“Hasta sıfır” kavramını duymayanlarınız haklı olarak anlamını merak ediyorlardır.

Kavramın geçmişi 80’li yıllara kadar gidiyor ama alanı tıp olanlardan bile çoğuna aşina olduğunu sanmıyorum.

“Hasta sıfır” aslında tıptaki coronovirüs gibi yaygın, bulaşıcı hastalığa ilk tutulanlara bir yanılgı eseri verilen addır. Yanlış ifadenin mucidi ise bir gazetecidir.

Hikâyesi ise hayli ilginçtir.

1980’de ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi’nden Dr. Bill Darrow New York ve Los Angeles’te AIDS’in nedenlerini araştırmak için gayler arasında bir araştırma yaparken Canada Air’de uçuş görevlisi olarak çalışan Quebeclı Gaetan Dugas’la tanışır.

O sırada ağır hasta olan Dugas doktora birlikte olduğu 72 kişinin adını verir.

Dr. Darrow ‘hasta 57’ adını verdiği Dugas’ın adını raporunda Kaliforniya dışında yaşadığı için ‘aut of California’(Kaliforniya dışı) anlamında “hasta O (patent O) olarak geçirir.

Rapordaki anlatımlara dayanarak 1987 yılında bir kitap yazan gazeteci Randy Shilts ‘hasta O’yu “hasta 0 (sıfır)” okur ve Dugas’ı AIDS’i Afrika’dan Amerika kıtasına taşıyan kişi ilan eder.

Kitapta anlatılan hikâyenin daha sonra “hasta sıfır” adlı filmleri, belgeselleri çekilir,1984’de ölen Dugas’ın adı böylece AIDS’i yayan kişi olarak lanetlenir.

Ama 2016 yılında Nature dergisinde çıkan bir makale itibarını iade eder. Evrimsel biyologların yaptığı araştırmalara göre AIDS ABD’ye Dugas’la değil 70’lerde Karayipler üzerinden gelmiştir.

Ne var ki,”hasta sıfır” kavramı artık index vakanın yerine kullanılmaya devam edecektir.

Uluslararası boyutta gerçekleşen her salgının Dünya’da, her ülkede ve her kentte bir “hasta sıfır’ı” vardır.

Coronovirüsün Çin’deki yayılış yeri Wuhan’daki doktorların yazdığına göre Çin’deki  “hasta sıfır”ı 1 Aralık’ta virüsü kapmış bir kişi.

Avrupa’ya yayıldığı yer ise Alplerin Ibiza’sı denen Avusturya’nın Kuzey İtalya, İsviçre ve Almanya arasındaki Ischgl kayak merkezi.

O nedenle Avusturya’nın bu kayak merkezi yaşadığımız salgının bütün Avrupa’ya yayılmasına neden olan patlama merkezlerinden biri kabul ediliyor.

Bu bin 500 nüfuslu kasabadaki koronovirüslü hasta sayısının 2 milyon nüfuslu Viyana’nın iki katı olmasından da bellidir. (Yıldıray Oğur, Karar, 28.03,2020)

Şimdi Almanya, Fransa, İtalya gibi pandeminin yoğun yaşandığı Avrupa ülkelerinde yaşayanlar ülkelerindeki “hasta sıfır’ın” peşinde.

Ancak onu bulmak o kakar kolay değil, hem iz sürmede tecrübe hem de usta dedektiflik gerektiriyor.

Türkiye’nin “hasta sıfır’ı” konusunda ise Avrupa ve umre için gidilen Suudi Arabistan olmak üzere iki yayılma yeri olduğu görüşü hâkimdi.

Herkes de inancına, düşüncesine ve ideolojisine göre bunlardan birini zihniyetine göre açıktan olmasa da salgının yayılma yeri ilan ediyordu.

Ta ki, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “hasta sıfır’” hakkında yaptığı açıklamayla virüsü Avrupa’dan gelen bir şahsın Türkiye’ye taşıdığını söyleyene kadar.

“Hastanın virüsü Avrupa teması üzerinden aldığı bilinmektedir. Hasta bir erkektir ve genel durumu iyidir.

Aile bireylerinin hepsi ve yakın çevresindeki tüm bireyler bu anlamda gözetim altındadır ve her biri şüpheli kabul edilmiştir.”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu açıklamasıyla akıllardaki soruları sonlandırmış oldu.

Peki, Aydın’ın “hasta sıfır’ı” kim?

Konuyla ilgili Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz en son yaptığımız görüşmede “hastalık aynı anda birden fazla yerde tespit edildi o nedenle şudur, demek bu gün için mümkün değil” demişti.

Aydın’ın “hasta sıfır’ı” açıklığa kavuşmayınca salgının kaynağı da bu gün için belirsizliğini koruyor.

Sizin anlayacağınız kesin bilgi olmayınca belli bir kesimin suçlarcasına “hasta sıfır’ın” umrecilerden olduğu iddiası da devam ediyor.

Karşı olanlar da Avrupa kaynaklı olduğunu savunuyor. Buna açıklık getirecek olan da Pandemi Kurulu Sözcüsü Sağlık Müdürü Dr. Osman Açıkgöz’den başkası değil.

Sağlık Müdürü Osman Açıkgöz’ün Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı gibi içinden geçmekte olduğumuz olağanüstü süreçte kamuoyunu bilgilendirme gibi bir görevi de vardır.

Formatı da belli, Bakan’ın açıklamalarıdır.

Mesela Sayın Bakan illere göre vaka sayısını açıkladıktan sonra yeri geldiğinde aynı bilgiyi yerelde kamuoyuyla paylaşmak ya da Bakan’ın ölçülerine sadık kalarak “hasta sıfır’” hakkında bilgi vermek gibi. 

Burada unutulmaması gereken şudur, bir şeylerin saklandığı inancının yaygın olduğu yerde gerçeğin yerini önyargılar, peşin hükümler ve ideolojiler alır.

Sözün özü meydan ne kadar dezenformasyon heveslisi varsa onlara kalır.

Korkulan her türlü olumsuz etkiye karşı şeffaflık hele demokrasilerde yegâne panzehirdir.