Ak Parti İl Başkanlığına atanan Ahmet Ertürk görevi Ömer Özmen’den devralarak görevine başladı.

Böyle görevden almalara bağlı devir teslim töreni devreden için göründüğü kadar kolay değildir.

Dışa vurmasa da görevi devreden bir burukluk, bir kırgınlık yaşar ama Ömer Özmen bunu pek hissettirmedi.

Re’sen atanmasına bakıldığında Reis’in de tabandaki partililerin de yeni başkan Ahmet Ertürk’ten beklentisi büyük. O kırgını, küskünü derleyip toparlayacak ve partiyi 2019 seçimlerine hazırlayacak.

O hedeflerinin ne olduğunu devir teslim töreninde söyledi.

1-Geriye dönük nerelerde hata yaptıklarını gözden geçirmek,

2-Bunun sonucunda da 2019’da CHP ile aralarındaki oy farkını kapatarak büyükşehri kazanmak.

Bunlar her devir teslimde veya parti istişare toplantılarında sözü edilen ancak reel politikte başarılması pek de kolay olmayan hedefler olduğu kadar onun bu göreve getiriliş amacıdır.

Onu bu göreve getiren irade “ağabeylik” ağırlığını kullanarak AK Parti’yi 2019’a yönelik Aydın’da fabrika ayarlarına döndürmesini başka bir deyişle yeniden inşa ya da restore etmesini istemiştir.

Öyle olmasaydı yerine Ankara’ya il başkan adayı olarak çağrılanlardan ya da başka bir partili de atanabilirdi.

Ondan beklenen birinci etapta büyükşehri almak ikinci etapta da Başkanlık seçiminde iyi bir sonuç elde etmektir.

O bu amaçla görevlendirildiği halde geçmişten gelen bir ümitsizlikle onun gelmesiyle hiçbir şey değişmez diyen partililer de yok değil ancak başarı beklentisi olanlar da bir hayli yüksek.

Ama iş iyimserlerin sandığından daha zor.

Çünkü gevşeklik ve dağınıklık parti kademelerinde oldukça fazla. Bu gün her yönüyle bu parti Aydın’da kurulduğu zamankinden bir hayli farklı.

AK Parti’nin bu gün içinde bulunduğu reel politiği en iyi anlatan Pareto’nun Makyavel’in aslanlar, tilkiler tiplemesinden esinlenerek kurduğu “seçkinlerin deveranı” teorisidir.

Bu teoriye göre aslanlar ülkü ve kişilik sahibidir, kuruluşun vizyonuna aşkla inanan güçlü, dürüst karakterlerdir.

Devletlerin, partilerin ya da kurumların zahmetli ve meşakkatli dönemlerinde ortama hâkim olan aslanlardır.

Parti ya da kurum kuruluş dönemini geçirdikten, işler düzene girdikten, parti iktidara geldikten sonra ortalık rahatlar.

Adına ister iman ister ülkü isterse vizyon deyin kuruluştaki o heyecan azalır, irade gevşer.

İşte bu gevşeklik döneminde aslanlar kaybolur, onların yerine devlete, partiye ya da kuruma tilkiler hâkim olur.

Değerler, ülküler, vizyon ya da gelecek tilkilerin umurunda değildir. Kulis ve dedikoduda, iftirada, adam yıpratmada ve itibarsızlaştırmada tilkilerin üstüne yoktur.

Taraftarlarını kendilerine mecbur kılarlar, muhalifleri engellerken partinin kurucu aslanlarının prestijinin ve mirasının keyfini sürerler.

Artık vizyonun, geleceğin, hizmetin ve ülkünün bahsi kapanmıştır, sözü bile edilmez.

Parti kurulduğu dönemki iradenin çok uzağındadır artık. Geçerli olan ve uğrunda savaşılacak gerçek ise ranttır, menfaattir.

Partinin vizyonu da hedefi de artık içerdeki iş bulmalar, tayinler, iktidarın resmi gücü kullanılarak elde edilecek rüşvetler, ihaleler, koltuklardır.

Şimdi merak konusu acaba Ahmet Ertürkseçkinler deveranı” misali adı geçen tilkilerle ve onları güden çakallarla baş edebilecek mi?

Görünürde baş edememesi için önünde hiçbir engel yok. Yetkiyse en yüksek makamdan.

Parti içi muhalefetse kafasını kaldıran gideceğini bildiğinden kimse cesaret edemez. Ayrıca herkes çevresinde görüntü vermek için dört dönüyor.

Anlayacağınız kelamı güçlü, selamı geçerli… Tecrübe desen o da var… Çevrenin yabancısı da değil… Tek yapacağı ortaya bir irade koymak.

O ilk sınavını eski yönetim kongrede yenisi belirleninceye kadar devam etsin şeklinde kurulan tuzağı bozmakla verdi ve eski yönetimde bulunanların istifasını istedi.

Bu öneri ona kurulan bir kapandı. Eğer atik davranmasaydı “değişen bir şey olmayacak” algısına yol açacağından maça puan kaybıyla başlayacaktı.

O atlatılınca gözler yeni yönetime kimlerin alınacağına çevrildi. Sosyal medyada yer alan görüntülere bakılırsa yönetim için göze girmede büyük bir mücadele yaşanıyor.

Müteahhitler de her şeye müsaitler de racon kesen troller de mevzilerini korumak için kıyasıya bir yarış içersindeler.

Mücahitlerin dışında 2019 kimsenin umurunda değil.

Bu durumda Ahmet Ertürk’ün iki seçeneği var.

BİR: Görevlendiriliş amacı istikametinde hareket ederek aslanların yerini işgal edenlere neşter vurmak,

İKİ: Böyle gelmiş bırak böyle gitsin, diyerek idare-i maslahatçılığı tercih etmek.

Eğer ortaya koyacağı irade ile o:

1- Kamuda her kim olursa olsun görevini yapsın, siyaset yapmayı da bize bıraksınlar.. partiye ancak böyle yaptıkları takdirde faydalı olabilirler, diyebilirse,

2-Yeni yönetimi “tilkilerden” racon kesen trollerden, müteahhitlerden, partiyi zenginleşme aracı olarak görenlerden, kendi adlarını kurumlarının önüne çıkaran açıkgözlerden, devletle iş tutan muhterislerden uzak tutabilirse,

3-Her şeyden önemlisi AK Parti’nin Aydın’da varlığını, iktidarın otoritesini ve ağırlığını hissettirebilirse işte o zaman Ahmet Ertürk hem kendinden bekleneni yerine getirmiş olur hem de 2019 için önemli bir başlangıç yapmış olur.

Aksi takdirde idare-i maslahatçılara bir yenisi daha eklenir.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA