AK Parti’de Kadir Topbaş’la başlayan bazı belediye başkanlarına görevi bıraktırma konusu Melih Gökçek’e düğümlenmiş görünüyor.

O buna ne kadar direnir bilinmez ama şayet görevi bırakırsa sırada kimler varsa arkasının çorap söküğü gibi gelecektir.

Çünkü basındaki troller iş başında o nedenle başka çareleri pek yok.

Onların durumunu en iyi anlatan fıkrayı ise Fehmi Koru yazdı.(16 Ekim 2017)

Fıkra şu:

Çin’de idam cezası verilen mahkûmların infazı şenlikli bir gecenin ardından sabaha karşı yapılırmış. Son gece mahkûmlar her türlü eğlenceye muhatap edilirmiş. Şarkıcılar, jonklörler, sirklerde görmeye alıştığımız eğlendirici tipler tek tek sahneye çıkar, maharetlerini mahkûmlar önünde sergilermiş…

En son da, ülkenin kılıç-kalkan ekibi sahne alır, üzerine düşen ipek kumaşın hemen parçalandığı keskinlikteki kılıçlarla gösteriyi tamamlarmış…

Yine böyle bir gecenin sabahı infaz edilmeyi bekleyen mahkûmlar, çoktan ölmeleri gerektiği halde güneşin doğmasına rağmen hâlâ sağ kaldıklarını gürünce şaşırmışlar.

Biri gardiyana bu yolda seslenince, adam gülmüş ve “Şöyle bir kafanı salla” demiş…

Meğer kılıç-kalkan ekibi gösterisi sırasında mahkûmların kelleleri de alınmış, ama ustaca… Mahkûmlara bile fark ettirilmeden…

İstifası gündemdeki başkanları siz böyle değerlendirebilirsiniz.

Ayrıca siyasette partilerin stratejilerini önemli ölçüde rakipleri belirler.

AK Parti belediye başkanlarına yönelik bu hamleyi yapmış olmasının altında yatan nedenin 2019’u riske etmek olmadığı bir gerçek.

Alınması cesaret isteyen bu karar başkanlık ve parlamento seçimlerinin bir provası niteliğindeki 2019 belediye seçimlerini Cumhurbaşkanının ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesi.

Onun için bilhassa büyükşehirleri kazanmak için AK Parti’nin bütün ağır toplarını sahaya süreceğinden kimsenin şüphesi yok.

CHP’nin bu atak karşısında pasif kalması bu yarışta ben yoğum anlamına geleceği için beklenen hamleyi o da partili başkanlar için izleme birimi kurduklarını Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun geçtiğimiz günlerde kamuoyuna duyurmakla yapmış oldu.(8 Ekim 2017 Haber Türk)

Ancak CHP seçimle gelenin seçimle gitmesini savunduğu için kimsenin görevi bırakması istenmeyecek.

Üç kriter üzerinden seçimlere kadar devam edecek izleme sonucunda düzenlenecek rapor sonuçları itibariyle aday belirlemede dikkate alınacak.

O üç kriter de:

BİR: Belediyenin mali durumu,

İKİ: Vatandaşın hizmet memnuniyeti,

ÜÇ: Seçim vaatleri ve gerçekleşme oranları…

Bunlara ek olarak başkanların:

1- Performansları,

2-Parti örgütünün olumlu görüşü,

3-Kamuoyundaki karşılığı olup olmadığı,

Konuları ile izleme raporu verileri bir arada değerlendirilerek tekrar adaylık konusunda karar verilecek.

Yirmi dört saatin siyasette çok uzun bir zaman olduğunun bilincinde biri olarak bunları konuşmak için vaktin çok erken olduğunun farkındayım.

Ancak AK Parti’deki bütün bu gelişmeler CHP’yi de tetikledi ve ülkenin 2019’da yapılacak yerel, genel ve başkanlık seçimlerinin sathı mailine girmesine yol açtı.

Bu olaylar delege seçimleriyle birleşince çekişmenin de etkisiyle CHP açısından adaylık konusu daha da güncellik kazandı ve partililer arasında konuşulmaya başlandı.

2019 için bu günden şunu söylemek mümkün… AK Parti yerel yönetimlerde çıtayı ne kadar yükseltirse karşılığında CHP de o oranda yükseltecektir.

Sayın Başkan’a büyükşehir gömleğinin bol geldiğini sadece muhalefet değil artık bu gün kendi partileri de dile getirir oldu.

O bırakın diğer partiden olanları kendi partisinden başkanlarla bile ta başından beri senkronize bir çalışma içine girmedi.

BŞB Başkanı ile bazı başkanlar arasındaki kabak tadı veren bu kavgada en büyük bedeli de hizmet alamama noktasında vatandaş ödedi ve ödemeye de devam ediyor.

Sonra vaatler de, ortaya konan hizmet de meydanda… Her ne kadar billbortlarla, reklamlarla, cilalarla pire deve yapılsa da güneş balçıkla sıvanmıyor.

Ayrıca Sayın Başkan’ın birlikte çalışmada ve muhatap almada baştan beri tercihi parti örgütü yerine kendine bağlı AY-BA örgütü oldu.

Parti örgütünün bundan rahatsızlığının göstergesi de delege seçimlerinde ortaya koyduğu tavırla belediye başkanlarına ve ilçe başkanlarına sahip çıkması oldu.

CHP’nin kalesi konumundaki Batı Bölgesi Kuşadası, Söke, Didim ve Germencik hattında açık ara muhalif liste galip geldi. Efeler’de ise vaziyet el ele, baş başa.

Bazı parti ileri gelenlerine göre 2019’da şayet aday değişikliği olmazsa ki, Batı’da bu yönde güçlü bir irade var, Söke’de 2007 seçimlerindeki tepkinin bir benzeri yaşanabilir.

Hem bu seferki Söke ile de sınırlı kalmaz. Kuşadası ve Didim’i ve kısmen de Germencik’i de içine alabilir. Efeler’de ise durum ortada. Bu da CHP’nin 2019’da Aydın’da kaybetmesi demektir.

Meşhur sözdür, kavgalı eve kız veren çıkmaz.

O bakımdan genel merkez bu bölgeden gelecek bu yöndeki bir isteği karşılıksız bırakmaz.

Bilindiği üzere 2007 seçimlerinde kendi bölgelerinden seçilebilecek sırada bir milletvekillerinin bulunmamasına tepkilerini CHP’li seçmen o seçimde MHP’yi Söke’de birinci yapmakla göstermişti.

Bütün bunlar göz önüne alındığında 2019’da CHP Aydın’da yeni bir adayla seçime girebilir.

Hele bir de AK Parti bir ağır topunu aday yaparsa bu ihtimal kesinlik kazanır.

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA