Özgür Özel, konuşmasında partinin 83 makam odası olduğunu ve bunlardan 81'inin il başkanlıkları olduğunu ifade etti. "Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın 83 tane makam odası vardır" diyen Özel, İstanbul'daki il binasının da bu makam odalarından biri olduğunu belirtti.
İstanbul İl Başkanı olarak Özgür Çelik'i görevde tanıdığını vurgulayan Özel, "Benim vekilim, adaşım, yoldaşım Özgür Çelik'tir" ifadelerini kullandı. Özel, İstanbul'un seçilmiş belediye başkanının Silivri'deki ziyaretinden önce buraya gelerek desteklerini sunduklarını belirtti.
Mahkemenin kararını "yetki gaspı" olarak değerlendiren Özel, siyasi bir partinin il başkanını atama yetkisinin sadece parti üyelerine ve delegelerine ait olduğunu söyledi. Partinin yönetiminin, iki yıl önce yapılan kongre ile belirlendiğini hatırlatan Özel, bu kararın Türkiye'deki hukuk sistemi açısından kabul edilmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.
CHP lideri, son olarak yaşananları “demokrasiye karşı açık bir müdahale” olarak tanımladı, sözlerine şöyle devam etti:
Şimdi seçilmiş Cumhurbaşkanı adayımızı ve İstanbul'un seçilmiş belediye başkanını Silivri'de ziyarete gitmeden önce tüm Cumhuriyet Halk Partililer adına buraya il başkanımızı ziyarete geldim. Kendisiyle yöneticilerimizle, milletvekillerimizle içinde bulunulan durumu değerlendirdik ve birazdan buradan ayrılacağım.
Ardından da her birimiz görevimizin gereğini yapmaya devam edeceğiz. Dün alınan karar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin hukuken ve siyaseten yok hükmünde olan, yetki gaspı olan ve kabul edilmesinin Türkiye'deki hukuk sistemi açısından da mümkün olmadığı bir karardır.
Siyaseten bir siyasi partinin genel başkanını o ilde kimin temsil edeceğine o partinin üyeleri, onların seçtiği, onların seçtiği delegeler karar verirler. Bu karar bundan 2 yıl önce yapılan İstanbul İl Kongresi ile belirlenmiştir.
Darbe süreci
İstanbul İl Kongresi'nin iradesine buraya atanmış bir darbe sürecini yöneten bir baş savcının kontrolünde bir hamle yapılmaktadır.
Yapılan iş Türkiye'deki hukuk sistemini allak bullak etmeyi göze alan Türkiye'deki hukuk sistemini allak bullak etmeyi göze alan Bugün Türkiye'de usulüne göre yapılmış itiraz süreleri geçmiş. Varsa itirazlar karara bağlanmış,
YSK kararıyla kesinleşmiş olan ya da ilçelerden verilen kesinleşmiş olan mazbataların her birini tartışmaya açan, asli hukuk mahkemelerinin her bir tanesini YSK'nın temyiz merciiymiş gibi değerlendiren ve Anayasa Mahkemesine dahi başvurduğunuzda kanuna göre YSK'nın kararı kesindir.
Buna ben dahi bakamam diyen Anayasa Mahkemesi kararları ortadayken bir ilin onlarca Asliye Hukuk Mahkemesinden bir tanesinin kenarca başvuruyu başka başka mahkemeler reddetmişken yetkim yok demişken bir yetki gaspı yapan bir mahkeme kararıyla karşı karşıyayız.
Bu durumda bu kararı tanımamız. Bu kararın görevlendirdiği kişilerin görevini görevlendirdiği kişilerin görevini meşru görmemiz, seçilmemiş birisini İstanbul İl Başkanı gibi kabul etmemiz en basitinden hem hukukun inkarı hem de siyasetin inkarı seçimin inkarı sandığın inkarı olur.
Bu durumda bu durumda elbette bu kararı tanımıyoruz ve il başkanımız ve yönetimi görevine devam ediyor. Ancak benim burada, benim burada büyük bir memnuniyeti, büyük bir gururu sizler hem de Türkiye ile paylaşmak isterim.
Sabahın erken saatlerinden itibaren bana gelen, il başkanımıza gelen, bütün yöneticilerimize gelen onlarca yüzlerce telefon Bugün İstanbul'da İstanbul'un dört bir yerinde noterlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin seçilmiş delegeleri ki dünkü mahkeme kararında dahi onların görevinin başında olduğu il delegelerinin görevinin başında olduğu iptal edilen Genel Merkez Delegelerinden bahsetmiyorum.
Kurultayda Özgür Çelik'in seçildiği kurultayda oy kullanan delegelerin, görevinin başında olan delegelerin bugün noterde kuyrukta olduğunu görüyoruz. Ve bütün arkadaşlarımız. İstanbul il başkanının kim olduğuna biz karar verdik.
O kongre sakatlandı diyorsanız doğrusunu 15 gün sonra görürsünüz. İrademizin arkasındayız diyerek olağanüstü kongre için noterde imza veriyorlar. Ancak bu imzayı verenler geçen seçimde Sayın Özgür Çelik'i destekleyen arkadaşlarımızın yanında Sayın Özgür Çelik'e destek vermeyen o gün oy vermeyen açıkça karşı listede olan hatta orada görev talep eden arkadaşlar dahi bu hukuksuzluğun karşısında partinin arkasında Özgür Çelik'in arkasında noterde sıradadır.
Birilerinin tarif etmeye çalıştığı gibi suni olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir ikilik vardır. Özgür Çelik'in seçimine şaile karışmıştır. Şimdi o seçimi iptal ettik. Bunlar birbirine düşecek. O seçimin sonucu sakattır demeye çalışan kötücül akla karşı o seçimde değil ama bugün Özgür Çelik'in arkasındayım. İrademiz tertemizdir demektedirler. Herkes şunu bilsin ki, herkes şunu bilsin ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin hangi görüşte olursa olsun geçmişte bugün il delegeleri noterde sıraya girip iradelerine, tertemiz iradelerine, tertemiz seçimlerine sahip çıkıyorlar.
Ve merak edene önümüzdeki günlerde onların talebiyle yapılacak olağanüstü kongreyle İstanbul'un iradesi bir kez daha hatırlatılacak ve perçinlenecektir. Ben gerçek bir Cumhuriyet Halk Partililik duruşu gösteren geçen kongrede karşı taraflarda yarışırken bugün kol kola önlü arkalı noter sıralarından fotoğraflarını yollayan ve burada partililik nasıl olur?
Kongre süreci devam edecek
Bu parti kendi kendisini nasıl yönetir? Dışarıdan gelen müdahalelere saray planlarına darbecilere darbeyi sürdürenlere ve onun aparatlarına karşı bu duruşu gösteren her bir delegemizin hepiniz adına ayrı ayrı alnından öpüyorum
Bu hafta sonu aynı nasıl 23 Mart'ta Ekrem Başkan için sandık kurarken 4 gün önce 4 günlük gözaltı kararıyla bize o ön seçimi yaptırmayıp Ekrem İmamoğlu'nun adaylaşmasına engel olmaya çalışanlar bu hafta sonu tüm Türkiye'de tertemiz mahalle delege seçimleri bitecekken bu kararı alıp İstanbul'dan bir tartışma üretmeye çalıştılar. İstanbul'un mahalle delegeleri belirlenmiş, 14 ilçemizin ilçe seçimi kararları ilgili ilçe seçim müdürlüklerince alınmış ve seçimlerinin günü bellidir.
Ve gelecek haftadan itibaren ilçe başkanlıklarımız seçimlerini yaparak 2025 yılı kongre sürecini sürdüreceklerdir. Bunu engel olmaya, buna engel olmaya hiçbir Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yetkisi yoktur. Bu yetki gaspını tanımıyoruz. Buna yönelik olarak da hukukçu arkadaşlarımız hazırlıklarını gece boyunca yaptılar.
Bugün tüm hukuk yolları, tüm hukuk yollarına yapılması gereken en titiz başvurular, itirazlar gerekli müdahaleler yapılıyor.
Bunun yanı sıra akan akan süreç ilçe seçim kurullarının ve Yüksek Seçim Kurulunun yetkisindedir. Bunun dışında bir yetki tanımlamasıyla Türkiye'de bugün elinde mazbatası olan kimse güvencede kalmaz
Cumhurbaşkanlığı seçimi askıya alınabilir
Bir başka Asliye Hukuk Mahkemesi döner herhangi bir siyasi partinin genel başkanının ya da belediye başkanlarına verilmiş, milletvekillerine verilmiş mazbataların dahası Cumhurbaşkanlığı seçimini askıya alabilir. Yerine kayyum heyeti atayabilir. Böyle bir yetki ne kanunlarda tanımlanmıştır. Ne anayasaya uygundur. Anayasaya sahip çıkmaya kanunlardan gelen yetkileri ile ilçe seçim kurullarının ve Yüksek Seçim Kurulunun kuralları belirlediği kurallar dahilinde sürecimizi yönetmeye bizi kimin yöneteceğine, ilçeleri kimin yöneteceğine, ili kimin yöneteceğine, partiyi kimin yöneteceğine Cumhuriyet Halk Partililer olarak karar vermeye, irade koymaya devam ediyoruz.
Bizi kimse bu yoldan alıkoyamaz. Bugün yaşananlar bu da oldu dedirtecek. Buna da tenezzül ettiler dedirtecek bir tenezzül meselesidir. Tarihte buna tenezzül edenler tarihi sayfalarında bugün yaptıklarıyla bundan medet ummalarıyla yer alacaklar. Sizler bizler de 19 Mart'tan beri sürdürdüğümüz darbeye direnenler olarak demokrasinin safında yer almış olarak tarihte yerimizi alacağız.