Değerli AydınPost okuyucuları,

Bu hafta da sizlere turizmde eğitimin önemi tartışılmaz bir konudur özellikle eğitimli, kalifiye personelin işinde başarı oranının yüksek olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu konuda özellikle ülkemizin vitrini ve en önemli dışa açılan kapısı olan turizmde kalifiye personel sıkıntısı yıllardır dile getirilmektedir. 1980 sonrası Özal ile önü açılan ve hızla gelişmeye başlayan otelcilik sektöründe ilk başlarda gerçekten de kalifiye eleman sorunu yaşanıyordu. 12 Eylül öncesinde mücadelelerle kazanılan işçi hakları 12 Eylül Askeri darbesinden sonraki 24 Ocak kararları ile gasp edilmiş. Sermayenin emrine verilmiştir.

Turizm teşvik kanunu ile neredeyse bedavaya verilen kredilerle sektöre bolca para aktarıldı. Çevre araştırmaları yapılmadan özellikle Antalya’da doğa ve tarihi güzellikler dikkate alınmadan her koyda mantar gibi beton yığını oteller yükselmeye başladı. Geri ödemesiz ya da uzun vadeli faizsiz kredilerle oteller yapılıyordu ama bu otellerde çalışacak yetişmiş ve yabancı dil bilen personel yoktu. Bu konu da Aydın Turizm İl Müdür Muavini Ahmet Demir Bey ile yemek sırasında dile getirildi. Ben de araştırmaya başladım. Araştırma sonucunda maliyeti 100 bin TL civarında olan bir seyahat acentası işletmesinde çok doğru bir karar alarak en az 1 enformasyon memuru, sorumlu müdür, belgeli veya seyahat acentası işletmeciliği mezunu şartı aranmaktadır. Ancan maliyeti milyonları geçen konaklama sektöründe böyle bir uygulama bulunmamaktadır. Özellikle otel sahibi olanlar doğru dürüst alanında tahsili olmayan akrabalarını, eşini dostunu önemli karar mekanizmaları olan genel müdür, genel müdür yardımcısı, ön büro müdürü gibi kadrolara getirmektedir. Ama bu konularda eğitimini almış, okulunu bitirmiş gençlerimizi garson, komi, temizlik görevlesi gibi kadrolarda çalıştırmaktadırlar. Böylece hem otel maliyetleri yükselmekte hem de hizmet akışı aksamakta ve hem otel işletmeciliği hem de ülke turizmi zarar etmektedir. Bu duruma çare olarak ise 19 Haziran 1986 tarihinde 3308 sayılı meslek eğitim kanunu yayınlandı. Sonrasında ise birçok şehirde Anadolu otelcilik ve turizm meslek lisesi birçok üniversitesi bünyesinde turizm ve otelcilik yüksek okulu ve otel işletmeciliği fakültesi açıldı. Ayrıca Turizm Eğitim Merkezi(TUREM) gibi kurumlarla kısa sürede turizm sektörü için kalifiye eleman yetiştirilir hale gelindi. Yaklaşık 36 yıldır yüzbinlerce genç eğitim alarak sektörde çalışmaya başladı ama bu yetişmiş elemanların sektörde sürekli istihdamı sağlanamadı. Hal böyle olunca bu katılım oranı da düşmekte çünkü gençlerimiz aldıkları diplomaların faydasını iş hayatında ve kariyer noktasında görememektedirler. Okullarda eğitim kalitesi de düşmektedir. Yine eskiye dönecek olursak 1994 yılını takip eden yıllarda otelcilikte her şey dahil konseptinin yerleşmeye başlaması ile birlikte kalifiye elemana verilen değer daha da azalmaya başladı. Artık oteller daha ucuza satılıyordu, otel işletmeleri faturayı işçilerine çıkarıyor ve daha az ücrete daha uzun saatler çalıştırıyorlardı. Bu durum sektördeki deneyimli ve donanımlı çalışanların farklı sektörlerdeki alternatiflere yönelmesine sebep oldu. Özellikle konaklama sektöründe ve turizm işletmeciliklerinde belirli karar mekanizmalarında bulunan kadrolara ilgili bölüm mezunu şartı ile ilgili kanun çıkartılırsa okullarımızdaki eğitim seviyesi yükselir, alınan diplomalar geçerlilik kazanır. Hem turizm işletmeleri hem de ülke turizmi çok daha iyi bir noktaya gelecektir. Bu sayede gençlerimiz de eğitimini almış oldukları diplomanın değerinin bilinci ile işlerine daha istekli davranacaklardır. İş bulma imkanları artacaktır. Yukarıda belirttiğimiz gibi ülke turizmi de hakettiği yerlere gelecektir.

SONUÇ: Her yaz döneminde stajyer adı altında gencecik insanlar neredeyse bedava çalıştırılmak için sektörün eline veriliyor. Bu kişilere staj dönemlerinde işin aslının öğretilmesi gerekirken getir götür gibi ayak işleri yaptırılıyor. Böylece daha staj döneminde eğitim gördüğü işten soğutuluyor ve eğitimli ve kalifiye eleman yetiştirilmesinin önü daha en başta kesiliyor. Bu kesinlikle yanlış bir yöntemdir.
Yurt dışından getirilen ucuz işçilerle de sezonu geçirmeye çalışıp donanımlı personeli fazla para vermemek için çalıştırmıyorlar. Böylece hem kalifiye eleman kendi sektöründe iş bulamıyor hem de turizmde hizmet kalitesi düşüyor ve müşteri memnuniyetsizlik oranı artıyor. Özellikle bu pandemi döneminde kalifiye turizm personelinin yok sayıldığı bir turizm politikasının ne turizme ne de ülke ekonomisine faydası olmaz.
35 milyar dolar üstü bir turizm gelirinden bahsedilen günümüzde turizm personeli insanca yaşam için bu gelirlerden hak ettiği payı alabilmelidir.