Hayat, geliyor ve geçiyor.
Hayatlarla tanışıp, bazen beraber yol alıp sonra bir şekilde yollarımızı ayırıyoruz.
Bir bayrak yarışı gibi çıkılan yol, engebelerle ve engellerle dolu.
Kimi zaman geri dönmek, kimi zaman da soluklanmak gerekiyor.
O yol kimselere göstermeden kuytuda usulca ağlamayı da barındırıyor, “Başardım” nidalarını da…
Bazen de başarıların tacı henüz takılmamışken kalp yarı yolda bırakıyor, “kalbin” hep ileriyi düşünse de…
Umut, insanın en büyük ateşi.
Bir değer biçilemez adam, "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim” demişti.
Erman bu şehirde bir ateş yaktı. Umudu da barındıran…
Şimdi o umudun ateşini üflemek lazım…
Umudun ateşini üflemeye ben de varım.
Geldim ve buradayım.