Malum geçen hafta sonu Büyükşehir bürokratları ile Kuyucak Belediye Başkanı Metin Ertürk arasında sonu itiş kakışla biten şehrin ana caddesi üzerinde Atatürk’ün sözü bulunan bir tak’ı kimin yenileyeceği krizi yaşandı.

Her ne kadar Metin Ertürk’le büyükşehir bürokratları arasında cereyan etmiş gibi görünse de olayın Özlem Çerçioğlu’mun bilgisi dışında gerçekleştiği düşünülemez.

Oluş şekli ve zamanlamasına bakıldığında önceden planlanmış, tasarlanmış izlenimi veren olmuş, geçmiş olayın bu vakitten sonra üzerinde durulmasının bir anlamı yok.

Cevabı aranması gereken asıl soru bu baskınla neyin amaçlanmak istendiğidir.

Onun siyaset yapma şeklini doğru okuyanlar için aslında baskın gelecek hakkında içinde ipuçlarını barındıran tam bir Özlem Çerçioğlu klasiğidir.

O şahinlik yapmayı seviyor. Çünkü piyasada karşılığı, müşterisi var. Millet olarak bu tür şovlara prim veren bir yapımız var.

Arapapıştı Kanyonu çıkışından beridir sessizliği ile o kendini unutturmuş gibiydi…

Bir çıkış yapacağı bekleniyordu ama yeri ve zamanı bilinmiyordu.

Fırsatçılığını bilen bazıları onun Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “adalet” yürüyüşünün bir yerinde kendini göstereceği ve medyaya bir görüntü vereceğini düşünmüştü.

Yanılmadılar… O yürüyüşün başlangıcında Genel Başkanına destek ziyaretini atlamadı.

Kuyucak olayının ise üzerinde çalışılmış olduğu konu mankenin iyi seçilmiş olmasından belli… AK Parti’nin Aydın’daki en başarılı belediye başkanı Metin Ertürk…

Konu da sağlam…

Atatürk…

Yalnız her ne kadar büyükşehir çıkışlı haberlerde “Atatürk’e saygısızlığa göz yumulmadı…

Bazı kendi bilmezler BŞB bürokratlarını darbetti” şeklinde mağdur edebiyatı yapıldıysa da ulusal medyada haber yer buldu ama ”hain”,”kahraman” noktasında beklenen olmadı.

Bunda şüphesiz Metin Ertürk’ün hem Pamukören de dâhil başkanlık dönemlerinde hem de hayatının diğer dönemlerinde sergilediği demokrat kişiliği de etkili oldu.

Hatta haberi çoğunluk tebessüm ederek “devir değişti ama farkında olmayanlar bakın, görün hala daha bu çağda nelerle uğraşıyor” şeklinde okudu.

Ama öyle de olsa böyle de olsa amacına ulaşmış Özlem Çerçioğlu gerek yerelde gerekse ulusal basında adından söz ettirmiştir.

Peki, bu baskın bundan sonrası için ne anlama geliyor?

Özlem Çerçioğlu bu hareketiyle iki yıldan az bir zaman kalan 2019’un seçim kampanyasını hem başlattı, hem de partisi tarafından aday gösterilirse ki, böyle bir ihtimal sadece onun için değil herkes için söz konusudur, takip edeceği strateji hakkında ipuçları verdi.

Bu açıdan bakıldığında bu olay bana 2014 seçimleri öncesinde zamanın Tepecik Belediye Başkanı Tuncay Olgun’un babasının cenaze töreninde MHP Efeler Adayı Recep Taner ile Özlem Çerçioğlu arasında cami avlusunda Yeni Otogar Mescidi ile ilgili yaşanan sözlü tartışmayı ve sonrasında olanları hatırlattı.(18.Ocak 2014)

Hatırlanacağı üzere o tartışma o zaman Özlem Hanım yandaşı şimdi ise karşıtı bir haber sitesi tarafından piyasaya hem de anında “Recep Taner Özlem Çerçioğlu’na camide saldırdı” başlığı ile servis edilmişti.

Ve kendisinin puan kazanmasına karşılık kaybeden Recep Taner olmuştu.

Bu da onun gibi bir şey… Ancak Özlem Hanım’ın bu tür hareketlerini herkes ezberlediği için burada kazanan ne kendisi oldu, ne de kaybeden Metin Ertürk oldu.

Biraz da hayret uyandıran olay gelecek hakkında sadece ipucu vermeye yaradı.

Şayet her şey Özlem Çerçioğlu’nun istediği gibi yolunda giderse 2014’de Özel İdare Mallarının paylaşımı üzerine kurulan seçim stratejisi 2019’da AK Partili ve MHP’li belediyeler üzerine kurulacak gibi görünüyor.

Duruma göre o zamana OHAL biterse uzak bir ihtimal gibi görünse de hiç belli olmaz bir revize ile stratejiye bir ucundan hem devletin hem iktidarın temsilcisi konumundaki Vali de eklemlenebilir.

Bunu biraz da yeni Vali Yavuz Selim Köşger ile kurulacak ilişkiler tayin edecektir.

Belediye başkanlarından ise biri Doğu’da biri Batı’da potansiyel kavga edilecek iki başkan var… Biri AK Partili Metin Ertürk… Diğeri MHP’li Ümmet Akın… Bunlara vaziyete göre Gürşat Kale'de eklenebilir.

Meral Akşener’in parti kurması gibi dengeleri değiştirecek yeni gelişmeler olursa Nazilli Başkanı Haluk Alıcık da hedefe alınabilir.

Hem bunlarla yaratılacak gerginlik halk arasında gündem yaratmakla kalmayacak Özlem Çerçioğlu, Mesut Özakcan, Süleyman Toyran ve Özer Kayalı kavgasını da unutturacaktır.

O zaman gerçekleşmeyen icraatlara da bakılmayacaktır.

Mesela Başkan’ın 2014 seçim vaatleri:

-Hani Zeybek Arena yapılacaktı ne oldu?

-Hani arıtma tesislerinin tam kapasite çalışmasıyla Menderes mikrop yuvası olmaktan çıkarılacaktı, ne engel oldu?

-Hani Didim Buharkent arasına 21 tane alt geçit yapılacaktı, niye yapılmadı?

-Hani Seyyar Ölçüm istasyonlarıyla Aydın’ın havası sürekli ölçülecek, kirletenlere karşı yaptırım uygulanacaktı, niye vazgeçildi?

-Hani, Didim’e su sağlayacak Beşparmak Barajı, keza Söke ve Kuşadası’na su verecek Sarıçay Barajı yapılacaktı, niye yapılmadı, diye kimse sormayacak.

Mesele bunlarla da sınırlı kalmayacak yaratılan suni ortamı tartışmaktan 2024’e yönelik vaatlerin gerçekçi olup olmadığını da kimse sorgulamayacaktır.

Daha vahimi de eskiden göç alan şimdi beyin göçü veren Aydın şimdi ki gibi kimsenin umurunda olmayacaktır.

Başkasını bilmem ama ben Kuyucak baskınını böyle okudum.