya benzetir ve “her devlet doğar, büyür ve nihayetinde ölür. Ancak nasıl ki, ehil bir doktorun elinde hastaların ömrü artarsa usta hükümdarların elinde de devletlerin ömrü uzayabilir,” der.

Tıpkı bunun gibi iktidarların da hem ömrü hem de refah dönemleri güçlü ve istikrarlı yönetimler sayesinde uzayabilir.

Bunun örneği AK Parti’dir.

Gücü sayesinde diğerlerinden farklı olarak bu partinin refah dönemi 2011 seçimlerine kadar on yıl yani iki dönem sürmüştür.

Bazı iller bu bolluğu iyi değerlendirerek refah toplumu yaratmada milli hâsıladan daha fazla pay almayı başarabildiler.

Bazıları da asgari yatırımlarla yetinmek zorunda kaldılar.

Ne yazık ki, Aydın ikinci grup illerdendir.

Daha da beteri yatırım programlarında yer aldığı halde siyasetçiler arasındaki iç çekişmelerin neden olduğu adliye sarayı, bölge hastanesi, otoyol gibi yatırımların gerçekleşmemesidir.

Aydın bu anlamda sahipsizdir.

Yapılanlar da yok değil. Mesela Çine Adnan Menderes BarajıMesela Karacasu BarajıMesela Dereağzı BarajıMesela Doğumevi Hastanesi… Mesela SGK hizmet binası.

Bunlar Aydın’ın hakkı olan eserlerdir. Diğeri adliye sarayı, hastane ve stat gibileri de diğer illere yapılan ancak Aydın’ın da hakkı olan yatırımlardır.

Bu gün yeni adliye sarayı olmayan iki il vardır biri Şırnak diğeri Aydın…

Nüfusu Aydın kadar olmayan çoğu ilde bölge hastanesi yapıldığı halde Aydın daha kavuşacak.

Çoğu büyükşehirde UEFA standartlarına uygun şehir stadı var, Aydın’da stadın adından söz eden yok.

Hem bir tarım havzası hem de bir hayvancılık bölgesidir. Fakat “Tarıma Dayalı Organize Tarım ve Hayvancılık İhtisas Bölgeleri” adını ağzına alan siyasetçimiz yok.

Geçtiğimiz hafta Tarım Bakanı Aydın’daydı, bunun lafını bile etmedi. Hem isteyen olmayınca Bakan niye söz etsin ki…

Peki, bu bolluk döneminden Aydın niye yararlanamadı, bunun sorumlusu ya da sorumluları kimler?

Bu AK Parti’nin ta başından bu güne yönetimi ile alakalıdır. Oyun kurucuların olayın merkezine Aydın yerine kendilerini yerleştirmeleridir.

Kısaca kendilerini düşünmeleridir.

Bu gün il başkanı seçmemesinin temelinde yatan da bu bencilliktir. Hala daha ölü koyundan post çıkarma hesabıdır.

AK Parti kuruluşundan bu yana üç hata yapmıştır ki, bunlar hem Aydın’daki başarısızlıkta hem de hizmet alamamada birer kırılma noktasıdır.

BİR: AK Parti ilk hatayı 2004 yerel seçimlerine İlhami Ortekin’le gitmekle yaptı.

Birazcık siyasi tecrübesi olanlar bile bilirler ki, eğer bir parti tek başına iktidara geldiyse arkasından gelen yerel seçimlerde siler, süpürür.

O nedenle aday ithaline gerek yoktu, kiminle gitseydi seçimi alırdı.

Bunu hesap edemeyenler İlhami Ortekin’in 2009’da başlarına iş açacağını da düşünememeleri gayet normaldir, değil mi?

İKİ:2009’daki aday seçimi öncesinde kamuoyuna “şişeleme, tıpalama” diye yansıyan aday ekarte etme ve aday seçimindeki yanlışlık ikinci büyük hataydı.

O gün o yanlışı yapanlar bu gün Aydın’ın popülizm tuzağına düşmesine yol açmışlardır.

Ayrıca AK Partililerin bu tuzağa ele gelir, dişe dokunur eleştirileriyle dikkat çekmeyip sessiz kalmaları da manidardır.

ÜÇ: En büyük hata da 2008’deki il başkanlığı değişikliğidir. Merkez sağ oyları almaya yönelik bu değişiklik köklü bir araştırma ve siyasi analize dayanmayınca tam tersi olmuş merkez sağ oylar CHP’’ye gitmiştir.

Üstelik AK Parti yaptığı bu yanlışlıkla Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuştur.

Bu değişiklikle partide eski-yeni kavgası başlamış her teşkilat seçimi sonrası hizipleşme artmış, duygusal kopuşlar yaşanmıştır. Sonuçta oy oranı yüzde 30’un altına düşmüştür.

Bu gün ise il başkanını seçemiyor.

Kendi başını onaramayan bir parti memleketin derdi, hastane, stat, adliye sarayı meselesine nasıl çözüm üretsin?

Cumhurbaşkanı’nın açık yüreklilikte İstanbul için söylediği “biz bu şehre ihanet ettik. Ben de bundan sorumluyum,” ikrarı gibi Aydın’daki bu manzara karşısında bir AK Partili de “biz bu Aydın’a gereği gibi hizmet edemedik,”itirafında bulunacak olsa bunu kimin yapması gerekir?

Mehmet Erdem’in...

Sayın Erdem’in düzgün ve çelebi kişiliği herkesin malumudur… Dürüstlüğüne kimse söz edemez.

Ancak o siyasette usta bir oyun kurucu değildir. Çünkü oyun kuruculuk hem bir öngörüyü gerektirir hem de birkaç hamle sonrasını görebilme işidir.

Sayın Erdem 2004 İlhami Ortekin olayında il başkanıdır..2008 İl başkanı değişiminde ve ertesi yılki yerel seçimlerde de milletvekilidir.

Yani karar vermede hem etkilidir hem de sözünün üstüne söz konmayan bir ağabey konumundadır. Bu gün de partililerin gözünde öyledir.

Ama ne hikmetse kusurlu hareketlerin hepsi onun dönemine vuku bulmuştur.