Meral Akşener cephesinde belirsizlik devam ediyor. Parti adının 15 Ekim’de açıklanacağı duyurulmuştu, 25 Ekim’e kaldı. Parti adı ve amblemi ise sır olmaya devam ediyor.

Nedeni için savunma da şu:

Parti adı açıklanır, açıklanmaz bir açıkgözün İçişleri Bakanlığına vereceği bir dilekçe ile bu adı kapma ihtimali…

İşin uzaması da haliyle yeni oluşumlara yol açıyor.

Durumdan kendine vazife çıkaran bazıları görüşmeler yapıyor, elinde defter, kalem yönetim kuruluna isim yazıyor.

Manzarayı görenin aklına birileri şaka mı yapıyor yoksa insanları mı işletiyor sorusu gelmiyor değil.

Ancak yapılan iş şaka değil, adamlar gayet ciddi, parti kurulmuş da kendilerine görev verilmiş gibi harbiden bir çalışma yürütüyorlar.

“Ülkü Devlerini” mi ararsınız, particiliği birine muhalif olmaktır, diye tanımlayan siyasi kültürden yoksun olanları mı ararsınız, siyaseti küp doldurma yeri görenleri mi ararsınız bu hazırlık içinde olan kimler yok ki…

Hareketliliğe bakınca insanın aklına yoksa Meral Akşener, Ümit Özdağ ya da Koray Aydın üçlüsünden biri birilerine el altından görev verdi de bu hazırlık o nedenle mi, sorusu takılıyor.

İşin aslı kimseye ön hazırlık anlamında böyle bir görevin verilmediğidir.

Fakat öyle de olsa böyle olsa tabanda olan bu heyecanın, hareketliliğin aynısı tavanda yok.

İki kesimin heyecanı karşılaştırıldığında görünen o ki sanki tavandakiler ayak sürüyor, çalıyı tepesinden çekiyorlar.

Aldığım duyumlara göre,şu günlerde özel bir firmaya il ve ilçelerin hepsinde vatandaşın kimleri il başkanı, ilçe başkanı görmek istediğinin araştırması yaptırılıyor.

Sonuçlar il il, ilçe ilçe rapor halinde Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Koray Aydın üçlüsüne sunulacak.

Akabinde üçlü tarafından her vilayete bir görevli gönderilecek ve bu görevli ilçeler de dâhil kendine verilen isimler hakkında buralarda araştırma yapacak.

Daha önce araştırma şirketi elemanlarınca tespit edilen isimlerle bu isimlerin örtüşüp örtüşmediği karşılaştırması yapıldıktan sonra görevlendirme yapılacak.

Buna gösterilen gerekçe de şu:

Malum en az altı ay önceden illerin en az yarısında ve seçim bölgesindeki ilçelerin de en az üçte birinde teşkilat kuramayan yeni parti yasa gereği seçimlere katılamıyor.

O nedenle parti kurulur kurulmaz iktidar tarafından alınacak olası bir baskın seçime hazırlıklı olmanın yolu mümkün olabilecek en kısa sürede il ve ilçe teşkilatlarının kurulmasından geçer.

Bunu savunanların diğer bir gerekçesi de 16 Nisan referandumundan sonra parlamento tarafından yenilenmesi gündeme gelen Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunun neler getireceğinin görülmek istenmesidir.

Böyle giderse partinin kuruluşu revize edilen 25 Ekim tarihine de yetişmez.

Zira 25 Ekim’e şunun şurasında ne kaldı?

Bunlar beklenecek olursa bu işler için en az iki ay süre gerekiyor. Bu da demektir ki, kuruluş tarihi yılbaşını bulur, hatta geçer.

O zaman da bu işin kurmayları Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olabilirler.

Zira demir tavında dövülür. Bizim insanımız sabırsızdır. Tez bıkar, tez ümidini keser. Makul bir süreden sonra iş daha da uzarsa sırt dönmeler başlar

Öyle ya… Neredeyse iki yıldır millet Meral Akşener ve çevresinin parti kurmasını bekliyor.

Onlarsa daha ortaya somut bir şey koymuş değiller.

Koray Aydın partinin adını verdi, ”Biz onu isim tartışılsın diye telaffuz ettik,” dendi doğru çıkmadı.

Meral Akşener kuruluş için Ekim başını tarih verdi “Biz o ilk tarihi heyecanların yatışması için söyledik,” gerekçesiyle o tarih üçüncü kez ertelendi ve daha da ertelenecek mi, bilinmiyor.

Sergilenen bu ikircikli tavırla, fazla pimpirikli davranmakla, aşırı detaya takılmakla siyasette yol alınmaz.

Kuruluş için son söylenen 25 Ekim tarihi de ertelenirse sonrasında doğacak çocuk ölü doğar.

Ondan sonra da gözler AK Parti’nin içine çevrilir.

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA