703 saylı KHK ile Milli Kütüphanenin kuruluş kanunu iptal edildi. Yani, Milli Kütüphane hukuken yok edildi, tüzel kişiliği ortadan kaldırıldı. Görevlerinin bir kısmı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne verildi. Kütüphanenin ve içindeki 3 milyon eserin ne olacağına ilişkin bir düzenleme de yapılmadı.

Bunun anlamı ne?

72 yıl önce kurulan ve “Türkiye'nin Hafızası” olarak anılan Milli Kütüphane yok edildi. Türkiye şu an dünyada milli kütüphanesi olmayan tek ülke.

 

kutuphane.jpg

 

703 sayılı KHK ile sanata da darbe vuruldu. Devlet Tiyatroları’nda da değişiklik yapıldı. 703 sayılı KHK’nın 68’inci maddesine göre, “Devlet Tiyatroları Personeli Hakkında Kanun” değiştirildi. Buna göre, “Devlet Tiyatroları Genel Müdürüne en yüksek sanatkar memur ücretine ilave olarak Cumhurbaşkanınca tayin edilecek miktarda idare ve temsil ödeneği verilir” hükmü getirildi. Sözkonusu Kanunun 19’uncu maddesi de “Sanatkarların sözleşme prim, tedavi, ayrılış ve ölüm tazminatı, askerlik, izin, yaz tatili aylarında Devlet Tiyatrosu dışında kendi hesaplarına çalışma, yolluk, inceleme seyahati ve disiplin işleriyle yabancı sanatkar ve grup getirme ve tiyatronun iç ve yönetim işleri Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle belirtilir” halini aldı.

Bununla da kalmadı!

703 sayılı KHK’nın 82’inci maddesine göre, “‘Devlet Opera ve Bale”de de aynı değişiklikler yapıldı. Bu düzenlemelere göre iki kurumun özerklikleri sona erdirildi.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan Sanat Kurulu, Teknik Kurul ve Disiplin Kurulu, Devlet Tiyatroları’nda Edebi Kurul ortadan kalktı. Yeni düzenlemeyle bu kurumlar bütçesiz bırakıldı. Yönetici kadroları ortadan kalktı. Kurumların binaları ve mekanları da Cumhurbaşkanlığına devredildi.

devlet-tiyatrolari.jpg

 

Devlet Tiyatroları ne zaman kuruldu?

Devlet Tiyatrosu, Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi’nin bir aşaması olarak 16 Haziran 1949 yılında 5441 sayılı kanunla Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak “Devlet Tiyatro ve Operası” adıyla kuruldu.

Genel Müdürlüğüne Muhsin Ertuğrul getirilmiştir. 1965 yılında, Devlet Tiyatroları, Milli Eğitim Bakanlığı içinde oluşturan Kültür Müsteşarlığına bağlandı. 13 Haziran 1966 yılında Devlet Opera ve Balesi, Devlet Tiyatrolarından ayrıldı.

Devlet Tiyatroları 1971 yılında yeni kurulan Kültür Bakanlığı’na devredildi. Aynı yılın sonunda Kültür Bakanlığı, müsteşarlık olarak Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlandı. Devlet Tiyatrolarının bağlı olduğu Kültür Müsteşarlığı, 7 Haziran 1972 günü Milli Eğitim Bakanlığı’ndan ayrılarak, Başbakanlığa bağlandı.

17 Kasım 1974’te Devlet Tiyatroları yeniden kurulan Kültür Bakanlığı’na bağlandı. 25 Kasım 1981’de Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı birleştirildi. Devlet Tiyatroları Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlandı. 2 Mart 1989’da Kültür ve Turizm Bakanlıkları ayrıldı.Devlet Tiyatroları, Kültür Bakanlığı’na bağlı kuruluşlar arasında yer aldı. 29 Nisan 2003 tarihinde Kültür Bakanlığı, Turizm Bakanlığı ile birleşti. Devlet Tiyatroları da tüzel kişiliği haiz Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı kuruluşlar arasında yer alıyordu.

Bu aşamada ilk akla gelen soru, bu yasal düzenleme sonrasında ne olacak?

Önce Milli Kütüphane’nin kapatılması tarihi bir hatadır. Bu kurumun, Türkiye Cumhuriyeti’nin hafızasını oluşturması nedeniyle varlığının korunması ve geliştirilmesi gerekirken kapatılmasını anlamak olanaklı değildir. Bu kurumun bilimsel yeterlilikte bir ekiple, özerk bir şekilde yönetilmesi gerekir. Bu tür kurumlar siyaset üstüdür ve bilimin ve bilginin kaynağıdır. Açıkçası bu düzenleme ile akademik kesimler başta olmak üzere, bilimsel bilginin önemini kavramış, çağdaş, demokrat kesimi fazlasıyla tedirgin etmiştir.

Devlet Tiyatroları ile Devlet Opera ve Balesi’nin tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılması ve Cumhurbaşkanlığına bağlanması sanatın yok edilmesi demektir. Bu düzenleme ile artık Cumhurbaşkanı’nın belirlediği sanatçılar, Cumhurbaşkanı’nın belirlediği eserleri, Cumhurbaşkanı’nın belirlediği şekilde sahneye koyacaklardır. Başka bir seçenekleri ve yaratıcılıkları olmadan bunu yapmak zorunda kalacaklardır.

 

Kültür ve sanat bağımsız olmalıdır.

Kültür ve sanat özerk olmalıdır.

Aksi takdirde kültür ve sanat var olamaz!

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA