Sıkıntılı günlerden geçtiğimiz bu süreçte, ilgi duyan dostlarımız için futbol gündemimizi yazalım dedim. Ülkemizde fiziki altyapı ile ilgili çok önemli yatırımların yapıldığı son yıllarda maalesef süper ligimizde istendik sonuçlara ulaşamıyoruz. Takımlarımız ve milli takım turnuvalarda bizi çok üzen sonuçlar aldılar ve almaya devam ediyorlar. UEFA Liginde Galatasaray’ın gruptan çıkması dışında hepimizi çok üzen bir başarısızlık var… Süper lig kalitemiz de oldukça düşük…

Süper ligde 16. Haftayı tamamladık. Trabzonspor içerde ve dışarda çok başarılı skorlar alarak rakipleriyle arasındaki puan farkını açarak zirveye doğru ilerliyor. Şampiyon olur mu? Burası Türkiye, her an her şey olabilir… İstikrarın olmadığı ülkemizde devamlılığı olan başarılardan söz edemiyoruz…

Futbol federasyonumuzun, hakem camiasının, yetiştirici kalitesinin, yönetici kalitesinin yoğun tartışıldığı günlerden geçiyoruz. Ancak gündem çabucak değişiyor ve bir arpa boyu yol alamıyoruz. Kaliteli tartışmalar yapan ve sonuçta işe yarar çıktılar elde edip, bunu sistemine entegre eden bir toplum olmayı hala başaramadık. Eleştiri çok önemli ve çok faydalı bir iletişim aracıdır. Ancak eleştiri ile beraber çözüm önerilmiyorsa eleştiri de,  eleştiri yapan da problemin bir parçası olur… Hep yazıyorum ülkemizin her bölgesinde yeni Altınordu’lara ihtiyacı var. Ulusalda Altınordu spor kulübü, Aydın yerelinde ise Yıldızspor takımları benzerlerine ihtiyacımız var. İstikrarsızlık sebebiyle bu iki örnek kulübümüzde bile son aylarda sorunlar göze çarpmaktadır… Bu örnek kulüplerle iletişime geçip sorunlarını aşma hususunda yardımcı olmak gerekir diye düşünüyorum. Bu takımlar bize lazım…

Süper ligde geçici bir Anadolu devriminin gerçekleştiğini düşünüyorum. Üç kocaman İstanbul takımı ekonomik sorunlarıyla cebelleşirken, bazı Anadolu takımları üst sıraları zorlamaya başladılar. Geçmişte şampiyonluk deneyimi olan Trabzonspor bu yarışta daha öne çıktı. An itibarıyla daha başarılı oldu… Konyaspor ve Hatayspor’u bu müthiş başarılarından dolayı zevkle izliyorum. Özellikle Konyaspor’da bir teknik adam dokunuşu göze çarpmaktadır. Hatay ilimizde yetişen İlhan Palut hocam, dilde öğrenirse Avrupa’da bizi temsil edecek teknik adamlar arasına ismini yazdırabilir. Zaten o listede Fatih hocamız dışında ciddi bir isim de yok… Yeri gelmişken gençlerimize bir eğitimci olarak naçizane birkaç küçük öneride bulunmak istiyorum… Gençlerimizin mutlaka dil öğrenmelerini, gerekli bilgisayar programları hususunda donanımlı olmalarını ve bir müzik aleti çalmaları gerektiğini düşünüyorum. Bu donanımlara sahip gençler iletişim ve temsil yetenekleri de varsa çok başarılı olacaklardır diye düşünüyorum. Ben şahsen dil bilmeyen, devletimizin yaptığı dil sınavını geçmeyen kişilerin yönetici olmamaları gerektiğine inananlardanım… İnşallah ilerde bu düzenlemeleri görürüz. Aile şirketimizde yetki vermediğimiz kişilere devlet kurumlarında da yetki ve sorumluluk vermemeliyiz diye düşünüyorum… Erdemli olmak ve yapılan işle ilgili donanımlara sahip olunması gerekir diye düşünüyorum…

Senelerin verdiği bilgilerle şu sonuçlara ulaştım. Süper ligde şampiyonluğa oynayan takımların maç sayısı çarpı iki kadar puan toplaması gerekiyor. Mesela Trabzonspor’un 16 haftada en az 32 puanının olması gerekiyordu. Bugün 39 puanı var ve çok başarılı…32 Puana ulaşan başka takım yok. Trabzonspor bu açıdan zirve mücadelesinde şu an için rakipsiz görünüyor… Diğer taraftan üç büyük İstanbul takımı sürekli kan kaybediyorlar… Hatta ikinci olmak mücadele ediyorlar. Yine aynı algoritmayla, küme düşmeme yarışında olan takımların ise maç başına en az 1 puan toplamaları gerekiyor. Yani 16 maçta en az 16 puan toplanması gerekiyor. Puan sıralamasına baktığımızda 16 puan ve altında puan almış takım sayısı dört… Dört takımın küme düşeceği ligde Rize, Malatya, Göztepe ve Kasımpaşa için çanlar çalıyor… Üstelik bu takımlar kendi evlerinde de puan toplayamıyorlar…

Avrupa ile yarış şansı olmayan futbolumuzun bu aralar en fazla yarar sağladığı sektör, üzülerek belirtmeliyim ki yasal veya yasal olmayan bahis sektörüdür, diye düşünüyorum… Bu sebeple her gün birçok ailede, ocaklar sönmektedir…